Siyaset Kılıçdaroğlu: Başbakan bir sağlık kuruluşuna başvursun

Kılıçdaroğlu: Başbakan bir sağlık kuruluşuna başvursun

24.01.2011 - 01:47 | Son Güncellenme:

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir şubeleri tarafından CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Yılın Siyasetçisi' ödülü verildi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi ile ilgili kullandığı ifadeleri 'Densiz' olarak nitelendirerek, "Benim Başbakana önerim var. En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvursun" dedi.

Kılıçdaroğlu: Başbakan bir sağlık kuruluşuna başvursun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam İstanbul'dan özel uçakla Eskişehir'e geldi. Anadolu Üniversitesi Havaalanı'nda çok sayıda partili tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu yaklaşık 100 araçlık konvoyla kent merkezine hareket etti. Kılıçdaroğlu ilk olarak DSP'li Büyükşehir Belediyesi tarafından Kent Park içerisine konulan 'Demokrasi ve Özgürlük Heykeli'nin açılış törenine katıldı.

Haberin Devamı

BÜYÜKERŞEN'E ÖVGÜ
Kent Park'ta Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve kalabalık bir topluluk tarafından sevgi gösterileriyle karşılanan Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, "Parklar ve parkları süsleyen anıtlar bir kentin onurudur. Sayın Büyükerşen, kent kültürünün en güzel örneklerini Eskişehir'e ve Eskişehirlilere gösterdi. Umuyorum bu İstanbul, Ankara ve Kars'a da örnek olur. Eğer biz bunları yaparsak, bu örnekleri çoğaltırsak Türkiye'de kentin, kentlinin önemini daha iyi vurgulamış oluruz. O açıdan sosyal demokrat belediyecilik örneğini Eskişehir'de hocamız çok güzel örnekleriyle ortaya koydu. Sadece anıt yapmadı, büyük parklar da yaptı. büyük parklarda insanlar özgürce dolaşıyorlar. Kent kültürünün en önemli özelliklerinden birisi de odur. Evlerde dört duvar arasında değil, kentte özgürce dolaşmak çok daha önemlidir. Eskişehir'de yapılan çok şey var. Hocamız bu konuda defalarca Eskişehirlilere bilgi vermiştir. Sosyaldemokrat belediyecilik anlayışıla gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Kılıçdaroğul bir gazetecinin "Hocamızı ne zaman partinizde göreceğiz?" sorusu üzerine "Onları daha sonra görüşeceğiz arkadaşlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kent Park'ın ardından Anemon Otel'de Çağdaş Gazeteciler Derneği ve ADD Eskişehir şubelerinin ortaklaşa düzenlediği 'Uğur Mumcu'yu Anma' etkinliğine katıldı. Etkinliğe Kılıçdaroğlu'nun yanısıra Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, CHP Genel Başkan Yardımcıları Süheyl Batum, Gürsel Tekin, CHP Eskişehir Milletvekilleri Tayfun İçli ve Murat Sönmez,DSP'li Eskişehir Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr.Ümit Kocasakal, Eskişehir Barosu Başkanı Rıza Öztekin, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel başkanı Ahmet Abakay ile çok sayıda kişi katıldı.
İstiklal Marşı ve saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan etkinlikte Şef Murat Göktaş yönetimindeki Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası konser verdi, Hülya Kazan da piyanoda Lilian Tonella, kanunda Öke Ünler'in eşliğinde Turkuvaz şarkılar söyledi. Kılıçdaroğlu sanatçıları alkışladı.
Ardından Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şubesi tarafından yılın başarılı kişilerine ödülleri verildi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Yılın Siyasetçisi' ödülünü aldığı törende yılın sporcusu ödülü voleybolcu Neslihan Demir Darnel'e, Centilmen sporcu ödülü Eskişehirsporlu Sezgin Coşkun'a, Yerel Televizyon Programcısı ödülü Kanal 26 Televizyonu'ndan Şaban Bağcı ve Banu Öge'ye, Tiyatro Sanatçısı ödülü Özlem Boyacı ve Arif Pişkin'e, Çevre ödülü Gürleyik Köylülerine,Yılın demokrasi ve hukuk savaşçısı ödülü İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr.Ümit Kocasakal'a, Yılın Cumhuriyet Sanatçısı Gürer Aykal'a, Yılın hukukçusu ödülü Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'a. Yılın Gaazetecilik Özel Ödülü' de halen cezaevinde bulunan gazeteci Mustafa Balbay'a verildi.

