Siyaset Uygulamada pürüz var

Uygulamada pürüz var

10.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin köklü reformlar yaptığına dikkat çekildi. AB Komiseri Rehn, reformların uygulanmasında bir yavaşlama olduğunu ifade etti

Uygulamada pürüz var

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de, reformların uygulanmasındaki yavaşlamaya dikkat çekti. AB Komisyonu, İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi'ni (KOB) dün açıkladı. Bu iki belgenin yanı sıra genişleme paketinde yer alan tüm adayları kapsayan "sentez" Strateji Belgesi de açıklandı. Komisyon, belgelerin felsefesini ve yaklaşımını değiştirecek düzenlemelere gitmedi. Rehn, İlerleme Raporu'nda bir yandan Türkiye'nin köklü reformlar gerçekleştirdiğine dikkat çekilirken, diğer yandan reformların uygulanmasındaki yavaşlamaya yer verildiğini söyledi. Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yeterli düzeyde karşılamayı sürdürdüğünü belirten Rehn, "Bazı alanlarda ilerleme olsa da, uygulamada hâlâ pürüz var. Türkiye bu alana daha fazla odaklanmalı" dedi. Türkiye'ye yönelik olarak objektif ve dengeli, birçok veriye dayanan bir değerlendirme yapıldığını ifade eden Rehn, KOB çerçevesinde birkaç yıl içinde ilerleme bekledikleri alanları şöyle sıraladı: Pazarlık olmaz "İşkence ve kötü muameleye karşı sıfır hoşgörü yaklaşımının uygulanmasının sürdürülmesi. Bu tür olaylara karışan güvenlik birimlerinin cezasız bırakılmamaları. Basın özgürlüğü de dahil olmak üzere ifade özgürlüğünün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) standartlarında uygulanması. Vakıflar Yasası'nın kabul edilmesi. Kadın hakları ve sendikal haklar."Rehn, Türkiye'nin ülkenin her yerinde ve her sektörde gerçek bir hukuk devleti olması beklentisini dile getirdi. Rehn, "Kopenhag kriterleri yerine getirilmeli. Hukukun üstünlüğü ve insan hakları müzakereye açık konular değil" dedi.Rehn, Rum bandıralı gemi ve uçaklara liman ve havalimanlarının açılmaması konusu üzerinde durarak, "Biz müzakereleri başlatarak sözümüzde durduk. Türkiye'den de sözlerini tutmasını bekliyoruz" dedi. Rehn, Kuzey Kıbrıs'a yönelik izolasyonun kaldırılması için çalışmaların sürdüğünü ifade etti. 'Hukuk devleti olmalı' Genişlemede "sindirim kapasitesi"nin dikkate alındığını belirten Rehn, Türkiye'nin nüfusu ve boyutlarıyla AB için özel bir çaba gerektirdiğini belirtti. Rehn, "İzlanda gibi bir ülkeyi bünyemize almak, elbette Türkiye'yi almaktan daha kolay olur" dedi. AB Komisyonu'nun Türkiye'yi tartıştığı toplantıda Ankara aleyhine ciddi bir itiraz gelmedi. İzlanda daha kolay Türkiye'nin ifade özgürlüğü konusundaki uygulamalarını Avrupa Birliği (AB) standartlarıyla uyumlu hale getirmesinin gereği üzerinde duran Rehn, yazar Orhan Pamuk hakkında açılan davayı da bu konuda örnek olarak gösterdi. Görüşleri nedeniyle cezalandırılan insanların durumlarının düzeltilmesi gereğinin altını çizen Rehn, "Şiddet içermeyen bir görüş bildirmesine karşın, yazar Orhan Pamuk hakkında açılan dava bu durumun apaçık örneği niteliğinde" dedi. İfade özgürlüğünün sadece gazetecileri değil tüm kesimleri kapsayan bir sorun olduğunun altını çizen Rehn, "Bu Türkiye'nin kısa vadede üstesinden gelmesi gereken çok önemli bir konu" diye konuşu. Pamuk'a atıf Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB büyükelçileri ile yediği öğle yemeğinde dün yayımlanan İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi'nin Ankara tarafından "dikkatle" değerlendirileceğini belirtti. Gül, "Belki belgelerde belirlenen tüm noktalar ile mütabık olmayabiliriz. Ayrıca daha önce olduğu gibi içinde bazı hassas konular olabilir. Ancak, katılım süreci sırasında kaygılarımızın çoğunu ele alabileceğimize inanıyoruz" dedi. Gül: Dikkatle değerlendireceğiz İngiliz Büyükelçi 3 talepte bulundu Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB ülkelerinin Ankara'daki büyükelçileriyle dün öğle yemeğinde buluştu. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott, yemekte, Türkiye'den üç alanda adımlar beklediklerini vurguladı: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ: 'Ermeni konferansı' konusundaki hızlı tepkinizden memnunuz. Ancak Orhan Pamuk, Hrant Dink gibi davalar nedeniyle Türk hukuk sisteminde daha ileri değişiklikler gerekiyor. DİNİ ÖZGÜRLÜKLER: Vakıflar Yasası'nın, Müslüman olmayan azınlıkların mallarına kavuşmasına ve din adamlarını eğitmelerine izin vermesini umuyoruz. GÜNEYDOĞU: Bölgedeki sosyal, ekonomik ve kültürel sorunların çözümlenmesine yönelik yeni adımların atılmasını umuyoruz.