Siyaset Selçuk: Türkiye'de yasanın dili bozuk

Selçuk: Türkiye'de yasanın dili bozuk

20.02.2009 - 23:03 | Son Güncellenme:

.

Selçuk: Türkiyede yasanın dili bozuk

YARGITAY Onursal Başkanı ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk, yeni TCK'da yasanın dilinin bozuk olduğunu söyledi.
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nce, Antalya'da ‘Hukukun Üstünlüğü Işığında Ceza Yargılamaları’ konu başlıklı bir panel düzenlendi. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi ve Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk'un başkanlık ettiği panele konuşmacı olarak Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, A.Ü Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nihat Kanbur ve Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Faruk Turhan konuşmacı olarak katıldı. A.Ü Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Tezcan'ın açılış konuşmalarını yaptığı panele çok sayıda akademisyen ile öğrenci katıldı.
Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, yeni Türk Ceza Kanunu ile ilgili ağır eleştirilerde bulundu. Yeni TCK'de dilin bozuk olduğunu belirten Prof. Dr. Selçuk, şöyle konuştu:
“Yasada geçen birçok kelime ve cümleye bakıldığında, dilin bozuk olduğunu görüyoruz. ‘İstem' diyor, ‘suç ve ceza koymak’ diyor. Suç ve ceza konulmaz, öngörülür. Nasıl bir ülke burası? Yasada Ankara'yı Türkiye'den sayıyorlar, lütfetmişler sanki. ‘Görevi kötüye kullanmak’ diye birşey olamaz görev kötüye kullanılmaz, yetki kötüye kullanılır. Yasalar ifadeleri bozuk olarak bile yazılamaz. Taslak aşamasındayken Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'ı ‘dünyanın en kötü yasası yapılıyor’ diye uyarmıştım, ama bana sadece komisyon üyelerine aktarabileceğini söyledi. Duruşma sözcüğü örneğin ‘dur’dan türemiştir ve hiçbir anlamı yok. Çünkü mahkemede, dava görülecek ve dünyada böyle bir şey yoktur, avukatlar geçmiş karşılıklı duruşacaklar.”

‘SAVCI KARAR VERMEZ, YARGI YOLUNU AÇAR’
Türkiye'de, savcılık kurumunun yerleşmediğini belirten Prof. Dr. Sami Selçuk, “Savcının kararı ve hazırladığı dosya, dava için yargı yolunu açar, savcının hazırladığı dosya karar değil, iddianamedir ve doğruluğu kesin değildir. Cumhuriyet Savcılığı sözü de Türkiye'de bilinmemekte ve ‘Cumhuriyet' yönetim olarak algılanmaktadır. Aslında oradaki Cumhuriyet sözcüğünün yönetimle hiç alakası yoktur ve kimse bu konuda çalım atmaya kalkmasın. Oradaki Cumhuriyet sözcüğü Atatürk tarafından bir meslek adının önünde Cumhuriyet kelimesinin bulunmasına yönelik verilmiş bir durumdur” dedi.

‘YÜRÜTME YARGIYI KUŞATMIŞTIR’
Prof. Dr. Sami Selçuk, yaklaşık 3 saat süren panelde yürütmenin yargıyı kuşattığını da öne sürerek, “Türkiye'de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun Başkanı Adalet Bakanı'dır ve bu yürütmenin yargının üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Ben bunu daha önce de söyledim ve çok yanlış birşeydir. Yargı bağımsızlığına müdahale eden bir Adalet Bakanı koltuğunu kaybetmeyi göze almalıdır ve bu nedenle geçmişte birçok ülkede intiharlara varan olaylar yaşanmıştır. Çünkü bu değerlere halk kanla sahip olmuştur ve sen nasıl müdahale edebilirsin. Bu kamuoyu gücü ile olur. Fakat bizde de müdahaleler olmasına rağmen herkes 'hee' deyip geçiyor ve sadece haberlere konu oluyor” diye konuştu.

‘TÜRKİYE'DE HER 3 KİŞİDEN 5'İ YARGIÇ’
Kurul'un teftiş de yaptığını kaydeden Prof. Dr. Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kurul teftişi bakan adına yapıyor ve herkesin gözünden kaçan bu durum aslında bir skandaldır ve böyle bir ülkede yargının bağımsız olduğunu kimse söyleyemez. Yürütmenin yargıya karşı saygısı da yok. Bu not ilişkilerinde neler neler inceleniyor, yok efendim oruç tutarmıymış, namaz kılıyormuymuş, dini inancı neymiş gibi şeylerin değerlendirildiğini gördüm. Neler var Türkiye'de ama sizin haberiniz yok, bende başkan olduğumda öğrenmiştim. Müfettişlerin hakim ve savcılara yönelik not sistemi kesinlikle kaldırılmalıdır. Bu nedenlerle hiçbir yargıç Yargıtay'ın kararlarına karşı çıkmak istemiyor çünkü not kaygısı var. Türkiye'de hukuk ilerlemiyor donmuş vaziyette. Artık Türkiye'de herkes yargıçların yerine karar verir duruma geldi. Aziz Nesin'in bir sözü vardı, ‘Türkiye'de her 3 kişiden 5'i şairdir’ diye ben şimdi diyorum ki Türkiye'de her 3 kişiden 5'i yargıç oldu hüküm veriyor.”

‘EMNİYET MÜDÜRÜ ARSLAN'DAN İLGİNÇ SÖZLER’
Panelde konuşan Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan ise isim vermeden Gamze Özçelik'in tecavüz iddiası içeren davasıyla ilgili de konuşarak ilginç sözler söyledi. Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, Gamze Özçelik davasını kastederek, “Geçtiğimiz günlerde görülen bir davada, çok tartışılan bir Adli Tıp Kurumu'nca, sözkonusu kişinin kolu mühürlenmediği için raporunun gönderilmediğini, hukukun üstünlüğü ilkesine göre anlamış değilim. Halimeyi samanlıkta basmışlar, şalvarını da dama asmışlar” dedi. Polis devletine değil, hukuk devletine ve hukukun üstünlüğü ilkesine inanan polisler olduklarını belirten Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, “Özgürlük ve güvenlik dengelerini kurmaya çalışıyoruz” dedi. Nezarethanelerdeki gözaltında bekletilen kişilere yönelik davranışlar hakkında da açıklamada bulunan Feyzullah Arslan, özellikle kış aylarında dışarıda soğukta kalan kişilerin bilerek nezarethanelerde yatmak istediğini söyledi. Arslan, “Bir de her giriş ve çıkışlarda hastaneye götürülerek sağlık kontrolünden de geçiriliyorlar. O yüzden muayene olmak isteyenler de geliyor” diye konuştu.
Panel, A.Ü Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Tezcan tarafından panelistlere plaket ve çiçek takdimiyle sona erdi.
Ardından Prof. Dr. Sami Selçuk ve beraberindekiler, Hukuk Fakültesi'nde öğrenciler için yeni yapılan internet salonunun açılışını yaptı.