Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Vicdanlı olmak lazım, adaletli olmak lazım, emeğe, futbola ve rakibe saygılı olmak lazım; Karagümrük kazanmasa yazık olurdu… Futbolun adaleti bu… Galatasaray‘ın son dakikalarda gelen penaltısını, tarafsız bir vicdanın kabul etmesi mümkün değil… Koray-Diagne mücadelesinde faülü yapan Diagne… Ama penaltıyı kazanan Galatasaray… Olacak iş değil… Hakemin görmesi lazım, göremedi, VAR denen garabet ne iş yapar da hakemin bu tepeden tırnağa yanlış kararına ortak oldu…
Galatasaray, maç başlarken yapılmış olan bir dakikalık protestoyu yanlış anlamış olacak ki, bunu ilk yarı boyunca sürdürdü… 45 dakika ne topa vurdu, ne futbol oynadı… Galatasaray forması giyenler, sahada “işi yavaşlatan“ ya da “greve çıkan“ emekçiler gibiydiler… Emekçiler gibiydiler diyorum, emekçilere de ayıp olacak…
Niye böyle oldu. Galatasaray orta dörtlüsü en durgun maçına başladı… Taylanş Feghouli, iki Emre hiç oynamadılar… Karagümrük sağ kenarını Ramazan - Koray, sol kanadını Balkovec- Alpaslan ile kademeli savununca, Galatasaray‘ın Linnes ile sağdan, Saracchi ile soldan gelme ihtimali yalan oldu…
Üstelik, Karagümrük, Biglia ile oyunu kurdu, Biglia‘nın sağında Koray, solunda Aatif ile ortalığı harman yeri gibi savurdu… İlk 45 dakika için yazıyorum: Bu kadar kötü, bu kadar isteksiz, bu kadar durgun bir Galatasaray yakın zamanda hiç görmedim… Gerçekten greve çıkmış gibiydiler…
Devre arası Fatih Terim fırçası ile sıkı bir Galatasaray‘ın sahada olacağını düşünmüştüm ki, santradan 15 saniye sonra Ndao’nun golü geldi…
Bu golde sormak lazım; Alpaslan soldan uzun mesafeli bindirirken karşısındaki Linnes neredeydi, orta yapılıp kaleye parelel giderken, iki stoper Marcao ile Donk niye müdahale edemedi, arka direkte Ndao golü atarken, Saracchi ne yapıyordu… Bitmedi, uzun mesafeden kaleye gelen topa, kaleci Okan erken çıksa, en azından Ndao‘nun önünden topu çelemez miydi ? Bir kişiyle - iki kişiyle değil, tepeden tırnağa falso…
Galatasaray ancak bu şok golle biraz olsun uyanabildi ama gene uyku mahmuru gibiydi… Feghouli önemli bir fırsatı kaçırdı, Donk bir yokladı, Galatasaray daha baskılı oynarken, daha tehlikeli çıkan, daha net pozisyonlar bulan Karagümrük oldu… Öyle ki, Karagümrük’lü oyuncular 20-30 metre top sürüp- pas yapıp çıkarken karşılarında Galatasaray orta alanından tek engelle bile karşılaşmadılar…
En önemlisi, sahipsiz topların tamamına Karagümrüklü oyuncular sahip oldu… Ortada bir top, kim hamle yaparsa o kazanacak…
Galatasaraylı oyuncular sanki “rica“ ile topa ayaklarını uzatmaya çalışırken, Karagümrüklü oyuncular kafa- göz - ayak - yürek ne varsa hamle yaptılar va abartısız her topu aldılar…
Doğru, Koray’ın Linnes‘e açık bir faülü vardı, hakem vermedi… Ama Fatih Terim kariyerindeki bir hoca, orta alana yakın yerdeki bir faüle bu kadar kızıp kırmızı kart görür mü ? Penaltı değil, gol değil, bu tepkisiz ölçü niye Hocam… Üstelik çıkarken el- kol hareketleri, herhalde hakemin hatırını sormuyordur, söylemleri, bağırıp - çağırmaları umarım Hoca‘nın muhtemel cezasını katlamaz…
Karagümrük‘te iki stoper Fatih ile Roco‘nun hakkını teslim edelim … Galatasaray‘ın bir hava topu bile alamadan maçı bitirdiğini ilk kez gördüm… Karagümrük’ün kötüsü yoktu, iyinin de iyileri vardı…
Bu maç Karagümrük‘ün tepeden tırnağa hakkıydı… Beraberlik bile Karagümrük adına, futbolun adaleti adına yanlış olurdu… Karagümrük kazandı, futbolun adaleti yerini buldu …
Gümrük mevzuatına göre, kalitesi kötü, modeli geçmiş mallara el konur… Galatasaray‘ın kalitesiz, modeli geçmiş futbol anlayışı, Gümrük‘ten geçemedi…
Üç puan gümrüğe takıldı ve Galatasaray evine eli boş döndü… Maçın doğrusu ve hakkı buydu...