Galatasaray "Üç takım da hak etmişti!"

"Üç takım da hak etmişti!"

29.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ali Dürüst, böyle bir yarışı şimdiye kadar hiç görmediğini, daha konsantre olan tarafın şampiyonluğa ulaştığını söyledi.

Üç takım da hak etmişti

NEVZAT DİNDAR - ÖZEL RÖPORTAJ

Haberin Devamı

Milliyet’e konuşan 4. yıldızın gizli kahramanı, “Bizim oyuncularımızın hepsi yüzde 110 performans sergiledi. Onun için olağanüstü bir şampiyonluktu. Çünkü sahiden bir mucizeyi başardılar. Bunu yaparken yüreklerini ortaya koydular” dedi.

Tarih 4. yıldızı ve 20. şampiyonluğun kahrahmanlarını şüphesiz yazacak. Ancak sahadaki aktörler dışında iki isim var ki onların payını kimse inkar edemez, etmiyor da zaten...

Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak...

Albayrak’la şampiyonluğun hemen ertesinde buluşmuş, onun ağzından 4. yıldızın hikayesini almıştık... Sırada Dürüst vardı...

Sportif AŞ yönetim kurulu üyesi olarak geçen 7 aylık süreçte alınan kritik kararların hemen hemen tamamında imzası olan kişiydi.

Galatasaray’ın son 20 yılının kara kutusu olarak gösterilen Dürüst, A’dan Z’ye herşeyi Arnavutköy’deki evinde Milliyet’e anlattı.

Haberin Devamı

- Galatasaray için 20. şampiyonluk ve 4. yıldız özel. Ancak bir taraftan da sizin de 8. şampiyonluğunuz.
- “8 defa şampiyon olmak ve o yönetimlerin içinde bulunmak tabii güzel bir şey. Bu seneki şampiyonluk daha bir önem arzediyor. 4. yıldız ve nefes nefese giden bir yarış. Her şampiyonluk önemliydi. Fenerbahçe Stadı’nda alınan şampiyonluk.. 4 sene üst üste şampiyon olmamız.. Türkiye şampiyonlukları dışında UEFA ve Süper Kupa.. Sayısını unuttuğum Türkiye kupaları... Bunlar bir araç tabii. Amaç bizim için Avrupa’ya gitmek.”

Zor oldu ama

“Kıymetli başkanlar, kıymetli yönetim kurulu arkadaşları, iyi hocalar ve iyi oyuncularla çalıştım. Benim şansım buydu. 1996’dan beri bakacak olursak böyledir.”

- Bu takımın şampiyon olacağına kimse inanmıyordu. Siz de bu kanaatte miydiniz?
- “Galatasaray’da benim için önemli olan mücadele eden bir takım yaratmak. Eksik olan buydu. Takımı şampiyon edeceğiz diye bir iddia ile gelmedik. O gerçekçi olmazdı. Takımı yaratınca şampiyonluk da geldi. Oysa Fatih hocadan sonra iki teknik direktör gelmişti. Yönetim içinde de sorunlar vardı. Bundan takım olumsuz etkilenir. Yönetim, futbolcu ve taraftar. Bu 3’ü uyumlu ve iyi olunca, biz bu başarıyı yakaladık. Gençliğimde bu kadar maça gitmiyordum. Biraz zor oldu ama herkes fedakârlık yaptı. Biz oyuncuyu motive etmek için değil Galatasaray olarak orada olduğumuzu göstermek için deplasmanlara gidiyoruz.”

Haberin Devamı

- Şampiyonluk ışığını ilk ne zaman hissettiniz?
- “Bence başlangıç noktası Gaziantep maçıydı. Prandelli gitmiş, Hamza hoca ile anlaşılmıştı. Ancak ilk maçta kulübede Taffarel vardı. Galatasaraylı gibi olmaları gerektiğine inandılar.”

