17.02.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilimizde ağır yıkımlara sebebiyet veren deprem faciasının ardından Türkiye tek yürek oldu. Yaralarımızı sarmak için harekete geçenler arasında spor kulüpleri de yer aldı. Milliyet Gazetesi yazarlarından Osman Şenher, spor dünyasının kenetlenmesini kaleme aldı.
İşte Osman Şenher'in "Spor kulüpleri tek yürek ve örnek oldu" başlıklı yazısı...
Canımız çok yandı. Bunu sözcüklerle ifade edemeyiz ama kesin olan bir şey var, biz büyük milletiz ve hepimizin dengeleri bozuldu. Ağzımıza bir lokma yiyecek koyduğumuz zaman, inanın boğazımızdan geçmiyor. Demek ki bunu da yaşamak alnımıza yazılmış!
Herkes yardım etmek için koştu ve koşuyor. Asgari ücret alanlar maaşlarını, çocuklar kumbaralarındaki parayı, iş insanları gücü ne kadarsa her şeylerini ortaya koydular. Herkesin tek dileği 13.5 milyonun yaşadığı bu deprem bölgesine biraz ilaç olup acıları dindirebilmek...
'STATTAN AĞLAYARAK ÇIKTIM'
Eşimle beraber Nef Stadyumu’na gittim. Yarım saat kadar durabildim, ağlayarak çıktım. Tanıdık, tanımadık kim varsa herkes gücünün yettiği kadar çocuk maması, ayakkabısı, yiyecek ve iğneden ipliğe kadar aklınıza ne gelirse arabalarının bagajlarında dağıtım bölgesine göndermek için koşuşturuyordu. Yüreğim dayanmadı. Akrabalarım Fenerbahçe Stadı’na gittiler, orası da farklı değil, aynı görüntülere onlar da tanık olmuş.
Şampiyonlar Ligi maçlarını seyrediyoruz. En önemlisi de Paris Saint Germain-Bayern Münih maçında skorboardda ‘Türkiye acınızı paylaşıyoruz’ yazıyor ve maç öncesi seremonide saygı duruşu yapılıyor. Almanya, Hollanda, İspanya... Bütün ülkelerdeki futbol maçlarının hepsinde saygı duruşu yapıldı ve formalarını açık artırmayla satışa çıkararak deprem bölgesine yardım etmek için seferber oldular.
Türkiye olarak büyük bir imtihandan geçiyoruz. Ama herkes bir şeye şahit oldu. Biz büyük milletiz. Bizi Kürt, Laz, Alevi, Sünni, Abhaz, Çerkez diye kimse ayıramaz ve buna gücü yetmez. Siyasetten hiç anlamam, ilgi de duymam. Ama komşumuz Yunanistan’ın, İsrail’in, Ermenistan’ın, Rusya’nın, Bulgaristan’ın, Romanya’nın, Katar’ın ve daha birçok Arap ülkesinin yanımızda olması yalnız beni değil, herkesi çok mutlu etti. Kızdığım ülkelere bile bakış açım değişti.
Artık ‘Çocuklar başta olmak üzere hiç kimse ölmesin’ diyoruz. Deprem kıyamet gibi bunu kabul ediyorum. Ama bunu en az hasarla atlatmak için daha sağlıklı projeler yapmamız lazım. Bu kadar büyük yıkımın faturasını tek başına 30-40 müteahhite yıkamayız. Bu temel ruhsatlarını, iskan izinlerini kim verdiyse müteahhitler kadar sorumludur. İnsanların vicdanının rahatlaması için bu kişilerden de hesap sorulmalı.
Evet acımız büyük ancak hepimiz gördük ki şu an kenetlendik, en kısa zamanda millet olarak bu enkazın altından kalkacağız. Ailelerini, evlerini, akrabalarını kaybedenlere hiçbir şey yapamayız ama biraz olsun bu sıcaklığımızla, yardımlarımızla bu insanların acılarını hafifletebiliriz.
Gazetecilerin canı da çok yandı
Doktorlarımızı, öğretmenlerimizi, güvenlik güçlerimizi kaybederken canımız ne kadar çok yandıysa yine Kahramanmaraş depreminde yaşamını yitiren 21 gazeteci arkadaşımız, kardeşimiz için de büyük acı çekiyoruz. Hepsine Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, nurlar içinde yatsınlar. Kendilerini hiç unutmayacağız, hep hatırlayacağız ve hatırlatacağız...