Skorer Dağcılık üzerine (2)

Dağcılık üzerine (2)

27.03.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dağcılık üzerine (2)

Dağcılık üzerine (2)


Cemal Ergun ERUÇ


Ve dağlarımız, dağ turizmi için klasik rotalarını belirlenen pek çok zirvenin yanında hala daha DOĞAL ve BAKİR dir. Üzülerek hemen eklemeliyim ki, yabancı dağcılar bizim dağlarımızı bizden daha iyi bilmekte ve onlara bizden daha fazla etkinlikler düzenleyerek tırmanmaktadır.
Ülkemizde, Prof. Ali Vehbi TÜRÜSTÜN'ün (1877-1937) 26 Temmuz 1906'da Mont BLANC'a (4807m) tırmanışı ile başlayan dağcılık macerası, Latif Osman ÇIKIGİL (1909-1985), İsmet ÜLKER, Dr. Bozkurt ERGÖR, Prof. A. Mecit DOĞRU (1929-1991) Sönmez TARGAN, M. Erol GEZ gibi emektarların lokomatifliğinde günümüzdeki düzeyine ulaşacak alt yapıyı oluşturmuştur. Resmi kayıtlara göre Avrupa'dan 153 sene sonra (ilk resmi kayıtlı tırmanış 1786 yılında Mont Blanc'a J.BOLMAT, ve Dr.PACCARD tarfından gerçekleştirilmiştir) devletçe organize edilmeye başlanmış ve 1939 yılında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyon'unun kurulması ile hizmetlerini ülke çapında organize etmeye başlamıştır.
1923 yılından itibaren bireysel olarak sivil dağcılarımız yanında 1926 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kurulan DAĞ TALİGAHI - EĞİRDİR'in İTALYAN VE AVUSTURYA dağcıları ile geliştirilen ve gençlerimize Dağcılık ve Kayak tekniğini öğreten çalışmalarını unutmamak gerekir. Bu kurumumuz DAĞ, KOMANDO OKUL ve EĞİTİM MERKEZİ KOMUTANLIĞI adı ile halen, her sene onbinlerce vatan evladını bu spora kazandırmaktadır. 1966 yılında, Dağcılık Federasyonu, Kış Sporları'ndan ayrılarak kendi kimliğine kavuşmuş, T. DAĞCILIK ve KAYAK Federasyonları olarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarına devam etmiştir. Yani ÖZERK değildir.
Bu bağımlı yapısına ve sınırlı mali imkanlarına rağmen, bugün bireysel de olsa yetenekleri tartışılmaz dağcılarımız NASUH MAHRUKİ ve onu takiben UĞUR ULUOCAK, ALPER SESLİ, TUNÇ FINDIK, SERHAN POÇAN, YILMAZ SEVGÜL gibi pek çok yetenekli dağcılarımız dünyanın 6 kıtasındaki zirveleri zorlayacak olgunluğa ulaşmışlardır, yeterki ellerinden tutulsun ve imkan verilsin. Örneğin, NASUH MAHRUKİ'nin Evereste çıkışının arkasında kendi üstün yetenekleri yanında T. Dağcılık Federasyonu Başkanı Rahmetli TAYFUN TERCAN ve Yapı Kredi Bankamızın ALPER SESLİ'yi destekleyen MİLKA firmasının ve UĞUR ULUOCAK'ı destekleyen OARKLEY firmasının sponsorluğunu saygı ile anmak gerektiğini düşünüyorum.
Ancak 65 milyonluk bir kapasitede iki elin parmak sayısını geçmeyecek kadar olan bu gençlerimizin yanında, bu kapsiteye layık bir ÖRGÜTLENME ve TABANA YAYILMA gerçekleştirilememiştir.
Sadece bir karşılaştırma yapabilmek için İngiltere'nin İSKOÇYA bölgesinde 1995 yılı itibariyle 110.000 lisanslı dağcının bulunduğunu ve buradaki en yüksek zirvenin 1254 m'lik BEN NEVİS dağı olduğunu yazmakla yetineceğim.
Nedenler ekonomik, sosyal, kültürel başlıklar altında toplanabilir. Ancak hangisinin daha önce olması gerektiği tartışılırken gözden kaçan hususun ,GENÇ NESLİN enerjisini sağlıklı bir şekilde yönlendirmesi gereken DEVLET ANLAYIŞI ve İMKANLARININ ,Türkiye Dağcılık Federasyonu ve Eğitim Kurumlarımızınbünyesinde arzu edilen düzeyde gerçekleşmemiş olduğunu düşünüyorum.