- Ezeli rakiplerinizin performansı nasıldı?
- “Bence 3 takım da şampiyon olmayı hak etti. Ama bir kişi olacaktı. Demek ki bizim daha bir artımız vardı. Daha iyi konsantre olduk. Üç takım da iyi takımdı ve şanslar, şansızlıklar yaşadı. Sonunda bir takım çıkacaktı. Demek ki biz o enerjiyi verdik. Böyle nefes nefese yarış görmedim. Herkesi takdir etmek lazım. Onlar da ağır stresle bu işi iyi götürdüler. Galatasaray kamuoyu da bize destek verdi.”

İşimiz yeşil saha

- Kavgadan ve agresiflikten uzak bir politika izlediniz. Bu pozitif yapının yansımaları nasıl oldu?
- “Böyle olması lazım. 96’dan beri yöneticilik yapıyorum. Bizim işimiz yeşil sahada. Camialar arasında olmaz sıkıntı. Kişiler arasında olabilir. Sahadaki rekabette birbirimizi kızdırabiliriz ama saha dışında bunun olmaması lazım.”

Haberin Devamı

- Sizi en çok etkileyen performans?
- “Bu sene Sneijder’in performansı en üst düzeydeydi. Bizim oyuncularımızın hepsi yüzde 110 performans sergiledi. Saymaya başladığımız vakit hepsini söylemek gerekir. Onun için olağanüstü bir şampiyonluktu. Çünkü sahiden bir mucize yaptı futbolcular. Bunu yaparken yüreklerini ortaya koydular.”

- Sneijder’le yeni sözleşme konusunu sezon sonuna bıraktınız. Belki de bir risk aldınız. Nasıl ikna ettiniz?
- “Sneijder’in amacı başarılı olmak. Biliyor ki başarılı olursa değerlendirilir. Sabri’nin bitiyor, Melo’nun bitiyor. Hiçbiri problem yapmadı. Hepsi tek amaçlarının şampiyonluk olduğunu gösterdi.”

Apolet şart değil!

“Geri planda kalmak benim tercihim değil. Yapı meselesi. Benim böyle bir yapım yok. Başkanlık için ortamı yakalamak gerek.”

Haberin Devamı

- Abdurrahim Albayrak ismi hep ön planda. Sizin katkılarınız çok fazla. Polemik yaratmak için değil gerçekten merak ediyorum. Bazen size haksızlık yapıldığını düşündüğünüz oluyor mu?”
- “Ben sadece gurur duyuyorum. Genelde başkanlar ve yönetimdeki tecrübeli insanlar diğer arkadaşlarıyla gurur duyarsa zaten yolları kesişir. Zaten takım böyle olunur. Ne zaman ki başkanlarımız başarımızdan rahatsız olmamıştır, o zaman başarılı olmuşuzdur. Abdurrahim Albayrak’ın başarılı olması da bana sadece gurur verir. O daha fazla vitrinde olan bir arkadaşımız ve hak ediyor. O da farkında. Hepimiz bir takım olmazsak olmaz. Bunun arkasında bir ekip var. Duygun Yarsuvat var, Abdurrahim Albayrak, Dursun Özbek.... Listeyi uzatabiliriz.”

- Geri planda kalmayı neden tercih ediyorsunuz?
- “Geri planda kalmak benim tercihim değil. Yapı meselesi. Benim böyle bir yapım yok. İyi ve kötü diye bunu söylemiyorum. Benim yapımla ilgili. Böyle öne çıkmayı tercih etmiyorum. Ama sokağa çıktığımızda gayet iyi tanıyorlar.”

- Son dönemde hep isminiz seçim döneminde başkanlık için geçer. Siz birinci adam olmayı neden tercih etmiyorsunuz?
- “Haklı eleştiriler de oluyor tabii. ‘Başkanlığa adaylığını koy, kazan’ demiş olmak esasında bir mesuliyet yüklüyor. Geldiğiniz vakit önemli işler yapmanız gerekiyor. Onun için hazır olmalısınız. Hazır bir ekip. Bu iş şampiyonluklarla kısıtlanacak bir şey değil. Belki o ortamı yakalamak lazım. Benden ziyade Galatasaray’da o birlikteliği yaratmak lazım. Hizmet için apolet şart değil. Galatasaray’a hizmet için oradasınız.”

