Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Paris’in her köşesinden siren sesleri geliyor...
Ve resmi, sivil polis araçları kentin her köşesinde...
Ayrıca, özel birlik askerleri Paris’in en kritik noktalarında devriye geziyor.
Her köşe başında polis ve askerleri gören Fransız halkı, terör korkusunu yeniyor mu, yoksa daha mı çok panik oluyor bilmiyoruz ama “Halkımızın ne çektiğini biraz anlayabildiler mi?” sorusunun cevabını merak ediyoruz...
Türkiye için sürekli “polis devleti” diyerek karalama kampanyası düzenleyen Fransız medyası şimdi kendi ülkesi için neler yazıyor? Sorumuza Paris’teki dostlarımız, küçük bir eleştiriden dahi uzak durduklarını söylüyor.
Batı, çifte standardın zirvelerinde gezinmeye
devam ediyor!
***
Ve kentin her tarafına yerleştirilen, sayısını bilemediğimiz gizli kameralardan gelen görüntüler bir merkezde yüzlerce personel tarafından taranıyor.
Ve en küçük detay dahi kaçırılmadan değerlendiriliyor.
Polisler ansızın trafiği durdurabiliyor ve şüpheli gördükleri bir aracın etrafını sarabiliyor ve içindekileri indirip aramaya başlayabiliyor...
Ve bu işlem saatlerce sürebiliyor...
Trafikte sıkışıp kalan yüzlerce araç sürücüsü bu durumu korna çalarak
protesto edebiliyor...
***
Ve Türkiye Milli Takımımız ilk maçında Hırvatistan’a yenildi...
Elbette dünyanın sonu değil, lakin herkesin kaçırdığı bir noktaya da biz isyan ediyoruz...
Türkiye’deki futbol liglerinin hali ve uluslararası başarıları ortada...
Yıllardan beri yabancı futbolculara kapılarını açan büyük ve küçük kulüplerimiz otuz yıldan beri yerli oyuncudan adeta uzak duruyor.
Şimdi gelinen bu noktada halimizi tarif etmeye ihtiyaç yok gibi.
Bugün isyan etmeye de kimsenin hakkı yok.
Kendimiz ettik, kendimiz bulduk misali...
Bize göre isyanın ülkemizdeki spor kulüplerine yapılması gerekiyor, yabancı futbolcu transferi kampanyası yapacaklarına, kısa süreli sportif başarı peşine düşeceklerine, geleceğin futbolcularını yetiştirmeye çalışacak ve altyapıya büyük önem verecekler!
***
Top bu, kumaş bu ve haliyle terzi de bu.
Yani, dünya futboluna kazandırdığımız çok büyük futbolcular var da Fatih Terim mi oynatmıyor!
Futbolun bir oyun olduğunu ne yazık ki çoğu zaman da bizler unutuyoruz!
Biraz yıldızlaşan futbolcularımız da kendi işini unutup ya reklam yıldızı ya da özel hayatlarıyla gündeme geliyor...
Kısacası, her önüne gelen tabuta bir çivi çakıyor...
Diyoruz ki; tabuta kim çivi çakıyorsa bir dakika düşünmeli, hele de son çiviyi kim çakıyorsa herkesten daha çok düşünmeli...
Futbolun da muhasebesinin yapılması gereken günlerden geçiyoruz...