Beşiktaş 11 santrforla oynasa bile gol olmazdı

MUSTAFA ANIKLI'NIN ANALİZİ

İLK YARI

Bilic için çok zor bir maçtı. Kazanmak, kaybetmek bir kenara, sahaya çıkacak 11'i bile kurgulamak, Hırvat teknik adam açısından şapkadan tavşan çıkarmakla eşdeğerdi.
Özellikle savunmada ne yapacağını bilemeyen Beşiktaş Teknik Direktörü, neredeyse İbrahim Toraman'ı affedip sahaya sürecekti! Herkes jokeri Atiba'nın stoper olmasını beklerken, o Necip'te karar kıldı. Sürpriz biiiir... Mehmet Akgün'ü sahada gördük, sürpiz ikiiii...
Sivasspor gibi kapanmayan, futbol oynayan bir takım karşısında maça 1-0 önde başlamak, Kartal açısından kaymaklı ekmek kadayıfı gibi oldu. İlk yarı boyunca golü, bunun sonrasında yakalanan pozisyonu bir kenara bırakalım, Beşiktaş için sıkıcı geçti dersek yalan olmaz. Almeida, istekli ve mücadeleciydi. Fernandes vatandaşına biraz ayak uydurabilse, Beşiktaş için ilk yarı çok daha rahat geçecekti. Olcay Şahan ve Gökhan'ın da rakibi zorlayan bir yapıda görünmesi, pozisyonları oluştururken, Cicinho'yu maçın yıldızı haline getirdiler.
Sivasspor'da ise Burhan ile ısırdı, Aatif ile tırmaladı, Djebbour ile hırpaladı. Hele Utaka'nın direkten dönen şutu da şanstı.
Kartal için ilk yarı istediği gibi bitti. Ancak ikinci devre durumu idare etmek isterse o zaman işi çok zor olur. Kulübede, takımın hücum gücünü artıracak ayaklar bolca var. Onlar devreye girdiğinde sonuç farklı olur.

İKİNCİ YARI

İdarecilik zor iştir! Durumu idare edeceğim diye düşünürsen, işte böyle istemediğin şeylerle karşılaşırsın. Bir golün hiçbir zaman yeterli olmayacağı bir kez daha görüldü, Beşiktaş’ın başına ne çoraplar örüldü!
Fernandes'in çıkması ise doğruydu. Ama Muhammed'in onun yerini doldurabilecek ne klası, ne tecrübesi, ne de futbol bilgisi vardı... Gençler oynasın. Tabii ki... Onlara forma vermeli... Fakat kurtarıcı olarak değil!
İkinci devrede de baskın bir taraf yoktu. Bazen Beşiktaş, biraz da Sivasspor oynamak için uğraştı. Ama gol, Kartal'ın hiç çalışmadığı yerden geldi. İkincilik hesapları yaparken, kalesinde gördüğü top, Bilic'i çok sinirlendirdi.
Bu yarıda ne seyredilen futbol futboldu, ne de skora yönelik bir çaba vardı. Beşiktaş'ın hocası, ‘son bir umut’ diyerek Mustafa Pektemek'i soktu, o da sahada yoktu. Çift forvet değil, 11 santrforla oynasalar da gol olmazdı. Yani Beşiktaş gol atamazdı. Yoksa Sivas, az daha galibiyeti buluyordu.
Almeida'nın hakkını yemeyelim, bu devrede de üretkendi. Ama tek başına nereye kadar?
Fenerbahçe beraberliği, ardından kupada Buca'ya teslimiyet ve Sivasspor'a puan kaptırmak... Bir hafta içinde her şey vardı ama Beşiktaş'ın bir galibiyeti bile yoktu.