Haberin Devamı

EZBERİ BOZULDU, MERAKLANMASIN KİMSAYISINI DA BOZACAĞIM
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay'dan ödülünü alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Başbakan Erdoğan'ın kendisi hakkında söylediği sözleri televizyon haberlerinde izlediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakanın ruh halinden bir hayli endişeliyim. Toplantı sonrası Başbakana soru yöneltiyorlar. Benim için kullandığı ifade 'Densiz'. Ama ben sayın başbakan için bu ifadeyi kullanmayacağım. Sayın Başbakana bir önerim var. En kısa zamanda bir hastaneye başvursun. Mutlaka hekimlerin tavsiyeleri olacaktır. Çünkü ezberinin bozulduğu belli. Önümüzdeki günlerde meraklanmasın onun kimyasını da bozacağım.
Seçimlere kadar uzun bir süre var, sinirlerine hakim olamıyor. En kısa zamanda bir sağlık kurumuna başvursun" dedi.

Haberin Devamı

BUNLAR BEREKETSİZ
Erzurum'a gittiğinde AK parti için 'Bereketsiz' sözcüğünü kullandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "AKP için bereketsiz sözcüğünü kullandım. Çünkü Palandöken'e her yıl insan boyu kar yağardı ama bu sene yok. Ben sanki yanlış birşey söylemişim, 'Git Kılıçdaroğlu oradaki tesisleri bak' diyor. Sayın başbakan ben tesisleri gördüm, sen oraya yağmayan kara bak diyorum. Bunları içimden gelerek ve samimi bunlara bereketsiz dedim. Neden? Çiftçiye gidelim soralım. Hayatından memnun mu? Değil. Demek ki bereketsizsin. Esnafa soralım. Hayatından memnun musun? Memnun değil. Kim yönetiyor? Bunlar. Demek ki bunlar bereketsiz. Sanayiciye soralım. O da hayatından memnun değil. Demek ki sen onlar için de bereketsizsin. E sen bereketsizsin. Kimler için bereketli AKP? Hortumcular için bereketli. Bakın AKP'ye tepeden bereket yağıyor ama onların üzerine. Allah rızası için çiftçinin, köylünün, işsizin, emeklinin üzerine düşüyor mu? Düşmüyor. Ben diyorum ya bunların kökü bereketsiz. Bereketsiz oldukları için de biran önce milletin yakasından bunların düşmesi lazım" diye konuştu.

Haberin Devamı

BASININ SESİ DE BİZİZ
Medya patronlarının korkudan bir şey yapamadıklarını öne süren Kılıçdaroğlu, bazı medya kuruluşlarında devletin elemanlarının ellerinde sopalarla beklediğini söyledi. Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
"Bugün Çağdaş Gazeteciler Derneği Atatürkçü Düşünce Derneği ile birlikte bize bir ödül verdi. Gelin şimdi bir de medyanın haline bakalım. Medya patronları korkudan bir şey yapamıyorlar. Yaparlarsa başlarına gelecekleri çok iyi biliyorlar. Bugün bazı medya patronlarının binalarında devletin denetim elemanları var. Ellerinde sopa bekliyorlar. Bir şey yayınlarsan sopayı indirecekler. Şimdi siz buna basın özgürlüğü mü diyorsunuz. AKP'nin demokrasisinden bahsediyorsunuz. Sizin ülkenizde 51 gazeteci hapiste var mı? Şimdi 59'a çıkmış. Buna basın özgürlüğü diyoruz. Basının sesi de biziz. Basın mensupları kusura bakmasınlar. Onlar konuşamıyorlar, yazamıyorlar. Yazanları atıyorlar, üstünü çiziyorlar, telefon ediyorlar. Bu haber niye çıktı burada diye. Diyelim ki ben bir televizyon kanalına canlı yayına çıktım. Arkadan 3-4 tane AKP'li bakanı, milletvekili hepsini sıraya ip gibi diziyorlar. Ben konuştum ya benden sonra AKP'nin tatmin edilmesi lazım. Başka türlü olmaz bu iş. Onun için halkın iktidarında söz veriyorum medya özgürlüğünü gerçekten getireceğiz ve bütün medya çalışanlarının tamamına sendikal hak getireceğiz. Hiçbir medya patronu doğrudan ya da dolaylı kamu ihalesine girmeyecek. Ama medya patronlarının bu ülkede özgürce haber yapmalarının, özgürce çalışmalarının önünü sonuna kadar açacağız. "

