Apo'yu gizli servis koruyor

       PKK'dan kaçtıktan sonra 1994 yılında güvenlik güçlerine teslim olan sözde Amed Eyaleti Cephe Sorumlusu "Arteş" kod adlı Ergin Karadağ, itiraflarında PKK Lideri Abdullah Öcalan'la Şam'da görüştüğünü ve örgütün merkezinin Şam ve Halep olduğunu belirtti. Karadağ, Öcalan'ın Suriye gizli servisi El Muhaberat tarafından sıkı bir şekilde korunduğunu da söyledi.
       PKK'nın yurtdışı bağlantılarıyla ilgili kapsamlı itiraflarda bulunan Karadağ, 1991'de Şırnak'ın Silopi ilçesinden grup halinde Suriye'ye geçtiklerini, bu ülkenin Derik ve Kamışlı ilçelerinde bir süre kaldıktan sonra trenle Şam'a gittiklerini, bu kentte PKK'ya ait bir evde kaldıklarını ifade etti. Bir süre Şam'da kaldıktan sonra Bekaa vadisine geçtiklerini belirten Karadağ, burada siyasi ve askeri eğitimden geçtiklerini ve Öcalan'ın zaman zaman kampa gelerek kendileriyle görüşmeler yaptığını anlattı. Karadağ, kampta bulunduğu sırada, Türkiye ile Suriye arasında bir anlaşma yapıldığını, bu anlaşma çerçevesinde Türk yetkililerin Bekaa Vadisi'nde inceleme yaptıklarını belirterek şunları söyledi:
       "Suriye devleti kampı boşaltmamız için bizi uyardı. Bunun üzerine gündüzleri kamptan uzak bir araziye gidiyorduk. Kampta Filistin Demokratik Cephesi isimli bir örgüt kalıyordu. Geceleri kampa geri geliyorduk. Türk heyeti, gelip kampı incelediğinde biz arazide saklandığımız için kampta Filistinlilerle karşılaşıp geri döndüler. Daha sonra kampa geri döndük."
       Bekaa'da eğitimin ardından taksi, tren ve dolmuş gibi toplu taşıma araçlarını kullanarak, Şam ve Haseki'ye gittiklerini bu kentlerde bir süre kaldıktan sonra da Nusaybin'in karşısına düşen Kamışlı ilçesine yerleştiklerini belirten Karadağ, bir süre sonra sınır hattında yeralan bir köye dolmuşla geldikten sonra bir evde konakladıklarını, kendilerine burada örgüt elbisesi giydirildikten sonra Suriye - Irak sınırından Dicle nehrini kullanarak Türkiye'ye geçiş yaptıklarını anlattı.
       Karadağ, itiraflarında Öcalan ile Suriye yönetimi arasında direkt bir ilişki olduğunu vurgularken şöyle konuştu:
       "Öcalan, Suriye'nin istihbarat örgütü El Muhaberat tarafından korunmaktadır. Bu devletin değişik şehirlerinde, özellikle Şam ve Halep'te örgütün elemanları eğitim görmektedir. Bu evler çiftlikler şeklinde yapılmış yerleşim yerleridir."
       Suriye'nin yanı sıra Yunanistan'ın da örgüte destek verdiğini, bu ülkede hem siyasi hem de askeri anlamda eğitim kamplarının bulunduğunu anlatan Karadağ, örgütün Lübnan ve Libya'da temsilcilik düzeyinde, Holanda ile dolaylı, Rusya ile direkt ilişkiler kurduğunu, Romanya ve Bulgaristan'la da dolaylı ilişki içinde bulunduğunu söyledi.

       PKK'nın ilk itirafçılarından Mustafa Çimen ise Suriye'ye kaçan örgüt mensuplarına El Muhabarat'ın yardım ettiğini belirterek, Öcalan'ın Şam'daki evinin adresini de verdiğini ekleyerek şunları anlatmıştı:
       "Sallarla Kamışlı'ya geçtik. burada Suriye istihbaratı bizi yakaladı. El Mahaberat ajanlarına `Şimalden geliyoruz. Yekiti'nin adamlarıyız' dedik ve bize serbest dolaşma için kart verdiler. Şimal Türkiye, Yekiti ise Celal Talabani'ydi. Bize bu parola verilmişti. Şam'da örgüt liderinin evine gittik.
       Öcalan Şam'ın kuzeyinde oturur. Kuzeydeki Selahattin Eyyübi Caddesi'nin bitimindeki dağın eteğinde birkaç bloktan oluşan işçi evleri bulunur. Dağdan Şam'a doğru gelirken ikinci blokun beşinci katındaki dairede kalır. Korumalar ise zemin katta bulunur. Bunun dışında da Şam'da tek katlı bahçeli bir evi ve birkaç evi daha var."

       Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca Kuzey Irak'ta yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve tutuklu olarak yargılanan PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık, uzun süre Şam'da Öcalan'ın yanında kaldığını ve burada bir süre göz hapsinde tutulduğunu belirtmişti.
       Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı'na verdiği ifadede, Şam'dan uçakla Tahran'a oradan da Urumiye bölgesinden Türkiye'ye geçtiğini söyleyen Sakık'ın hakkında hazırlanan idianamede Suriye'yle ilgili şu bilgiler yer aldı:
       "Suriye, PKK'nın kuruluş aşamasından itibaren örgütün başı Öcalan'ın başkent Şam'da kendisine tahsis edilen evlerde ikametine izin verilen, örgütün askeri ve siyasi eğitim verilen kamplarını kuran, bu kamplarda askeri istihbarat personeliyle eğitim veren, örgütü kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye yönlendiren, örgüte her türlü maddi ve manevi desteği veren bir ülkedir."
       Sakık, kendi el yazısıyla yazdığı 48 sayfalık ifadesinde ise bölgede barışın koşullarının oluşması için öncelikle Apo'nun Şam'ı terk etmesini isteyerek "Apo Şam'da, PKK ise dış güçlerin elinde koz olarak kullanıldığı sürece barış için yaptıkları çağrı inandırıcı olmaz" demişti.