İsyanları ve firarlarıyla Adalet Bakanlığı’nın ‘başını ağrıtan’ Bayrampaşa Cezaevi’nin taşınma sorunu yılan hikâyesine döndü
Bayrampaşa Kaymakamlığı’nın 1998 yılında hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa sunduğu rapor sonucunda harekete geçen Adalet Bakanlığı, Bayrampaşa Cezaevi’nin taşınması için gereken yeni cezaevine arsa bulmakta zorlanıyor. Adalet Bakanlığı, Bayrampaşa Cezaevi’nin kapatılabilmesi için en az on adet F tipi cezaevi yapılması gerektiğini belirlerken, Taşoluk ve Kayabaşı’nda bulunan arsalar onay bekliyor. Taşoluk ve Kayabaşı sakinleri ise beldelerine cezaevi değil
okul ve hastane yapılmasından yanalar.
Bayrampaşa Cezaevi’ni, şehir dışına taşımak için yaklaşık on beş yıldır uygun bir arsa arayan Adalet Bakanlığı, cezaevinde en
son yaşanan toplu isyanlar ve cinayetlerle bu arayışı hızlandırdı.
‘Çok acele ve önemli’
İstanbul’daki cumhuriyet başsavcılıklarına, kaymakamlıklara ve belediyelere, ‘çok acele ve önemli’ başlığıyla yazı gönderen bakanlık, F tipi cezaevi inşa etmek için her biri kırk-elli dönümlük, birden fazla arsaya ihtiyaç olduğunu bildirdi.
İstanbul Milli Emlak ve Arsa Ofisi, Küçükçekmece İlçesi Kayabaşı Köyü’nde ve Gaziosmanpaşa İlçesi Taşoluk Beldesi’nde istenen niteliklere uygun 522 bin 850 metrekare yüzölçümlü arsa tespit etti.
Depremden hasar gördüğü gerekçesiyle boşaltılan okulun yerine cezaevi yapılacağını öğrenen Taşoluklular, “Cezaevi değil okul ve hastane istiyoruz" diyerek itiraz ettiler.
Taşoluk’taki Hazine arazisinin mücavir alın dışına çıkarılması için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın ‘oluru’ bekleniyor.
Kayabaşı Köyü’nde tespit edilen Hazine arsasının 58 bin 700 metrekarelik kısmı ise gecekonducular tarafından işgal edildiği ve arazi eğiminin
yüzde 25 olduğu gerekçesiyle uygun bulunmadı. Aynı köy sınırlarında bulunan ancak, ‘Askeri Güvenlik Bölgesi’ olarak tapuda yer alan 68 bin 400 metrekare yüzölçümlü arsa da Milli Savunma Bakanlığı’nın olurunu bekliyor.
Gecekondu bölgesi
Bu arada, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, Bayrampaşa Kapalı ve Özel Tip Cezaevi’ni tahliye etmek için en az, on adet F tipi cezaevi yapmak gerektiğini ileri sürüyor. Adalet Bakanlığı, istenen nitelikte arsa bulunursa, yeni cezaevi için ihale startı verilecek. Bayrampaşa Cezaevi’nin tahliyesi ise yeni bir tartışmayı da beraberinde getirecek.
‘Üniversite yapılsın’
TÜRKİYE’NİN en büyük cezaevinin taliplisi çok. 1968 yılında 117 bin 290 metrekarelik alana kurulan cezaevinin bulunduğu arsa Sultan Beyazıt Vakfı’na ait. Cezaevi’nin ticaret merkezine dönüşeceği kaygısını yaşayan Bayrampaşa Kaymakamı Celalettin Özdal, satışa karşı çıkıyor. Kaymakam Özdal, bunun gerekçesini şöyle açıklıyor: “Eyüp Adliyesi’ndeki davaların yüzde 70’i Bayrampaşa’dan gidiyor. Adliyemiz yok, kaymakamlık ve emniyet müdürlüğü kiralık binada. Okul yapacak arsa bulamıyoruz. Vakıf arsasında bulunan cezaevi, üniversiteye dönüştürülsün. Elleri silah değil kalem tutan insanlar yetişsin. Binada atölye, hastane var. İçinde tıp, fen, hukuk fakültelerinin öğrencisi eğitim görsün. Hem, bu cezaevinin satışından kazanılacak parayla başka bir cezaevi yapılması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu ademi tahsis belgesine ters düşer. Hazine’den ayrılan bütçe ile cezaevi yapılır. Buranın parası da havuza gider."
İstenilen kriterler
İSTANBUL içinde yapılması planlanan F tipi cezaevi için, öncelikle mülkiyeti Hazine veya belediyeye ait, yerleşim alanı dışında kalan, ancak ulaşım açısından yol sorunu olmayan, elektrik, su ve kanalizasyon altyapısı tamamlanmış olan, eğimi yüzde 3.4’ü geçmeyen, her biri kırk beş-elli dönüm büyüklüğünde (tercihen kare şeklinde) birden fazla arsaya ihtiyaç bulunuyor. Bu niteliklere uygun Türkiye’de 560 cezaevi var. Burada 69 bin 204 tutuklu ve hükümlü yaşıyor. 10 bin 35 tutuklu ve hükümlü de terör suçlarından dolayı cezaevinde kalıyor. Genel nüfus sayımına göre tutuklu ve hükümlü nüfusa oranı, yüzbinde yüz seksendir.
‘Üzücü olaylara neden olabilir’
Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığı, cezaevi ile ilgili brifing düzenledi. Sonuç bildirgesi şöyle; “Bayrampaşa Cezaevi, yoğun bir trafik ve meskun mahal içerisinde her yönü ile uygunsuzluk ve uyumsuzluklar manzumesi haline gelmiştir. Dış güvenliği güçlükle sağlanmaktadır, iç güvenlik ve disiplin ise şüphelidir. İleride üzücü olaylar olabilir."
