Siyaset Uyuşturucu kaçakçısından PKK'ya yardım

Uyuşturucu kaçakçısından PKK'ya yardım

02.01.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kurye Dilek'in taşıdığı paranın sahibi ve Türkiye'nin Escobar'ı olarak tanınan Hurşit Han, PKK'ya para yardımı yaptığını söyledi. Han, "Adnan Yıldırım'ın 40 bin mark, Savaş Buldan'ın da 70 bin mark para yardımında bulunduğunu biliyorum" dedi

Uyuşturucu kaçakçısından PKKya yardım

ATATÜRK Havalimanı'nda 28 milyar lirayla yakalanan kurye Dilek Örnek'in ifadesi, uyuşturucu parasını Türkiye'de aklayan şebekenin kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetiyle de ilişkisi bulunduğunu ortaya çıkardı.
Topal cinayetinin kilit isimlerinden özel harekatçı polis memuru Ayhan Akça'nın adının kara para aklama operasyonuna karışması, gözleri kurye Dilek'in bavulundaki paranın sahibi olduğu belirlenen, "Türkiye'nin Escobar"ı adıyla tanınan Hurşit Han'a çevirdi.
Silivri'deki yazlığında geçen eylülde 10 trilyon lira değerindeki 750 kilo baz morfinle yakalanan, yeraltı dünyasında "Mela" adıyla bilinen Han'ın polisteki ifadesi, karanlıkta kalan pek çok soruyu aydınlatıyor. Han'ın ifadesi, PKK'nın uyuşturucu kaçakçılarıyla ilişkilerini de gözler önüne seriyor. Uyuşturucu trafiğini Topal'la yürüttüğü ileri sürülen cezaevindeki Han'ın ortakları arasında, Topal cinayetiyle ilgili olarak aranan Sami Hoşnav da bulunuyor.
Hurşit Han'ın ağabeyi Hacı Han, MİT tarafından Başbakan Necmettin Erbakan'a verilen raporda yer alan cinayetler zincirinde yeralmış, Sapanca'da Savaş Buldan'la birlikte başından kurşunlanarak öldürülmüştü. Han'ın ilişkide bulunduğu bir başka isim olan Adnan Yıldırım da Sapanca'daki cinayetler zincirinin kurbanlarından biri olmuştu.
Hurşit Han, İstanbul Narkotik Şube Müdürlüğü'nde, Emniyet Amiri Adnan Özkan, Başkomiser Hüdai Sayın, Komiser Kıvanç Demir ve polis memuru Hülya Karataş tarafından alınan ifadesinde şu ilginç bilgileri veriyordu:
"Benim Florya'da dört katlı villam, Silivri'de Altınorak Sitesi'nde yazlığım, Sapanca'da iki çiftliğim, Gürpınar'da sekiz binalık site inşaatım, Yüksekova'da petrol istasyonum ve otomobil satış bayiim, Yüksekova'da faaliyete geçmemiş 180 yataklı otelim, Vezirli köyünde 50 - 60 bin dönüm arazim, Yüksekova'da belediyeden aldığım 10 dükkanım, Karlı köyünde 20 bin dönüm arsam var. 22 yaşımda Yüksekova'nın Karlı köyünde Lazo lakaplı Nazım İsmail'le tanıştım. Bana ilk uyuşturucu işini teklif etti. Güvenilir olduğuna kanaat getirince bu şahıstan uyuşturucu madde almaya başladım."
Uyuşturucu kaçakçılığına genç yaşta başlayan Hurşit Han, 1988'de İstanbul'a gelerek işlerini büyüttü. Han'ın ifadesini okumaya devam ediyoruz:
"1990'da Sapanca'da çiftlik satın aldım. Burasını uyuşturucu imalatına uygun hale getirdim. Uyuşturucu nakliyesini İhsan Sakallı yapıyor. Beni İhsan Sakallı'yla Sapanca'da bir - iki yıl önce öldürülen Liceli Adnan Yıldırım tanıştırdı. (Adnan Yıldırım'ın adı son olarak Bedrettin Dalan tarafından, kendisine 500 milyar lira rüşvet teklif ettiğini söyleyerek ortaya atıldı.) Sonra Hollanda'ya gidip Yaşar isimli kişiyle tanıştım. Yaşar, Hollanda'ya gelen uyuşturucuları zula eder.
Ben Hollanda'da bu kişilerden aldığım eroin üretiminde kullandığım bazı İhsan Sakallı'yla Türkiye'ye getirtiyordum. Ürettiğim eroinin önemli bir bölümünü öldürülen Adnan Yıldırım alıyordu. Eroin üretiminde gerekli asit anhidriti de Kutbettin Ay ve Nurettin Ay sağlıyordu."
Hurşit Han, Avrupa'da uyuşturucu pazarının önemli bir bölümüne sahip olan Türk kaçakçıların, uluslararası ilişkilerini de şöyle anlatıyor:
"Pakistanlı İbrahim Belüçlü bazmorfin işindedir. Onun sayesinde Türkiye'ye getirtmeyi düşündüğüm bazmorfin maddesini İran Meşet'ten alıyordum. Parayı Dubai'de Hacı Menan'a havale ediyordum. Uyuşturucu paralarını İstanbul'da aklıyorduk. Kara para aklama işini yapanlar, yurtdışında parayı teslim alıp adamlarıyla İstanbul'a getiriyor. Hollanda Guldeni'nde yüzde bir - iki, Alman Markı'nda yüzde iki, İspanyol Pesetası'nda yüzde altı - yedi komisyon alınıyor."
Hurşit Han, yeraltı dünyasında PKK'nın rolünü de ifadesinde şöyle anlatıyor:
"İstanbul'a gelip yerleştikten sonra isminin Osman Tim olduğunu öğrendiğim şahıs, dört kişiyle gelerek örgüt adına para talebinde bulundu. Ben de örgüte bir milyar lira yardımda bulundum. Aynı dönemde Adnan Yıldırım'ın 40 bin Alman Markı (yaklaşık 2.7 milyar lira), Savaş Buldan'ın ise 70 bin Alman Markı (yaklaşık 4.8 milyar lira) para yardımında bulunduğunu biliyorum.
Musa Sitoçi'yle yaptığım eroin ticaretinden kendisinden alacağım olan bir milyon 300 bin Alman Markı'nın (yaklaşık 89 milyar lira) tahsilatı için yaptığım zorlamalardan sonra Musa beni PKK'ya şikayet etmiş. Beni Rusya'dan adının Mahir olduğunu söyleyen bir kişi PKK adına arayarak Musa Sitoçi'yle aramızdaki ihtilafta bundan sonra örgütün aracı olacağını söyledi.
Daha sonra benden Rusya'da kuracakları bir köy için para yardımında bulunmamı istediler. Benim PKK terör örgütü ve illegal örgütlerle ilişkim olmamıştır. Ben yasal siyasal partilere üye oldum. Önce ANAP'a üye oldum daha sonra da SHP'ye geçtim."