Hamza Hamzaoğlu belki de bir riskti

- Hamza Hamzaoğlu ismi nasıl gündeme geldi?
- “Anderlecht maçından sonra hiç o saate kadar hoca konuşmamıştık. Hiç aklımıza bile gelmedi. Gece saat 12’ydi. Belçika’da kendi aramızda konuşurken Abdurrahim birden “Hamza hocaya ne dersin?” dedi. Bu ismi duyunca “Hiç sorgulamaya gerek yok” dedim. Bize ne lazım olduğunu biliyoruz. İkimiz kararı verdik. Sonra Hamza hocayı aradık. Tabii Hamza hoca ile hiçbir irtibatımız yok. Gecenin bir vakti. Türkiye’de muhtemelen saat 01.00. Babasını toprağa verdiğini o an öğrendik. Yakın irtibatımız olsa babasının öldüğünü bilmez miyiz? Bu önceden bir çalışmamız olmadığının kanıtı. Ertesi gün konuştuk. Normal prosedürü takip ettik. Başkan’la telefonda konuştuk. Yönetimle paylaşmadan evvel ise ismi söylemedik. Çünkü izin almak lazımdı Futbol Federasyonu’ndan. Yıldırım Demirören’i aradık. Fatih Hoca’nın fikrinin doğru olacağını iletti. Fatih Hoca da “Hamza’nın tercihidir” dedi. Ondan sonra yönetime getirdik. Karşı çıkanlar olmadı belki ama sessiz kalanlar oldu.”

- Risk aldığınızı düşünmüyor musunuz?
- “Elbette bir riskti. Ama o riski ben ile Abdurrahim aldık. Yönetime böyle bir önerimiz var dedik. Bizim için uygunu budur dedik.”

Hocayla devam edilecek

- Hamza hocayla ilgili nasıl bir yol izlenmeli?
- “Bu yol belli. Bizim de görüşlerimiz var ve alınacaktır eminim. Yeni yönetim en doğru kararı alıp Hamza hocayla devam edecektir. Hocayla da toplantılar yaptık. Önümüzdeki seneyle ilgili planlamalar tamam. Eskiden işimiz daha kolaydı. Bu yeni yabancı sistemine hazırlıklı olmak lazım. Daha bir profesyonelce çalışmak gerek.”

- Bir transfer raporu hazırladınız mı?
- Var tabii. Yönetim ve hoca masaya oturduğu vakit bunu ilerde paylaşacaklardır. Maksimum 3 tane oyuncu alınabilir. Şampiyonlar Ligi olduğu için gerekebilir takviye.”

Soyunma odasına girmedim

- Maç toplantılarına hiç girdiniz mi?
- “Bugüne kadar yönetici olarak 500’ün üzerinde maça gitmişimdir. Ancak hiçbirinde soyunma odasına girmedim. 3-5 kez sevinmek için gitmişimdir. Biz Kadıköy’de ‘Kupayı soyunma odasında almıyoruz’ diyorsak almayız. Yönetici olarak orada bulunup, futbolcuya sahipsiz olmadığını göstermem gerekir. O gücünüz olduğu vakit, futbolcu üzerinde de gücünüz oluyor. Zaman zaman yalnız kaldığımız da oldu. Bu işin doğası.”

Bir neden bulamadık

- Peki Sabri’nin affı nasıl gerçekleşti?
- “Hocaya gidiyoruz hocayla alakası yok. İdari bakıyoruz birşey yok. Bir neden bulamadık. Oysa yönetimlerde devamlılık vardır. Bizden önce bir karar alınmışsa biz arkasında durururuz. Fakat sonuna kadar gittik bu olayın bir şey göremedik. İdari olarak kadro dışı bırakmak için yönetim kurulu kararı lazım. Bu da yok. Biz de affettik.”

