Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mustafa Denizli meslekteki 20 küsuruncü yılında yine zirvede. Pragmatizmin futboldaki bir numarası, boşlukları, fırsatları her yönüyle çok iyi, hatta muhteşem kullanarak belki de duble yapacak.
Ülke futbolunun sıkıntılarını, detaylarını, boşluklarını adı gibi bilen Denizli fark yaratan küçük nüansları yakalayıp onlardan bir genel politika çıkarabilmenin dersini veriyor. Sadece Ernst ve Yusuf’la ne çok şeyi değiştirdiğine baksanıza.
Dün yine ligdeki korkunç performanslarından ve Fenerbahçe’nin o maçtaki Beşiktaş’ın hatalarından dolayı sırıtmayan sıkıntılarında çokça ders çıkararak, tarihi bir sonuca imza atmayı başardılar. Daha da ötesi... Belki de ezeli rakibinin tarihini değiştirmeyi başardılar.
Denizli, Aziz Yıldırım döneminin yükselme devrinin başlangıcında başrolü oynamıştı. Dağılma döneminin de ilk darbesini vurdu.
Fenerbahçe’ye ligde orta sahayı bırakıp çok zor durumlara düşmüşlerdi. Sadece bu alanda, belki de demode sayılabilecek bir savunma tarzıyla rakibi kolay durdurdular. Adam adama, gereğinde sert. Fenerbahçe’nin ağır pas oyunu top kayıplarında yitip gitti böylece. Aragones de onlara yardım etti tabii. Kriz döneminde bulduğu ve bir maçlık iyi sonuç aldığı Gökhan Gönül çözümünün genel bir politikaya dönüştürme çabası İspanyol hocayı kadro dışına itti. Holosko, Yusuf, Bobo ve Tello’nun kısa bir mesafede yaptıkları çapraz koşular ve alanı dağıtma işleri Carlos-Gökhan  Lugano ve Ali için içinden çıkılmaz bir kaosa dönüştü. Resmen perişan oldular. O kadar ki, Bünyamin Gezer’e o garip penaltıyı çaldıran da sanırım bu perişan hal oldu. Ve hal o kadar kötüydü ki, kimse adam gibi itiraz dahi etmedi.
Beşiktaş ve Denizli sonuna kadar hak ettikleri bir zafer kazandılar. Rakiplerinde olmayan bir planları vardı ve bunu büyük bir başarıyla uyguladılar.
Denizli ve pragmatizm adına çok büyük bir zaferdi.