Haberin Devamı

ISLIK ÇALMAK SUÇ, MALI GÖTÜRMEK SERBEST
AKP'nin söylediklerinin aksini yaptığını öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, ıslık çalmanın suç sayıldığını söyleyerek şöyle konuştu:
"AKP ne söylüyorsa bilin ki aksini yapacaktır. Demokrasi diyorsa demokrasiyi katledecektir, halk diyorsa bilin ki halkın başına çorap örecektir, özgürlük diyorsa bilin ki özgürlükleri sınırlayacaktır. Hukuk diyor hangi hukuk. Bilboardlarda okuyorsunuz değil mi? Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü diyordu. Buyurun geldik üstünlerin hukukuna. Hangi hukukun üstünlüğü? Karar veriyorlar. Şu yargıçlar tarafsızlığını yitirdi diye yargı karar veriyor. O tarafsızlığını yitiren yargıçlar bulundukları yerlerden ayrılmıyorlar. Sanki mübarekler oraya zamkla yapıştırılmışlar. Onurlu bir yargıç, onurlu bir insan tarafsızlığı tartışıldığı zaman o kürsüyü terk eder. Eğer o kürsüyü terk etmiyorsa. O yargıcın yargıçlığı tartışılır. Bunu ben söylemiyorum, bunu yargı söylüyor. Eğer yargı söylüyorsa o yargı kararına o yargıçlarında uyması lazım. Aksi halde o yargıç tarafsızlığını kaybetmiştir. O yargıcın oradan ayrılması lazım, Yargıya saygı duyuyorsa, kendi onuruna saygı duyuyorsa o koltukta oturmaması lazım. Geldik şimdi bir yere. AKP'nin demokrasisine geldik. AKP demokrasisinde ıslık çalmak suç, malı götürmek serbesttir. Bu AKP demokrasisi. Yolsuzluk yapabilirsiniz. Arkanızda kapı gibi iktidar var. Hiçbir şey olamaz size. Ama siz ıslık mı çaldınız? Gel bakayım buraya. Nasıl ıslık çalarsınız? Bundan sonra hep beraber ıslık çalacağız arkadaşlar. Korkmayacağız. Bedel ödemekten korkmayacağız. Halkın yürüyüşüne başladık, halk için, halkla beraber yürüyoruz. Her türlü baskıya rağmen yürüyoruz. Telefonlarımız dinleniyor yürüyoruz. Yürüyeceğiz: Her türlü baskıya direneceğiz, yürüyeceğiz. Defalarca söyledim bir kez daha söylüyorum. İkinci ulusal Kurtuluş Savaşı'nı başlattık. . İkinci ulusal Kurtuluş Savaşı hareketini halkla beraber başlattık. Biz yoksulluk sigortası, aile sigortası getireceğiz, yoksulluğu tarihe gömeceğiz deyince AKP (Vay efendim siz o parayı nereden bulacaksınız? Nerede bu kaynak? 200 katrilyondan bahsediyor ) diyorlar. 200 katrilyon lafını duyunca ben anladım ki bu başbakan ne ekonomiden, ne rakamdan, ne maliyeden hiçbir şeyden anlamıyor. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Onun görevi milletin gözünü korkutmak. Eskişehir'den söylüyorum Ankara'da o beyefendi de duysun. Halkın iktidarında yoksulluğu tarihe gömeceğiz, bu ülkenin yoksul kadınlarına hane başına en az 600 lira aile sigortasından para ödeyeceğiz. Hiç endişe etmesin Recep bey. Efendim bunların projeleri yokmuş. Senin çok projelerini gördük. Milletin yoksulluğunu artırdın sen. Bir yılda artan yoksul sayısı TÜİK'in rakamlarına göre 818 bin kişi. Toplam yoksul sayımız kaça çıktı? 12 milyon 715 bin kişiye çıktı. Şu AKP'ye bakın. Çağ atlattığı Türkiye'ye bakın. Gelişen Türkiye'ye bakın. Yoksul sayısı artmış, adamın söylediği türküye bakın. Birbiriyle ilgisi yok. Çünkü bunlar yoksulluktan geldiler, yoksulları ezerek zenginleştiler. Bunların özelliği o. Bunlarda insan hakları kavramı gelişmemiş, bunlarda insan sevgisi yok. Bunlarda insan kaygısı yok. Bunlarda inançlara da saygı yok. Çünkü bizim inancımıza göre sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Biz yoksulluğu, yoksulu teşhir etmeyeceğiz. Biz bunu söylüyoruz. Bir de bunlar Müslüman geçiniyorlar. Rahmetli İnönü'nün bir lafı var ( Hadi canım sende) bunu söyleyeceğiz. Uğur Mumcu'nun kalemi yerde. O kalemi kaldırmak, almak, doğruları yazmak her yurt severin görevidir. O göreve bütün yurttaşlarımızı, bütün halkımızı davet ediyorum. Gelin kalemi yerden alalım yeniden yazalım. "
Ödülünü Eskişehir Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'den alan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da konuşmasında seçimlerinde iktidara karşı güçlerin birleştirilmesini isteyerek, siyasal iktidarın seçimleri kazanması halinde Türiye'ye başkanlık sisteminin geleceğini öne sürdü.