The Others Aynı gece 7 imama infaz

Aynı gece 7 imama infaz

05.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aynı gece 7 imama infaz

Aynı gece 7 imama infaz


Camileri akşam ve yatsı namazı arasında propaganda yapmak için kullanan Hizbullah, Diyarbakır'da kendilerine direnen yedi imamı bir gecede öldürdü


       Hizbullah operasyonu Türkiye çapında sürüyor. Sorgularda, Hizbullah'ın özellikle güneydoğudaki camileri zorla ele geçirdiği anlaşıldı. Üst düzey bir polis yetkilisinin gazetemize verdiği bilgiye göre; Seyda adı verilen sözde imamların, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi imamlarını ölümle tehdit ederek camilerin anahtarını aldıkları, akşam ve yatsı namazları arasında propaganda yaptıkları belirlendi.
       Militanların Diyarbakır'daki sorgusunda anahtar vermemekte direnen yedi imamın aynı gece katledildiği de ortaya çıktı. Üst düzey polis yetkilisinin verdiği bilgiye göre; emniyet Diyarbakır'daki 162 camiyi yakın izlemeye aldı. Her camide iki sivil polis görevlendirildi ve izleme sonrası yapılan operasyonlarla yüzlerce 'seyda' yakalandı.
       Bu arada, ölümevlerindeki ceset arayışı da sürüyor. Diyarbakır'da bugüne dek 12 ceset çıktı, ancak polise bildirilen kayıp sayısı 52. Soruşturmada örgütün, militanlarına 60'ar milyon lira aylık verdiği de öğrenildi. Polis, Ahmet Taner Kışlalı'yı Hizbullah'ın öldürdüğüne ilişkin önemli ipuçları olduğunu da öne sürüyor.
       Yaklaşık 18 yıldır yüzlerce insanı katleden ve lider Hüseyin Velioğlu'nun İstanbul'da öldürülmesinden sonra çözülen Hizbullah için dönüm tarihi Kasım 1997 oldu. Hizbullah özellikle 1992 - 94 arasında güneydoğuda enseden tek kurşunla çok sayıda infaz yapmıştı. Birçok Hizbullah militanı hakkında Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan dava halen sürüyor. Ancak 1997'deki infazların ardından yakalanan militanların verdiği bilgiler, olayın çözümlenmesinde etkili oldu.

Camiler militan kaynağı

       Diyarbakır'da 5 bin polisin, camileri yakın izlemeye aldığını, her camide iki sivil polis görevlendirildiğini belirten üst düzey polis yetkilisi şunları söyledi: "Kaynak camiler. Hizbullah resmi imamlardan camilerin anahtarlarını istemiş. Amaç, akşam ile yatsı namazı arasında camiide ders vermek. Bunu da seyda adı verilen siyasi eğiticiler yapıyor. Bunlar kurbanlarını seçerken de öncelikle kendi içerisinde ajan tabir ettikleri insanları öldürüyorlar. Militanlar itiraf ettiler. İkinci hedef ise örgütle bir dönem ilişkisi olup da sonradan yollarını ayıranlar. Bir kere giren yanmış. Üçüncü ve asıl önemli olan da kendilerine mani olabilecek kişileri seçiyorlar. Son cinayetler de bunun açık kanıtı."

MHP'li adayı öldürdüler

       Polis yetkilisi, 16 Ağustos 1999'da öldürülen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi MHP adayı Ali Dündar'ın öldürülmesinin de aydınlatıldığını belirterek şöyle konuştu: "Bu çocuk, eski bir polis. Malulen emekli olmuş. Bir gün evinin yanına mescit açılmış. Gelen giden çok oluyor, rahatsız olmuş. Gelmeyin, kapatın diye ikaz etmiş. Dinlememişler. Bunun üzerine bir tanesini de tokatlamış. Adamı ertesi gün sabah kahvaltısında, evine girip öldürmüşler. Aslında bunlar örgüt değil, İran'ın kontrolünde ajan kuruluşu. İlk bakışta din motifi gibi görünüyor ama; elemanlarına da ayda 60 milyon lira maaş bağlamış. Hangi örgütte maaş var? Almanya'ya adam gönderilmiş, Metin Kaplan bile tehdit edilmiş. Nurcuları da tehdit ediyorlar. Amaçları o kesimin lideri olmak."

Sinagog eylemleri

       Polis yetkilisi, militanların sorgulamalarda 1986 ve 1992'de İstanbul'daki kanlı sinagog eylemlerini de kendilerinin yaptığını itiraf ettiklerini bu eylemlerin Hizbullah tarafından yapıldığının netleştiğini belirtti. Yetkili son olayalarla ilgili olarak da şu yorumu yaptı: "Hedefleri arasında yabancı işadamları, papazlar olduğunu biliyorduk. Bu da Türkiye'de oynanması planlanan en son oyundu. Bunda İran parmağı var. Hüseyin Velioğlu ve 20 arkadaşı İran'da eğitim görmüşler. Bugün itiraflarda kimin tarafından eğitildikleri bile var. İslami Hareket'in lideri İrfan Çağrıcı da bunlardan. Hüseyin Velioğlu 1995'e kadar Mardin'de oturmuş. Batman, Diyarbakır'da kan gövdeyi götürmüş. Mardin süt liman. Kendisi ve adamları 1980 öncesi Akıncı grubundan."