Şansal Büyüka

Şansal Büyüka

sansal.buyuka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maç başladı, gözlerime inanamadım, “yanlış mı görüyorum acaba“ diye gözlüğümü taktım… Meğer doğru görmüşüm… Fenerbahçe o kadar berbat, Ümraniye o kadar etkili başladı ki, şaşırmam ve kusuru gözlerimde aramam son derece normal…
Del Valle daha ilk dakikada mutlak fırsatı kaçırmasa, başka bir ifadeyle Altay sol eliyle mucize bir kurtarış yapmasa, Fenerbahçe rakibine “hoş geldin” demeden önce, Ümraniye güçlü rakibine “hoş bulduk“ diyecekti…
Fenerbahçe kötü başladığı maçı, önde bitirmesine rağmen ilk yarının sonuna kadar bu kötü oyunu sürdürdü… Üç stoper ile oynadığı maçta, Glumac’ın kafa golüne engel olamadı…
Çek takımı Slovacko, Fenerbahçe‘nin üstüne gelmediği için savunmanın makyajı dökülmemişti… Ümraniye’nin her gelişinde “takke düştü, kel göründü...” Gustavo Henrique‘nin ne kadar ağır olduğu çok açık ortaya çıktı…
Sağdan Ferdi; Del Valle‘yi, soldan Peres; Geraldo‘yu sürekli kaçırdı… Arao savunmanın arasına giremedi, top kesemedi… Ayrıca Arao her ikili mücadelede rakibine kontrolsüz geliyor… Bir anlamda kırmızı kart cebinde oynuyor…
Fenerbahçe orta alanında rakibin gelişini önleyecek, kelimenin tam anlamıyla ön stoper görevini yapacak, rakibe basacak tek oyuncu yoktu… Ümraniye en ufak temasla karşılaşmadan geldi de geldi…
Görünen tek adam Emre Mor‘du, etkiliydi… Ama o da kendine mi oynuyor, takıma mı oynuyor belli değil… Lincoln Henrique, bir maç önce herkese umut aşılamış, tatlı hayaller kurdurmuştu… Bu maçta kendi yarattığı hayalleri kendi yıktı… O kadar etkisizdi…
Bunu söylemeliyim; bu Joshua King‘i “Fenerbahçe de oynar“ diye transfer edenleri, Fenerbahçe‘ye layık görenleri tebrik (!) ediyorum… Ya Fenerbahçe’nin büyüklüğünü bilmiyorsunuz, ya da transfer yapmasını…
Ayrıca bu Peres nereden çıktı… Çok mu aradınız… Tek doğru hamlesi olmadı… Sol bek olarak kadroda bulunan Ferdi, Novak, dünya para verilip alınan Peres’den elli kat daha iyi...
Maçı iki takım oynadı ama özellikle ilk yarıda VAR, iki takımdan daha fazla öne çıktı. Penaltıyı iyi yakaladı. Ancak Ümraniye golünde ciddi anlamda ofsayt vardı. Valencia’nın kırmızı kartlık hareketinine gözünü kapatınca, bu kusur sarı kartta kaldı. Peres’in ceza alanı içinde Geraldo’nun vücudu ile buluşan tabanı, en azından VAR incelemesini hak ediyordu. Ümraniye’nin penaltısı ise ceza alanı içinde mi dışında mı tartışılır. Ancak sanki dışarıda gibi…
İkinci yarıda görüntü değişmedi… Fenerbahçe‘nin “berbat“, Ümraniye’nin akıllı ve etkili oyunu devam etti… Şunu çok açık görüyorum; Fenerbahçe futbolla inatlaşıyor… Bu takım orta alanda Crespo-Zajc ile başlar, başlamıyorlar… Arda daha fazla süre alır, vermiyorlar… Valencia penaltı atmaz, attırıyorlar... “Baba“ bir santrafor Allah’ın emri, Fenerbahçe camiasına, futbola inat almıyorlar …
Berisha, Serdar Dursun, Valencia, Jashua King; bir maçta dört santrafor oynatıyorlar, dördünü toplasanız, bir santrafor yapmıyor… Çünkü Fenerbahçe kalitesinin çok gerisinde kalıyorlar...
Büyük Hoca denen Jesus, kendi egoları uğruna geçen yılın güzelim takımını darmadağın etti, eski tanıdıklarından, geçmişte birlikte çalıştıklarından “hısım - akraba“ takımı kurdu… Onlara ayrıcalık yapıyor, öncelik tanıyor… Olmaz… Olmazzz…
Futbol affetmez… Futbol inada gelmez… Futbol ego tanımaz… Öğrenin artık bunu...