68 mahkum ölüm sınırında

NAZİLLİ E Tipi Cezaevi'nde cezaevi koşullarının iyileştirilmesi istemiyle, 30 gündür "süresiz ve dönüşümsüz" açlık grevi yapan 68 tutukludan 16'sının sağlık durumunun kötüleştiği bildirildi. Erzurum E Tipi ve Özel Tip Cezaevleri'ndeki 370 siyasi suçludan 98'inin "dönüşümlü ve süreli" açlık grevi de, 39 gündür devam ediyor.
İnsan Hakları Derneği İzmir Şube Başkanı Ercan Demir, dünkü basın toplantısında Nazilli'deki açlık greviyle ilgili olarak şu bilgileri verdi:
"Zaten sağlıksız koşullardaki bu kişilerin vücudundaki tahribat, açlık grevi nedeniyle çok ağır oluyor. Bir ayda görülmesi gereken belirtiler, ilk 10 günde ortaya çıktı. Aydın ve Uşak E Tipi cezaevleriyle, Buca Kapalı Cezaevi'ndeki tutuklular, Nazilli, Erzurum ve Niğde cezaevlerindeki greve destek için eyleme başladı. Ölüm sınırına gelininmesine karşın, Adalet Bakanlığı ve cezaevi yönetiminin umursamaz tavrı sürüyor."
Açlık grevindeki tutukluların diğer koğuşlardan süt ve meyve suyuyla beslendiğini iddia eden Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Hakkı Köylü ise, şunları söyledi:
"Buradaki kuralları ben değil devlet koyuyor. Teröristlerin kural koyma hakkı yok. Açlık grevi dedikleri, bir komedi. Üç gün grev yapan, dördüncü gün bırakıyor. İki gün bekleyip yeniden başlıyor. Yani sulandırılmış açlık grevi. Ne yapsalar kurallar değişmeyecek. Grevin bu hafta bitmesini bekliyoruz."
Mersin Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi'ndeki sözleşmesi feshedilen Araştırma Görevlisi Hakan Küçüker'in ölüm orucu da sekizinci gününü doldurdu.
16 Aralık'ta başlattığı ölüm orucunu, polisin engellemesi üzerine üniversite bahçesi yerine evinde sürdüren Küçüker'in eşi Manolya Küçüker'le, bölüm arkadaşları Ali Düdükçü ve Malik atış da, bir hafta daha sonuç alınmazsa destek amacıyla ölüm orucuna başlayacaklarını belirtti.