Siyaset SİLİVRİ’DE ARABESK

SİLİVRİ’DE ARABESK

09.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

2. Ergenekon Davası’nın 115. duruşmasında konuşan gazeteci Mustafa Balbay: “Cezaevinin merkezi yayınında sürekli arabesk müzik yayını yapılıyor. Ben de ses olsun diye kitaplarımı koymam için verilen yan koğuştaki kanalı açıp ‘Yan koğuştaki komşum arabeskten hoşlanıyor. Ne yapayım diyorum”

SİLİVRİ’DE ARABESK

İkinci Ergenekon Davası’nın 115. duruşması sanıkların taleplerinin alınmasıyla devam etti. Duruşmada söz alan tutuklu sanık gazeteci Mustafa Balbay, “Bu iddianameyi yazanlara bir müjdem var. Silivri’ye 4 yeni cezaevi daha yapılıyor. Türkiye büyüyor çünkü. Silivri Cezaevi Avrupa’nın en büyük cezaevi deniyordu. Şimdi Dünya’nın en büyük cezaevi olacak” diye konuştu.
Tutukluluk cezasının ağırlaştırılmış tutukluluk cezasına dönüştüğünü belirten Balbay, “Cezaevleri devletin taammüden adam öldürme yeri midir? Mahkeme heyetinin de bunda payının olduğunu söylemek istiyorum. Mahkemeler sadece aldığı kararlardan değil, almadıklarından da sorumludur” dedi.

‘ORTAÇAĞDA BİLE YOKTUR’
Cezaevinde tutukluların tek kişilik koğuşlarda tutulmasını eleştiren Balbay, “İnsan cennette bile tek başına kalmak istemez. Ama burada sistematik olarak yapılan budur. Cezaevinin merkezi yayınında sürekli arabesk müzik yayını yapılıyor. Ben de ses olsun diye kitaplarımı koymam için verilen yan koğuştaki kanalı açıp ‘Yan koğuştaki komşum arabeskten hoşlanıyor. Ben de ona katlanıyorum. Ne yapayım’ diyorum” dedi.
115. duruşmanın yapıldığını ve normal şartlarda ağır ceza mahkemelerinde yılda 3-4 defa duruşma yapıldığını ifade eden Balbay, “Yılda 4 duruşma yaptığımızı düşünürsek şu anda davanın 35. yılında oluruz. 35 yılda geldiğimiz noktaya bakın. Daha tutuklu sanıkların ifadelerinin alınması bile tamamlanmadı. İddialar iddialarla, iddianameler ise iddianamelerle güçlendirilmek isteniyor. Böyle bir yargılama ortaçağda bile yoktur” ifadesini kullandı.
Roma hukukunda kölelerin dahi bir hukuku olduğunu söyleyen Balbay, şöyle devam etti: “Hiç değilse bir sahibi var ve sahibi izin vermeden satılamıyordu. Hukukun kişiselliği diye bir şey var. Bir kişinin işlediği suçtan bütün sülalesini yargılayamazsınız. Bu davada ise bir kurum, yargılanan kişiyle beraber suçlu gösteriliyor. Cumhuriyet gazetesi terör örgütünün merkezi gibi gösteriliyor.”

Haberin Devamı

El bombasından mumluk yapılır mı?
Gazeteci Tuncay Özkan, bazı sanıkların evinde bulunan ve mumluk olarak kullanıldığı söylenen içi boşaltılmış el bombalarına atıfta bulunarak, mahkeme heyetine, “Bir terör örgütü el bombasının içindekileri çıkarıp onu mum yapar mı?” diye sordu. Ruhsatlı tabancasının savcılık tarafından iddia olunan Ergenekon terör örgütü cephaneliğine yazıldığını öne süren Özkan, “Susurluk raporu sende çıkmış diyorlar. Evet bende çıkar. Ben yayınladım çünkü” diyerek cezaevinde gazetecilik faaliyetlerinden ötürü tutuklu bulunduğunu söyledi.

‘ACABA YGS’Yİ DE BİZE YIKARLAR MI?’
Mustafa Balbay, “4 yıl boyunca medya cellatları tarafından ‘Şu suçu da işlemiş olabilir, bu suçu da işlemiş olabilir’ denilerek suçlanıyoruz” diyen Balbay, konuşmasında YGS’deki şifre skandalına da değindi. Balbay, “Birkaç gündür elim böğrümde bekliyorum. ‘Şu YGS’yi de bize yıkarlar mı?’ diye. Neyse ki ÖSYM Başkanı Ali Demir ‘Böyle bir suç yoktur’ diye açıklama yaptı. Suç olsaydı o da bize yüklenirdi” diye konuştu.

Haberin Devamı

İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI
Dava dosyası Yargıtay’dan gönderildi

“İrticayla Mücadele Eylem Planı” dava dosyasının aslı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndan mahkemeye geri gönderildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce aralarında Bedrettin Dalan ve Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu 7 sanığın yargılandığı dava ile Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Ergenekon terör örgütüne üye olma” iddiasıyla yargılandığı davanın birleştirilmesi kararını almıştı. Mahkeme dava dosyasının aslını da, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göndermişti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ise, Cihaner’in Erzurum’da görülen davası ile Yargıtay 11’inci Ceza Dairesinde “görevi kötüye kullanma” ve “evrakta sahtecilik” iddiasıyla yargılandığı davanın birleştirilmesine ve yargılamanın da Yargıtay’da olmasına hükmetmişti. Kurulun mahkemeye ulaşan gerekçeli kararında, iki davanın birleştirilmesine ilişkin somut sebeplerin ortaya konulamadığı belirtildi. Oy çokluğuyla alınan karara 6 üye ‘fotokopi üzerinden verildiği için’ karşı çıktı. 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11 Nisan Pazartesi günü görülecek duruşmada davaya ilişkin kararını vermesi bekleniyor.
CEM TURSUN İstanbul DHA