Siyaset Seçimler mahkemelik mi olacak?

Seçimler mahkemelik mi olacak?

02.12.2008 - 14:27 | Son Güncellenme:

CHP Lideri Baykal yerel seçimler öncesinde 6 milyon seçmenin birden ortaya çıkmasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.

Seçimler mahkemelik mi olacak

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin Meclis grubunda gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi.

İşte Baykal'ın açıklamaları:

2001 krizinden daha yüksek işsizlik sözkonusu. Kriz nedeniyle fabrikalar şirketler kapanıyor. Başbakan krizi saklamaya örtbas etmeye çalıştı. İşadamlarını suçladı; "Zulalarınızı çıkartın" dedi. Kanun çıkarttı yurt dışından para gelsin diye. Ne geldi? Başbakan da umutsuz konuşuyor rakam üzerine.

Bankaları suçladı, işadamlarını suçladı. Başbakan onu bunu suçluyor ama sakın yanılmayın Başbakan siyaset yapıyor Başbakan aslında onu bunu suçlayarak kensinin savunmaya çalışıyor. Ortada ciddi bir sorumluluğunu olduğu ortada. Başbakan "global kriz" diyor saklamak için. Türkiye 2006-2007-2008 sürekli büyüme hızı düğşen bi trendin içinde. Diğer ülkelerde görülenden daha farklı bir büyüme zaafiyeti ortaya çıkmıştır. Bugün önemli bir kredi dercelendirme kurluşu açıklama yaptı: "Türkiye IMF ile anlaşma resesyona resmen girer."

Ekonomik sıkıntının altında yatan birçok faktör var ama bir tanesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu hükümet devraldığı zaman yönetimi, Türkiye'nin cari açığı yoktu. Sıfır cari açık devraldı 2002'den itibaren başlamıştır ve bugün krizin etkileri ile biraz düşecektir ama 50 milyar dolar seviyesine gelmiştir. Cari açık probleminin altında bu hükümetin izlediği maliye, para ve kur politikası vardır. Bu hükümetin düzeni "borçlan ve harca". Şimdi Türkiye cari açık olmadan fabrikasını açamaz halde, işçisini çalıştıramaz halde. Şimdi geldi kriz vurdu. Cari açık ihtiyacı içine soktun. Yabancılara bağımlı hale getirdin. Şimdi sürdürülemez olunca "dünyanın sorunu". Hayır senin sorunun! Bu politikayı sen getirdin. Sıfırdan AKP üretmiştir, şimdi onu idame ettirmenin imkansızlığı karşısında ekonomi sıkışmıştır.

KRİZ PAKETİ

Bir paket açıklanıyor, söyleniyor duruyor, Hindistan'a gitti paket yok, geldi paket yok. Başbakan şimdi "Beklemeyin, illa ambalajlı mı olacak biz gerekeni yapıyoruz" demeye başladı. Durumu idare etmeye çalılşıyor. IMF karşısında takınılan tavır bizim "IMF'ye ihtiyacımız yok, bizim problemimiz para değil" diyordu. "Sigorta niteliğinde güven sağlasın diye paraya pula ihtiyacımız yok. Dünya o desteği de görmek istiyor onun için anlaşlır" diyordu. "Paraya ihtiyacımız yok ama güvene ihtiyacımız var anlaşırız, ama IMF ümüğümüzü sıkmasın" dedi. IMF konusunda Başbakan'ın kafası karmakarışık.

"IMF bizim kalkınma hızımızı düşürmek istiyor." diyor. Eğer IMF ile anlaşmadan kalkınma hızını gerçekleştirme imkanın varsa, gerçekleştirmezsen namertsin!

Küçülen Türkye'ye senin elinden geldik. Paket niye çıkmıyor IMF ile anlaşma olmadığı için çıkmıyor. IMF ile anlaşırsa paket çıkacak. IMF'den ne bekliyor? Para bekliyor döviz bekliyor. IMF'den gelecek paranın adı belli olmadığı için paketi çıkaramıyor.

"Teğet geçti" deyince ben de Başbakan'ın okulda geometri dersi nasıldı diye düşündüm. O dersi iyi öğrendi mi teğet konusunu hocaları ona tam analatamış. O konuda ek çalışmaya ihtiyacı var.

Eşe dosta dağıtılan kredilerin ne kadar yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Sırf Sabah-Atv için 750 milyon dolar verilmiştir. Şimdi o parayı KOBİ'lere işadamlarına sevketme fırsatımız olsaydı kimbilir neler olurdu? Binlerce kuruluş çarkını döndürme imkanına sahip olurdu.

SEÇMEN KÜTÜKLERİ SORUNU

Karşı karşıya kalınan manzara şaşırtıcı. Şimdi seçim kütüğü konusuna değinmek istiyorum. 6 milyon seçmen bir senede ortaya çıktı ve önümüzdeki seçimde oy verecek. İlgi çekici bir tabloyla karşı karşıyayız. Seçim güvenliği ve seçim kütüğü 1950'lerden beri en temel konudur. Son zamanlarda yeni bir düzenleme yapıldı ve adrese dayalı nüfüs sayım işleri İçişleri Bakanlığı'na verildi. Ve onlar sayımı yaptı onların sonucu üzerine seçmen kütüğü belirleme yoluna gidildi. Yani devlet memurlarının, yani hükümetin belirlediği kişilerin verecekleri cevapla hallediliyor. Hakimler halletmiyor, eskiden yargıçlar hallederdi. Bu anayasa bakımından incelenmelidir. Bu konu Anayasal olarak şaibelidir. 10 günlük bir itiraz süresi kesinlikle yeterli değildir. Hukuka aykırı bir uygulamadır. YSK'nın kendi denetiminin dışında oluşmuş, bürokrasinin hazırladığı kütük konusunda normal itiraz sürsini de kısıtlaması ciddi tartışmalara neden oabilir.

Bu 6 milyon ek yazımın kimden kaynaklandığını daha yeni incelemeye başlıyoruz. Nereden gelmiş incelenene kadar itiraz süresi bitmiş olacak. O sürenin derhal uzatılması lazımdır. Çok temel bir konudur. Bir süredir bu tip tartışmalar gündemimizde yer buluyor buna bir son vermek lazım. En azından kütüklerde bir sorun olamamalı.

Haberin Devamı

Kanal D