Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mustafa Denizli’nin maç öncesinde iki temel endişesi vardı. 1-Stadın zemini... Ki gerçekten de çok kötüydü.
2-Yılmaz Vural’ın genel tavrının tersine bu maçta defansif bir oyunu benimseme ihtimali. Ki, tam aksi oldu.
Geçen hafta Denizli’de, Angelov’un ekstra bir hücumcu olarak sahada olduğunu görünce maç öncesi stadda kadroyu değiştirip Necip’in yerine İbrahim Toraman’ı sahaya süren ve savunma göbeğini üçleyen Mustafa Denizli, bu sefer Kasımpaşa’da Moritz, Gökhan, Cenk, Yekta dörtlü tehdidine benzer bir tepki vermedi. Necip, savunmasına yakın bir oyun oynasa da bu kez rakip ceza sahalarına girme ve savunmayı açmada başarılı oldu. İki kanadı birden kullanarak, hücum alanını genişleterek Beşiktaş savunmasının işini mümkün olduğunca zorlamaya çalıştılar. Bu yönleriyle, ligin en iyi savunmasını aşma becerileriyle övgüyü hak ediyorlardı.
Ancak sonradan başlarına iş açacak iki zaafları vardı. Modern futbolun emrettiği üzere savunmalarını ileri çıkarıyorlardı. Ama hiç beceremedikleri bir ofsayt taktiğine de takılmışlardı. İlk yarıda Holosko iki kez bundan, hem de yüzde yüzlük pozisyonlarda yararlanamadı. Diğer sorunları ise ligin en garanti golcülerinden Cenk’in birkaç haftadır süre gelen formsuzluğu oldu.
Bu tablo içinde öne geçtiler. Denizli’nin, Ernst’i dışarı alarak hücumu 5’lemesine ise bu zaafları düzeltecek bir cevap veremediler. Cenk maçı koparacak 2 pozisyondan yararlanamadı. Savunma da iki golde de ofsayt hattını yanlış kurdu. Bunu sonra bir kez daha yaptılar, ama Tello maçın kahramanlarından kaleci Murat’a takıldı.
Kasımpaşa’nın klasik son dakikalarda maç verme geleneğiyle oyunu bitirmesi beklenirken bu kez, Sivok’un sakatlanması ve Ferrari’nin öne çıkmasından kaynaklanan beraberlik golü geldi.
Burada 2 nokta önemli. Geriye düştükten sonra yüklendikleri adrenalinin etkisiyle soğukkanlı savunmaya dönemeyen Beşiktaş geri hattının goldeki genel tavrı. Tabii bir de İbrahim Kaş’ın rakibi kontrol şekli. Genç oyuncu savunmada vücudunu kullanmakla oyun dışı sertlik arasındaki ayarı bulamıyor. Ya rakibi perişan eden bir sertlik ya da yanında gölge markajı. Birincisini tercih etse penaltı olacaktı. İkincisini seçti gol oldu.
Ve bu gol olmasa sanırım Beşiktaş en kuvvetli şampiyonluk adaylarından olacaktı.