Mustafa Denizli’nin 20 yıl önceki oyun anlayışı dün yine sahadaydı. Aslında buna oyun anlayışı değil de motivasyonla işi götürmek demek lazım. Kimin hangi görevle sahada yer aldığı belli olmayan, ancak iyi niyetle sonuna kadar veren oyuncularla maçı kazanmak istedi.
Galatasaray’ın hücumunu düzenleyen dörtlü önlerinde sürekli sekiz Beşiktaşlı olmasına rağmen rahatlıkla paslaşarak, kolay driplinglerle istedikleri zaman rakip kaleye gittiler. Savunmada hamlesi olmayan, verkaçları ceza sahasına buyur eden, fakat mesala penaltılarda olduğu gibi garip defansif müdahaleleriyle başına iş açan bir takım sahadaydı.
Galatasaray’ın UEFA deplasmanlarında ve son iki Ankara maçında olduğu gibi hücum dörtlüsü özellikle de Lincoln - Baros ikilisi fırsatını buldukları her an Beşiktaş’ın bu garip zaafından yararlandılar. Buldukları pozisyonlar kadar kaçırdıkları da organize ve övülesiydi.
Bütün bunları söylerken Galatasaray’ın sezonun en iyi oyunlarından birini oynadığını iddia etmiyorum. İdeale yakın defansif orta sahası ve savunması çok iyi bir gününde değildi. Lincoln, Baros ve Arda’ya, beklenen seviyede destek yapamadılar. Ancak buna rağmen Galatasaray hak etti. Yani Lincoln ve Baros’a sahip olan taraf kazandı. Delgado ve Nobre’ye sahip olansa kaybetti.
Skibbe’nin standart teknik adamlık performansında eleştirilebilecek tek şey Sabri’yi daha erken oyuna almayıp, sağ kanattaki boşluğu kapatmaması olabilir.
Mustafa Denizli’ye gelince: Sezon başında var olan ve eleştirilecek çok yönü olmasına rağmen yine de işleyen bir sistemi yıktı. Ancak yerine ne koyduğunu anlamak mümkün değil. Sadece oyuncuların iyi niyetine, kazanma isteğine dayalı bir oyunu uygulatma çabasında. Her ne kadar kendi standardında olmasa da Galatasaray savunmasını en çok meşgul eden oyuncu Nobre’yi oyundan çıkarmasını bir kişi eksik ve hücum organizasyonu ararken Uğur İnceman’ı sahaya sürmesini anlayamadım. Mustafa Denizli’nin ne oynatmaya çalıştığını anlatması gerekiyor. Bu ukalaca bir yorumcu isteği değil. Sadece kime sorduysam anlamamış ve bunun bir şekilde açıklanması lazım.
