Ediz Sırapınar

Ediz Sırapınar

ediz.sirapinar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Lider Galatasaray’ın Konya’da üç puan bırakmasından sonra Fenerbahçe’den beklenen, oyun ve skor olarak “kocaman” bir adımdı... Şöyle ses getirecek, rakibine korku salacak dev bir adım…
Ama nerede... Şaşkın, dalgın ve adeta emekleyerek başladı maça sarı-lacivertliler... İlk yarı boyunca da sürünerek devam etti.Bu tablodan, oyunculardan çok, Jesus sorumluydu... Maç öncesi mikrofonlara, Sevilla maçındaki futbolu öven Portekizli hoca, Alanya karşısına öyle bir kadro çıkarmıştı ki, takımın perşembe gecesi ortaya koyduğu oyunu tekrarlaması zaten imkansızdı.Mesela; Szalai’nin yokluğunda, devre arası ülkesine geri dönmesi için elli takla atılan, son güne kadar kendisine takım aranan Gustavo’nun ilk 11’de ne işi vardı?Nitekim yenilen golde ofsaytı bozan yine Brezilyalıydı...Arao - İsmail orta sahasından yaratıcılık beklenebilir miydi? Zajc veya Arda’yı kulübeye oturtacak sebep neydi?
Peki, dört ay sonra ilk 11’de şans bulan, fizik yetersizliği yürürken bile belli olan Pedro mu takımın gol problemine çare olacaktı?Sezonun kendi adına en erken golünü yiyen ve iyice sersemleyen Fenerbahçe, topa yüksek bir oranda sahip olmasına rağmen yan pas, geri pas ve doldur-boşaltlarla geçirdi koca 45 dakikayı... Zaten bu kadrodan fazlası da beklenemezdi. Rossi ile bulduğu gol ise VAR’a takıldı...
Yüzde yüz kanıt sayılmayacak bir görüntü ile... Bu arada sakatlanan Oosterwolde’nin yerine giren Osayi’nin daha bir dakika geçmeden rakibine yaptığı sert hareket tam bir sorumsuzluk örneğiydi... Bu pozisyondan sarı kartla kurtulması hem kendisinin hem Fenerbahçe’nin şansıydı.Jesus, yaptığı hatanın farkına soyunma odasında varmış olacak ki, doğrudan oyuna dokundu. Arao-İrfan Can-Pedro üçlüsünün yerine Zajc-Emre Mor-King ile ikinci yarıya başladı.
Çalışmayan orta saha kendini buldu. Üzerindeki ölü toprağını biraz olsun atan Fenerbahçe, Osayi’nin kazandırdığı penaltı sonrası Valencia ile eşitliği sağladı.Takım tam ivme kazanmış, rüzgârı arkasına almıştı ki, bu kez Jesus’un gördüğü kırmızı kart, tempoyu düşürdü. Hatta Alanya bu sırada net bir fırsatı harcadı. Neyse ki sarı-lacivertli futbolcular çabuk reaksiyon vererek kaldıkları yerden devam etmeyi bildiler. Önce Valencia’nın yine penaltıdan gelen golü, ardından maça damgasını vuran Emre’nin uzatmalardaki füzesi, geceyi Fenerbahçe adına mutlu sonla bitirdi.
Valencia’ya burada bir parantez açmak gerek; evet belki sarı-lacivertli forma altında gol rekoruna koşuyor ama hiçbir zaman güven veren bir forvet tipi çizmiyor. Kaçırdıkları attıklarının neredeyse üç katı olan bir oyuncu ile büyük hedeflere ulaşmak ne kadar gerçekçi sorgulamak lazım...Fenerbahçe, Jesus’un gel-gitlerine, sanki mayısı beklemeden evine gitmek ister gibi gözüken hamlelerine ve vasat oyuna rağmen Galatasaray’ın ensesine yapıştı. Zor Mor!.. Hesap tuttu ya; ona bakın siz.