Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlk yarıda belki de bu sezonun en iyi iki yönlü orta saha performansını sergileyen Galatasaray’ın eksiği Lincoln’den ziyade, oyuna ısınamama olabilir

Dün akşamki maç, özellikle de her iki devrenin son 15’er dakikası, kupanın cazibeli bir hedef olduğu eski günlerin ruhunu taşıyordu. İsmi büyük ama geçmişi arayan alt kademe takımı, şampiyonluk adayı karşısında öne geçiyor. Sonra onca baskıya, pozisyona rağmen kaleyi kolay kolay vermiyor. Genç kaleci onca net pozisyonun yanında bir de penaltı kurtarıyor. Son düdüğü beklerken büyük eşitliği sağlıyor vs.vs.
Her maçın laf olsun diye değil gerçekten final olduğu o günlerdeki gibi.
Kupanın baştan sona elemeli olduğu, sürprizlerinin 20-30 yıl sonra bile hatırlandığı o güzel günlerdeki gibi..
Sehmus’un şahane vuruşuyla gelen golünün bu ruha uygun bir ‘Mustafa Denizli’ esintisi olduğunu söylesem ‘De Sanctis olsaydı yemezdi’ diyenler çıkacaktır. Altay iyi direndi desem ‘Lincoln olsa maçı koparırdı’, demeyen çıkmaz.
İlk yarıda belki de bu sezonun en iyi iki yönlü orta saha performansını sergileyen Galatasaray’ın eksiği Lincoln’den ziyade, oyuna ısınamama olabilir. Ligin ilk yarısında kariyerinin en yüksek gol ortalamasına ulaşan Baros’un oyuna soğukluğu, misal 89’da attığı gol bile ayağının ne kadar soğuk olduğunu anlatıyor. Ümit Karan’ın koşarken bile zorlanışı, Arda’nın son pasları nereye atacağını kestirmeye çalışırken kaybettiği zamanın anlattığı bu sanırım. İlk yarının sonunda gelinen noktadan sistem olarak geride değiller. Ama biraz ısınmaları gerekiyor.
Dün bu soğukluk ‘Büyük’ ama genç Altay’a büyük bir sürpriz olanağı verebilirdi. Ancak böyle olsaydı dahi Galatasaray’ın kötü oynadığını söylemek mümkün olmazdı. Barış, Mehmet Topal ve Ayhan’la oynadıklarında diğer 3 büyüğün hepsinden daha etkili bir iki yönlü orta sahaya sahip oluyorlar. Dün de durum farklı değildi.