MHK

Kaya Çilingiroğlu

SEVGİLİ Hilmi ve Erkan. İşiniz epey zor. Elinizde kaliteli diye niteleyebileceğimiz kimi hakemlerin bile kendi öz benliklerine güvenleri olmadığından, ülkemizde taraftarı çok olan kulüplerimiz ve sporcularından adeta çekiniyor, daha doğrusu korkuyorlar. Evet korkuyorlar...
Avrupa'da çok iyi maçlar yönetmeleri aslında bizim sav'ımızı destekliyor.
Hakemlerimizi koruyalım. Peki koruyalım. Ama burnunun dibinde, hem de oyun durmuşken doğruyu gösteren yan hakemi, itip - kakan futbolcu karşısısında korumayan da o anda sahanın mutlak hakimi olan HAKEM !
Herhalde gözlemciler de tıpkı orta hakem gibi eyyamcı olduklarından, bu tür bariz hatalar bile yapanın yanında kar (!) kalıyor ve diğer maçlarda hakemlerin başını ağrıtabiliyor.
Dünyanın her yerinde bu tip hakem bulacağını sanan o grubun futbolcuları, Avrupa maçlarında kendilerini tez elden sahanın dışında buluyorlar. Bunların suçlusu bizim eyyamcılar değil mi ?
Hakem müessesesi laçkalaşmış. Kimileri adeta padişahlık ilan etmiş, benden başka yok demeye getiriyor. Onlara ses çıkaran da yok.
Belki sizler "YOK"u, "YOK"tu diye düzelteceksiniz. Aslında istenilen de bu. Demek artık iş ehline verilecek. Bizler de sevineceğiz.
Birbirini yiyen dernekleriniz içinde hakemlerimiz de kaynıyor. Her biri ayrı havadan çalıp söylüyor.
Dernekler sosyal işlerle uğraşır. Hakemlerin ev bulmaları, evlenmeleri, hastalıkları, çocuklarının problemleri vb. Oysa federasyon seçimlerinde oy kullanma hakları olduğu için isimler öneriyorlar. Falan hakemin şu kadar, feşmakanın bu kadar oyu var ve arkalarında da şunlar var. Bu nedenle MHK listesinde olmalı veya olmamalı diye ahkam kesiyorlar.
Kimi kulüp başkanları bile utanmadan bu konuda propaganda yapıp, isimler öneriyorlar.
Ne yapalım derseniz !
Tıp kitaplarının tümünü ezberlemekle doktor olunamayacağı gibi, çok kısa bir zaman diliminde beş yaşındaki bir çocuğun bile hatmedeceği oyun kurallarını bilmekle de iyi hakem olunamaz.
O halde eğitim...
Her şey kitapta bulunmaz. Bulunsa bile yorum isteyen konular, açıklık kazanıncaya kadar uygulamalı olarak tekrarlanmalı.
Kanımca, hakem sahada yöneticidir. O halde ülkemizde yöneticilik eğitimi veren profesyonellerden ve de özellikle toplum psikolojisi açısından bilinçlendirecek uzman kişilerden behemehal yararlanılmalı.
Yoğun yabancı dil öğrenim kursları açılmalı.
Yalnız atletik test, yazılı sınav ile klasman belirlenmesi hatadır. Önce hakemi; sosyal, kültürel ve ruhsal açıdan tanıyıp, değerlendirmelerinizi buna göre yapmalısınız.
Padişahlığı siz de kaldıracaksınız, işin becerene verileceğine herkesi inandırabilmelisiniz.
Benden başka yok diyene, var diyecek ve göstereceksiniz.
Kılık - kıyafet maç idare etmez ama saygınlık verir. Özellikle amatör maç yönetmeye giden hakem, saç ve yüzü düzgün, gömlek - kravat, ütülü bir elbise ve malzemelerini file yerine düzgün bir çanta ile taşır durumda görünmelidir. Doğal alarak hakem ücretlerinin artırılması ve peşin ödenmesi gerekir.
Futbolu bırakmış, koşullara uyan futbolcuları gözlemci olmaları için teşvik etmelisiniz.
Kuralları her hakeme eşit uygulamalısınız. Örneğin 4. hakemlik !
Gözlemci raporları, tahkim kurulu kararları gibi nihai olmamalı, MHK mümkün olursa, birbirinden habersiz çift gözlemci kullanmalı ve en azından bazı maçları bizzat çıplak gözle ve sonra da TV'den izlemeli. Bulanan hatalar hemen o hafta hakemlere gösterilmeli ve kararlar tartışılmalıdır.
Son olarak; hakem triosu, bir bemol veya bir diyez hatalarını affetmeyen, üçlü orkestra gibidir. Hakemlerden birinin hatası, hele tekrarı ortamı fitilleyecek; sahada megoloman olmadan, kimi futbolcuları tehdit etmeden, insancıl davranışları içinde, sahaya çıkınca en büyük benim diyebilecek, Allah'tan başka kimseden korkmayan kişilerin eline düdük verin ve hakemleri öcü olmaktan kurtarın.