Siyaset 'Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim'

'Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim'

02.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yeni yasama yılının açılışında güçlü Türkiye için birlik ve beraberlik çağrısı yapan Erdoğan, Kuzey Irak yönetiminin hüsrana uğramaya mahkum olduğunu belirterek, “Ancak yanlıştan dönmeleri halinde Türkiye bu kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir” dedi.

Türkiye’nin geleceğini  beraber inşa edelim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm partilere ve milletvekillerine güçlü Türkiye için birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Erdoğan, “Buradan, tüm partilerimize, tüm milletvekillerimize çağrıda bulunuyorum. Gelin ülkemizin bu kritik dönemden mümkün olan en güçlü şekilde çıkmasını birlikte sağlayalım. Gelin Türkiye’nin geleceğini beraber inşa edelim. Gelin 2053 ve 2071 vizyonlarını birlikte somutlaştıralım” dedi.

Haberin Devamı

TBMM’nin 26. Dönem 3. Yasama Yılı açılışı dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şu mesajları verdi:

KAPSAMLI YÖNETİM REFORMU TALEBİ: Türkiye, milli iradenin güçlendirildiği, halkın tercihlerinin bu derece ön plana çıkartıldığı bir sisteme kavuşmuştur. MHP’nin gösterdiği irade 16 Nisan’a giden yolu açmıştır. Bu vesileyle ülkemizde ilk defa Meclisimizin eliyle, milletimizin özgür iradesiyle, demokratik usullerle böyle köklü bir yönetim reformunu hayata geçirebilmemize katkı sağlayan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Önümüzde, hem Meclisimize, hem hükümetimize düşen önemli bir görev daha vardır. Uyum yasaları başta olmak üzere, yeni sistemin en sağlıklı şekilde hayata geçmesini sağlayacak düzenlemeler üzerinde derhal çalışılmaya başlanması gerekiyor. 2019 yılından önce tüm bu hazırlıkları bitirmiş olmalıyız. Bu çalışmaların sadece anayasa ve yasalardaki ifadelerin ayıklanmasından ibaret kalmamasını ümit ediyorum. Elimizdeki bu imkânı, kapsamlı bir yönetim reformu haline dönüştürme fırsatını çok iyi değerlendirmeliyiz.

Haberin Devamı

TARİHİ SÜREÇTEN GEÇİYORUZ: Her anlamda tarihi bir süreçten geçiyoruz. Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler, ister istemez bizi de etkiliyor. Elbette bu karmaşık dönemde herkesin bir hesabı vardır. Bize düşen, bir yandan ülkemizin hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemesini temin ederken, diğer taraftan da Türkiye’yi hedef alan saldırıların boşa çıkmasını sağlamaktır. Zor olsa da bu ikisini birlikte başarmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizi her alanda dünyanın en büyük 10 devletinden biri haline getirme hedefimizden en küçük bir taviz vermedik, vermeyeceğiz.

OLAĞANÜSTÜ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYAYIZ: Hiçbir siyasi ve kişisel çıkar, terör örgütlerine destek anlamına gelecek bir söylemi, duruşu, politikayı mazur gösteremez. Yargının, terör örgütü olarak tanımladığı yapıları doğrudan veya dolaylı olarak desteklemeyi hiç kimseye yakıştıramam. Hele hele olağanüstü hal uygulamasına yönelik bir takım nitelemeler var ki, gerçekten kabul edilebilir değildir. Türkiye’nin, darbe teşebbüsü ve terör örgütlerinin saldırıları gibi gerçekten olağanüstü tehditlerle karşı karşıya bulunduğunu kim inkâr edebilir? Olağanüstü tehditler olağanüstü tedbirleri gerektirir. Üstelik, hükümetin Anayasada belirtilen olağanüstü hal yetkilerinden gerçekten pek azını kullandığı, sadece aciliyet arz eden hususlarda bu yola başvurduğu da bir gerçektir. Terörle mücadelede duyulan ihtiyaçlar ortadan kalktığında elbette olağanüstü hal uygulaması da sona erecektir.

Haberin Devamı

‘Başka güçlerin oyuncağı oldular’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumuna da değindiği konuşmasında “Bu süreçten ne Kürtlere, ne Araplara, ne Türkmenlere, ne de diğer gruplara hayırlı bir sonuç çıkmayacağı çok açıktır. Kadim devletlerin dahi varlıklarını korumakta zorlandıkları bir kaotik dönemde, bölgesel bir yapının bağımsızlık iddiası, başka güçlerin oyuncağı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır” dedi. Erdoğan bu konuda özetle şu mesajları verdi:

Haberin Devamı

FİTNE KUYUSUNUN KAZILMASINA GÖZ YUMAMAYIZ: Sınırlarımızın hemen başında, hem Irak halkı, hem de Türkiye başta olmak üzere çevre ülkeler için daimi tehdit oluşturacak bir fitne kuyusunun kazılmasına göz yumamayız. Hele hele uluslararası toplumun aidiyeti tartışmalı olarak gördüğü, bizim ise bir Türkmen kenti olduğunu çok iyi bildiğimiz Kerkük üzerinden ülkemizin tehdit edilmesine asla tahammül edemeyiz; bunun hesabını da mutlaka sorarız. Yanı başındaki Türkiye’yi karşısına alma uğruna uzaklardan destek bekleyen Kuzey Irak Yönetimi, önünde sonunda hüsrana uğramaya mahkûmdur. Bu tür ayrılıkçı heveslere kapılmak, en başta kendi toplumuna ihanet etmektir.