Albayrak pozitif bir insan

- Abdurrahim Albayrak’la uyumunuz hakkında ne diyeceksiniz?
- “Abdurrahim Albayrak Galatasaray’ın uzun zamandır içinde. Albayrak’ı yalnızca futbolcuyla diyalogta olan biri olarak düşünmemek lazım. Kulübün bütün dinamiklerini biliyor. Özellikle geçtiğimiz iki sene çalışırken üzerine birşeyler koydu. Dolayısıyla iyi bir yönetim kurulu üyesi oldu. Galatasaray’da başkan yardımcılığına kadar yükseldi. Kendi kişisel yapısından dolayı da pozitif bir insan. Sadece görev sahasını futbol şubesi olarak sınırlandırmamak gerek. Kulübü ve şirketi başkanın verdiği yetkiyle iyi yönetemezseniz o zaman şubede de bir şey yapamazsınız.”

- Sayın Albayrak da her fırsatta bir çok şeyi size borçlu olduğunu söylüyor. Bununla ilgili neler söyleyeceksiniz?
- “Bu bir ekip işidir. 96’dan beri birbirini bilen, yönetim kurulu masasında tanışmamış insanlar bir araya geldiği vakit başarı geliyor. 96’daki başarı, üçünçü yıldız hep böyle geldi. Ünal başkanın yönetiminde de bu şekilde 5-6 yönetici vardı. İyi de çalıştık. İlk defa orda buluşmamıştık. Bu dönemde de Abdurrahim’in orda olmuş olması, özellikle Duygun Başkan’ın varlığı, bunun dışında danışman olarak bizim hatırımız için orda yer alan Refik Arkan, Mete Başol fedekârlıklar yaptı. Siz yönetim olmadan evvel bir ekip olursanız yönetim kurulunda daha başarılı olursunuz.”

Dürüst’ün gözünden başkanlar

FARUK SÜREN
Karşılıksız çok hizmet etmiştir. Ondaki en önemli olay yöneticisine cesaret veren, önünü açan ve hiçbir zaman onların başarısını kıskanmayan bir yapıya sahip. G.Saray’da 25 sene yöneticilik yaptıktan sonra başkan olmuştur ve okullu da değildir.

ÖZHAN CANAYDIN
Özhan başkan bu işin içinden çıkmıştır. Benim ağabeyimdir. Öyle bir ilişkim vardı. Allah rahmet eylesin. O da bize Galatasaray’ı öğretti. Galatasaraylılık duruşunu öğretti.

ÜNAL AYSAL
Ünal başkan bu işin dışından gelmiş olmasına rağmen özellikle 2 sene ne dediysek yaptı. Geniş bir işadamı görüşü olduğu için yakın çalışırken onun bu görüşünden faydalandık. Ama erken seçim döneminde belki çevresinden etkilendi. Benim diyaloglarım her zaman iyi olmuştur.

DUYGUN YARSUVAT
Galatasaray yönetimlerinde yer almamış olmasına rağmen içindeydi. Hiçbir sıkıntı çekmedik. Anlaşabildik. Sportif’te yer almamın nedeni onun olmasıydı. Belki kısa bir süre görev yaptı ama büyük izler bıraktı.

Efsane müze!

Ali Dürüst, Nevzat Dindar’ın sorularını yanıtladı. Dürüst’ün Arnavutköy’deki evi adeta bir müze. 8 şampiyonluk, UEFA ve Süper Kupa ve sayısını bile unuttuğu diğer kupalar ve onları anlatan ölümsüz kareler... ‘Saracoğlu Hatırası’nı anımsatan bu kare ise ilk kez günışığına çıktı.

Üç takım da hak etmişti

Yazarlar