Skorer Kortun ‘Beyaz Gölge'si

Kortun ‘Beyaz Gölge'si

27.06.2010 - 00:03 | Son Güncellenme:

Artık birçok kişi tenis izlemeye başladıysa bunda hiç kuşku yok ki onun payı çok büyük. Türk Halkı yıllar önce ‘Beyaz Gölge’ dizisiyle basketbolu sevmişti, şimdi de kalplerde Marsel İlhan ve tenis sevdası var

Kortun ‘Beyaz Gölgesi

Wimbledon’da ilk kez bir Türk tenisçi ana tabloya girdi, tur geçti. 5 yıl önce bu başarı hayal bile edilemezdi. Ancak günde en az 6 saat idman yaparak ülkemizde tenisin kaderini değiştirecek bir kişi çıktı. Kısa sürede öyle işler yaptı ki, bir anda ‘herkes, backhand, forehand, ace’ gibi terimleri kullanmaya başladı. Artık anlaşılmıştı ki, Türkiye’ye basketbolu sevdiren ‘Beyaz Gölge’ dizisinin kortlardaki karşılığı Marsel İlhan’dı...
Wimbledon hedefini yıllar önce koyduğunu söyleyerek söze başladı Marsel ve “Dünya sıralamasında önce ilk 200, ardından 100 içine girmeyi planlamıştım. Bunu başaracağımı sonunda da Wimbledon’da ana tabloda oynayacağıma inanıyordum. Ama şimdi yarı final, hatta final oynamayı planlıyorum. Bunun için zamanım ve yeteneğim var” ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Artık eleme oynamayacak
Bu hedefe ulaşmak için artık avantajı da var genç tenisçinin, çünkü sıralamada ilk 100 içine girmesi neredeyse kesin gibi ve bu da kendisine direkt ana tablodan yarışmaya başlama şansı tanıyacak. Yani ana tablodaki ilk maçında, 3 eleme oynamış, yorgun bir tenisçi olmayacak. Zaten Marsel de, “Bu turnuvada eleme oynadığım için toplam 4 maç kazandım ama bir tur geçmiş oldum. Ana tabloda 4 maç kazanırsam çeyrek finale kadar giderim. Bunun imkansız olmadığını biliyorum” diyerek yakaladığı avantajı dile getirirken, kendisi için bir avantajı daha bizlere anlattı.
Bugüne kadar Ataşehir’de oturan ve Yeşilyurt’a gelinceye kadar trafikle boğuşan yıldız sporcu artık kulübün karşısında tuttuğu evde oturacakmış. Bu da trafikte saatler kaybetmesini engelleyecek ve Marsel artık dinlenmek için daha çok zaman bulabilecek. Yani daha güçlü olacak ve son sözleriyle kendisini şaşırtan Murray’i kortlarda cevaplayacak.
Belli ki içine oturmuş Murray’in sözleri. “Türkiye’yi 5-0 yeneriz diyerek havasını atmış ama o kadar kolay değil. Ben tekler maçlarını kazanacağıma inanıyorum. İngiltere ile başa baş oynayabilecek güçteyiz. Maçı da 3-2 kazanırız” cümleleri de Marsel’in bu sözlere kızdığının göstergesi.

Haberin Devamı

‘Yeşilyurt, Marsel’i çok seviyor’
Yeşilyurt Spor Kulübü Başkanı Levent Gökçe de Marsel’in kazandığı başarılarla gurur duyduklarını söyledi. Bundan 5 yıl önce hayal edilemeyecek noktalara ulaştıklarını söyleyen Gökçe, “Marsel, Özbekistan’dan Türkiye’ye geldiğinde klasmanda yeri olmayan bir sporcuydu. Tenis stilini, kondisyonunu burada kazandı. Kendisine devşirme denmesini iyi niyetli bulmuyorum. Marsel, milli duyguları olan da bir sporcu” dedi.
Marsel ile sözleşmelerinin devam ettiğini ve uzun yıllar burada kalacağını da vurgulayan Gökçe, “Biz 12-13 bin kişilik büyük bir aileyiz. Bu aile de Marsel’i çok seviyor. Biz Marsel’i kulübümüze kazandırırken, Yeşilyurt’ta tenisin lokomatifi olsun demiştik ama o Türkiye’nin lideri oldu” diye konuştu

‘Ben istemezdim’
ABD’li Isner ile Fransız Mahut’un oynadığı 11 saat, 5 dakikalık maçın bir daha yaşanmasının çok zor olduğunu söyleyen Marsel, “Açıkçası ben o maçta oynamak istemezdim. Kimse istemez aslında. Çünkü gerçekten o kadar süre kortta kalmak çok ama çok zor” dedi.

Haberin Devamı

Güven ve tecrübe
Marsel’e göre, Nadal ile Federer’in en büyük artıları güven ve tecrübe farkı. Zaman geçtikçe, Wimbledon’da maçlar oynadıkça kendisinin de aynı tecrübeye sahip olacağını, “Bunu ilk maçta da gördüm. 2-0 geriye düşmemde heyecanın da etkisi vardı. Ancak zaman geçtikçe oyuna ısındım ve maçı 3-2 kazandım” diyerek anlatan Marsel’e göre, başarı iyi bir ekip olmakla da alakalı. Türkiye Tenis Federasyonu, Yeşilyurt Spor Kulübü, antrenörleri, sponsoru ve tüm ekip, Marsel’e göre başarının mimarları...