Siyaset Yaprak'tan 36 sayfalık ifade

Yaprak'tan 36 sayfalık ifade

28.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Erbakan tarafından Köşk Zirvesi'ne getirilen kaçırılma öyküsünde önemli ipuçları var

Yapraktan 36 sayfalık ifade

GAZİANTEP'te geçen mayısta evinin önünden esrarengiz biçimde kaçırılarak serbest bırakılması için 40 milyar lira istenen Gaziantep Yaprak TV'nin sahibi Mehmet Ali Yaprak, savcılığa verdiği ifadede yaşadıklarını tüm ayrıntısıyla anlattı.
Filmlere konu olacak bir serüvenle kaçırılıp DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın evi olduğu öne sürülen binada altı gün rehin tutulan Yaprak, 36 sayfalık ifadede liderler zirvesinde Başbakan Necmettin Erbakan tarafından gündeme getirilen kaçırılma öyküsünü anlattı.
Erbakan'ın talimatıyla soruşturma dosyası raflardan indirilen Mehmet Ali Yaprak, savcılıktaki ifadesinde kaçırılışıyla ilgili olarak şu önemli ipuçlarını verdi:
"24.5.1996 günü 23.15'te Yaprak Yayıncılık'tan 27 KS 002 plakalı Mercedes aracımla eve gitmek üzere ayrıldım. Tugay önündeki ikinci kavşaktan `u' dönüşü yapıp evimin önündeki duvarın önünde aracımı park ederken karşıdan farlarını yakan bir araç üzerime geldi. İçinden 4 - 5 kişi inip hücum etti. Beni arabanın içine attılar. Arka koltukta, sağımda solumda iki kişi vardı.
Önde şoför ve onun yanında oturan bir kişi de vardı. Silahıma sarıldım ancak fırsat bulamadım. Kaçırma olayında bizi gören olmadı. Açık renkli Doğan veya Şahin otoyla süratle olay yerinden ayrılarak İpek Yolu'na çıkıp Nizip istikametine doğru harekete geçtik. Gaziantep'i takriben 20 - 25 kilometre çıktıktan sonra yol üzerindeki bir cebe girdik.
Bir dakika sonra kahverengi veya turuncu renkli bir Mercedes geldi. Beni bulunduğum araçtan alıp bu Mercedes'e bindirdiler. Yine aynı şekilde yanıma iki kişi oturdu, ama şoför ve yanındaki adam değişmişti. Şöför kumral, hafif beyazlanmış saçlı idi. 35 - 40 yaşlarında, iri hatlı ve uzun suratlıydı. Hilvan'ı tahminen 35 - 40 kilometre geçmişti durduk.
Bizim önümüzdeki açık renkli Doğan veya Şahin marka oto da durdu ve içinden dört kişi indi. Burada gözlerime bez bağladılar ve tekrar yola devam ettik. Ana yoldan, yani durduğumuz yerden 25 - 30 kilometre daha gittikten sonra sola dönüp, kötü bir yoldan 10 dakika kadar ilerledikten sonra bir evin önünde durduk. Gözlerim bağlıydı.
Yanımdaki kişilerle evin üçüncü katına çıktık. Odada tahmin ediyorum 5 - 6 kişi vardı. Biri liderdi. Burada benden canıma ve serbest bırakmalarına karşılık 40 milyar lira istediler. Ben de bu parayı veremeyeceğimi ve bulamayacağımı belirttim. Elimi ve ayaklarımı bağladıktan sonra betonun üzerine yatırıp, düşünmemi söylediler.
25 Mayıs cumartesi günü akşamı yemek getirdiler. Ellerimi açtılar, gözümü çözdüler. Duvara dönük oturdum. Bu arada görebildiğim kadarıyla odanın zemininde duvardan itibaren siyah, beyaz, kahverengi mozaikler vardı. Duvar da şampanya rengiydi. Yemekten sonra gözlerimi bağlayıp yine bir arabaya bindirdiler. Bozuk yoldan 10 dakika gidip, asfalt yola çıktık.
Biraz sonra bir köy yoluna saptık. 10 - 25 dakika sonra bir mezraya gittik. Bu mezra Hilvan - Siverek arasında herhalde. Tekrar bir eve götürdüler. Tarih 25 Mayıs'tı. Beni götürdükleri evin sahibine teslim ettiler, o da gözümü açtı. Ayın 28'inde ilk kaldığım evde benle ilgilenen kişi bulunduğum yere gelip, gözlerimi bağlattırdı ve yine fidye meselesini konuştu.
Ben de, beni bırakırlarsa bunu gerçekleştireceğimi söyledim. 30 Mayıs'ta yakalanacakları korkusundan beni bırakabileceklerini söylediler. Beni kaçıranlar ev sahibiyle telefonla konuştuktan sonra akşam 20.30'da Renault marka arabaya bindirerek Hilvan yakınlarında anayol üzerinde bıraktılar."
Savcılık kayıtlarına göre Yaprak'ın kaçırılmasına adı karışanlar şunlar:
"Mehmet Ali Efe, Turgay Maraşlı (Abdullah Çatlı'nın ortağı), Müfit Sement, Haluk (Başbakanlık Teftiş Kurulu ön raporunda Haluk Kırcı olduğu belirtiliyor.), Hüseyin Efe, Yaşar Efe, Ali Maraşlı, Ali Aydın Öztekin, Salih Özdal."
Abdullah Çatlı'
ortağı Turgay Maraşlı'nın kardeşi Tuncay Maraşlı, Yaprak'ın kaçırılma tarihleri arasında kendi aile çevresinde gelişen olayları da Gaziantep Cumhuriyet Savcılığı'nda şöyle anlattı:
"Abim Turgay Maraşlı 22 Mayıs'ta dükkana telefon edip, perşembe günü bir arkadaşıyla Antep'e geleceğini söylemiş. Eve geldiğim zaman abim Turgay ve eşi Ayşe İrem, arkadaşı Haluk ve eşiyle iki yaşlarındaki çocuklarını gördüm. Ertesi günü akşam eve geldiğim zaman abim Turgay'la Haluk abi bana, `İstanbul'dan uçakla bir misafirimiz Antep'e gelecek, karşıla' dedi. Uçak 22.10'da geldi. Misafir de ikinci yolcu olarak kapıya geldi ve polislerden silahını aldı. Karşıladığımız yolcuyu tanıyan Hüseyin Efe'yle birlikte arabaya bindiler. Misafir olan ve ismini sonradan öğrendiğim Müfit ve Yahya, Lüks Sauna'nın önünde buluştu.
Müfit Sement ve Haluk isimli şahsı tanımıyorum. Haluk 1.80 boyunda, kısa siyah, dalgalı saçlı, esmer tenli, geniş suratlı, bozuk ciltli, alın kısmı geniş çene kısmı dardı. Üzerinde açık renkli desenli gömlek ve desenli kot vardı. Yaşı 35 - 40. Anladığım kadarıyla Erzurumluydu."