Kadınlara Amerikan taktiği

       KADIN Adayları Destekleme Derneği'nin (KADER) yerel yönetimlere aday olan kadınları eğitmek için İstanbul'a getirdiği biri kadın 3 ABD'li uzman, kadın adaylara seçim taktiği verdi.
       KADER'in iki günlük eğitim semineri için İstanbul'a gelen Susie Alcorn, Thomas F. Hujar ve Scott Carpenter 18 Nisan'da yerel yönetimlere aday olan kadınlara çeşitli tavsiyelerde bulunarak örnek seçim kampanyası hazırlama taktiği verdi. Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü'nün (IRI) Türkiye Daimi Temsilcisi Scott Carpenter, Türkiye'de kadınların siyasetteki konumunun iyi olmadığını, siyasete giren ya da girmek isteyen kadınların birçok zorlukla karşılaştığını söyledi. Washington ve Pensilvanya eyaletlerinde kongre kampanyalarıyla, Polonya ve Bulgaristan'da eğitim çalışmalarına katılan Carpenter, kadınların siyasete girmesinin demokrasiye daha çok katkı sağlayacağını belirtti. Carpenter, Türkiye'deki siyasi partilerinde kadınların partilerine getirecekleri enerjiden ve güçten habersiz olduğunu belirtti. Amerika'daki son iki seçimin yapılıp yapılmayacağına dahi kadınların karar verdiğini belirten Carpenter, ABD'de hiç bir partinin kadınları gözardı edemediğini söyledi.

       * Politikaya girmeden önce ne istediğinizi ve neden bu hareket içinde olduğunuzu kendinize açıkça sorun ve yanıtlayın.
       * Arkanıza başka kadınlar da alın. Tek başınıza hareket etmeyin.
       * Başkalarının özellikle de başka kadınların tecrübelerinden faydalanın.
       * Hedeflerinizi iyi belirleyin. Rakiplerinize göre güçlü ve zayıp yönlerinizi bulun. Seçim kampanyanızı hangi konu üzerinde kuracağınızı kararlaştırın. Rakipleriniz için kavgacı dil kullanmayın. Uzlaşmacı ve yapıcı söylemler kullanın.
       * Hedef kitlenizi iyi seçin, beklentilerini ve sizin sunacağınız çözümleri belirleyin. Boş vaat vermeyin, yapamayacağınız söz vermeyin.
       * Sokağa çıkın, halkın içinde olun. İnsanlarla rahat konuşun, sadece kadınlara değil, erkeklere de ulaşın.
       * Politika yaptığınız yörenin gelenek ve göreneklerini öğrenin.
       * Seçmenlerinize onlardan birisi olduğunuzu hissettirin. Onlar gibi giyinip, onlar gibi davranın. Hatta yapacağınız konuşmalarda yörenin kullandığı dille hitap edin, şakalaşın. Evlerine konuk olun.
       * Seçmenin karşısında oy isteyen güçsüz aday görüntüsü sergilemeyin, gücünüzden onları faydalandırmak istediğiniz mesajını verin.
       * Kampanyalarda öğretilen taktikleri iyi kavrayıp hayata geçirin.

       A. Rezzak ORAL - ANKARA
       CHP'nin kadın raporunda, "Türkiye için sosyal demokrat geleceği kadınların kuracağı görüşü" dile getirildi. Milliyet'in ele geçirdiği 101 sayfalık "CHP Kadın Projesi" adlı raporda kadınların sorunları "çözüm masasına" yatırılırken somut mesajlar dikkat çekti.
       CHP'nin kadın raporunun kapağında "Sosyal demokrasi Türkiye için yeni bir gelecek demektir. Bu geleceğin kurulmasında kadınlar rol oynayacaktır" sloganı yer alırken kadın - siyaset ilişkisi konusundaki şu görüşe yer verildi:
       "Yurttan sesler kadınlar korosu, artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyor. Bu sese duyarsız kalmak mümkün mü? Bu rapor, CHP'nin durum saptamasıdır. Bu rapor, CHP'nin kadınlı gelecek projesidir. Bu rapor, CHP'nin Türkiye'de yaşayan kadınlara verdiği sözdür. Unutulmamalıdır ki, Türkiye'de kadınları bastıran bir anlayışın en görünen bayrağı kadınların kara çarşafı olmuştur. Kadınların mücadelesi tüm ezilenlerin mücadelesidir."
       CHP lideri Deniz Baykal, raporun önsözünde kadınların öncelikli sorunlarını "demokrasi, barış, sosyal adalet ve laiklik" olarak sıraladı.
       Raporda, kadın sorurları konusunda karar organlarında geçici süreyle "kadın kotası" uygulamasının eşitlikçi bir anlayışın ürünü olduğu ifade edildi.
       Raporda, kadınlara yönelik şiddet konusunda ise, "Şiddetin elle tutulur, gözle görülür olmaması şiddetin olmadığı anlamına gelmez" görüşü dile getirilirken, Türk toplumun şiddeti kuşaktan kuşağa devreden bir yapıya sahip olduğu tespiti yapıldı.
       CHP raporunda, "Kadın Veri Merkezi", "Kadın Kütüphanesi", "Kadın Sığınma Evleri" ve "Kadın Danışma Merkezleri" gibi kuruluşların da kurulması öngörülürken; "yoksulluk neredeyse kadınla özdeşleşmiştir" denilerek istihdamda kadınlara öncelik verilmesi istendi.