YANLIŞTAN DÖNERLERSE YANLARINDA OLURUZ: Kişisel hırslar ve iktidar kaygılarıyla yapılan bu yanlıştan bir an önce dönüleceğini umuyoruz. Uluslararası toplumdan bu adımı cesaretlendirecek herhangi bir destek beyanının şu ana kadar gelmemiş olmasını önemli görüyorum. Türkiye olarak Irak Merkezi Yönetimi ve İran’la birlikte çeşitli adımlar attık. Uluslararası toplumun da bu adımlara destek vermiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Konunun daha tatsız noktalara varmadan, bir an önce suhuletle ve sağduyuyla çözümü en büyük arzumuzdur. Kuzey Irak Yönetimi, yaptığı yanlıştan dönme erdemini gösterdiğinde, Türkiye, devleti ve milletiyle bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edecektir.

Haberin Devamı

‘AB üyeliğine bizim ihtiyacımız kalmadı’

Terör örgütleriyle mücadelemizde bizi en çok hayal kırıklığına uğratanların başında Avrupa Birliği ülkeleri geliyor. Türkiye’nin AB üyeliğine, öyle gizli saklı da değil, göstere göstere engel olanların, terör örgütlerine karşı sergiledikleri müsamahakâr tutumdan fevkalade rahatsızız. Türkiye üzerinden bir politika, seçim hazırlığı yapıyorlar. AB kurumlarının, fasıllardan serbest dolaşıma ve yardımlara kadar her konuda ülkemize karşı sergilediği ikiyüzlü tutum öylesine alenileşti ki, artık bu durumu örtecek mazeret dahi bulamıyorlar. Türkiye’nin gösterdiği sabrı, AB’nin yanlış anladığını görüyoruz. Demek ki hala anlayamamışlar. Buna rağmen, şunu açıkça ifade ediyorum. Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız. Aslına bakarsanız, bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır ha. Şayet bugün AB bir atılım yapacaksa, bunun tek bir yolu vardır, o da Türkiye’yi üye yaparak, gerçek anlamda bir ekonomik ve kültürel genişleme hamlesini başlatmasıdır.

Hallerini gördük. Eğer AB bunu yaparsa, biz buradayız, Avrupa’nın geleceğine katkı vermekten memnuniyet duyarız. Yapmazsa da bizim için hiç fark etmez; kendi yolumuzda ilerlemeye devam ederiz. Bu politikamızı, AB’den kesin bir cevap alana kadar muhafaza edeceğiz.

Genel Kurul’da bir ilk: Fatihalı açılış

TBMM’nin 26. dönem 3. yasa yılı açılışında, şunları yaşandı:

- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı tarafından törenle karşılandı.

- Açılış törenine katılmayan HDP’liler tutuklu milletvekillerinin durumuna dikkat çekmek amacıyla Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş ile Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’ın tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi önünde Meclis Grubu’nu topladı.

- Genel Kurul’daki milletvekili sıralarına halk arasında “dikensiz kaktüs” olarak bilinen echeveria sukulenti bırakıldı.

- TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 6 gün önce hayatını kaybeden Ak Parti Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksel için, ilk kez Genel Kurul’da milletvekillerini Fatiha okumaya davet etti. Kahraman’ın çağrısının ardından Genel Kurul salonundaki tüm milletvekilleri saygı duruşunda bulunuldu.

Prompter’lı dönem

- Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra TBMM Başkanı Kahraman da Başkanlık Divanı’ndaki konuşmasını ilk kez prompterdan yaptı. Prompter aletlerinin çiçeklerle süslenmesi dikkat çekti.

- Kahraman’ın konuşmasında Atatürk’ü anmamasına tepki gösteren CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, “Mustafa Kemal Atatürk nerede Başkan” diye bağırdı.

- Kahraman’ın konuşmasını Ak Parti ve MHP’li vekiller alkışladı. Erdoğan salona girişinde AK Parti milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. MHP grubu ise alkışlamadan ayağa kalkmakla yetindi.

- CHP grubu, Erdoğan’ın kürsüye takdimi sırasında ayağa kalkmadı. Kılıçdaroğlu ve parti kurmayları arasında yapılan değerlendirmede, Erdoğan’ın artık “Ak Parti Genel Başkanı” sıfatı taşıdığı, tarafsızlığını yitirdiği, parlamento teamülünde siyasi parti genel başkanlarını, diğer siyasi partilerin ayakta karşılaması ya da alkışlaması gibi bir teamülün bulunmadığına dikkati çekildi.

16 kez alkışlandı

- Erdoğan’ın konuşması 16 kez alkışlandı. En çok alkışı alan cümlelerinden biri “Türkiye’nin 1959 yılında ilk başvuruyu yaptığı, 1963 yılında Ankara Anlaşması’nı imzaladığı tarihten beri göstermiş olduğu bu sabrı Avrupa Birliğinin yanlış anladığını görüyoruz. Demek ki hâlâ anlayamamışlar. Buna rağmen şunu açıkça ifade ediyorum: Bu süreci bitiren, havlu atan, vazgeçen taraf biz olmayacağız. Aslına bakarsanız bizim Avrupa Birliği üyeliğine ihtiyacımız da kalmamıştır” oldu.

- Meclis’te geçirdiği kalp krizi sonrası yaşamını yitiren Ak Parti Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Yüksel de, açılış töreninde unutulmadı. Salonda Ak Parti grubuna ait en ön sıraya Yüksel’in fotoğrafı konulurken, bir de taziye defteri açıldı.