The Others AYŞE PAŞALI DERSLERİ

AYŞE PAŞALI DERSLERİ

16.05.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Boşandığı eşi tarafından tehdit edildikten sonra öldürülen Ayşe Paşalı davasında İstikbal Yetkin’in ağıraştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması ‘örnek’ bir karar oluştururken, Milliyet’in başlıklarında ‘seviyorum’ ve ‘zafer’ sözcükleri, kadınlara karşı şiddeti tetikleyebileceği gerekçesiyle sorunlu bulundu

AYŞE PAŞALI DERSLERİ

Kadına şiddetin önlenmesine yönelik uluslararası sözleşme, Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa Konseyi üyesi 13 ülke tarafından imzalanırken, eski kocası tarafından ölümle tehdit edilen ancak, korunma isteği “evli değilsiniz” gerekçesiyle reddedilen ve sonuçta hepimizin “gözleri önünde” öldürülen Ayşe Paşalı cinayeti davası sonuçlandı. Paşalı’yı öldüren İstikbal Yetkin ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum oldu. Yargıtay kararı onarsa, Yetkin 36 yıl hapis yatacak. Medyanın ve kadın örgütlerinin yakından takip ettiği dava sonu ‘örnek’ bir karar olarak manşetlerde yer aldı.
Milliyet de gelişmeleri birinci sayfadan yayımladı. Ayşe Paşalı’nın kızı Burcu Yetkin’in “Babama karşı zafer bizi” sözleri manşete çıkmıştı. İç sayfada ise “Seviyorum dedi ama indirim yapılmadı” başlığı atılmıştı.

İKİ?BAŞLIKTA SORUN
Hrant Dink Vakfı Nefret Söylemi’nden Özlem Dalkıran, Milliyet Okur Temsilcisi’ne bir değerlendirme notu geçmiş. İki başlığı da gelecekte benzer olaylar açısından sorunlu bulmuş:
“Uluslararası İnsan Hakları İzleme Raporu’nda, Türkiye’nin son yıllarda kadına yönelik şiddete karşı önemli yasal adımlar attığı, ancak, kanundaki eksiklikler ve uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle koruma sisteminin öngörülemez ve tehlikeli bir hal aldığı belirtiliyor. 59 sayfalık raporda, polisin, yargının ve savcının ve hatta yasaların zihniyet açısından ne kadar sorunlu olduğu konusuna geniş yer veriliyor. Devletin şiddeti daha iyi önleme, ayrımcı tutumları değiştirme, kadın ve kız çocuklarının şiddeti bildirme ve korumaya erişmelerinin önündeki engelleri kaldırma konusundaki başarısızlığı sebebiyle bu yasal sürecin etkisinin zayıfladığı tespitinde bulunuluyor.
Şimdi önümüzde boşandığı kocasından şiddet gördüğü halde devletin koruyamadığı Ayşe Paşalı cinayeti davası ile ilgili çok önemli bir karar var ortada. Türkiye’de kadına yönelik şiddete karşı ilk kez böyle bir karar alınıyor. Yazarlarınızın konuya hassasiyetle yaklaşan yazılarını okumasak Milliyet Gazetesi’nin konuyla ilgili haberinden bunu anlamak mümkün olmayacaktı.

NEDEN ÖLDÜRDÜ?
Eleştirim, ‘Babama karşı zafer bizim’ ya da iç sayfada ‘Seviyorum dedi ama indirim yapılmadı’ başlıklarına. Ne yani, sevdiği için indirim yapılsa iyi mi olacaktı? Böyle bir başlıktan eğitimsiz ve dil iletişimi konusunda sorunlu bir okur ne anlar sizce?
Haber, bütün şikâyetlerine karşı ciddiye alınmayan ve korunmayan bir kadının katilinin ‘seviyorum’ gibi (ki ‘seviyorum’ değil ‘seviyordum’ demiş olmalı çünkü kadını öldürdü) bir ifadeyle verileceğine, Türkiye’de şiddet gören, öldürülme korkusu yaşayan yüzlerce kadına umut olacak, olası katillere de ibretlik bir cezayı öne çıkartacak şekilde verilemez miydi?
Daha da kötüsü, Ayşe Paşalı’nın kızının, kızlarının hala babaları tarafından tehdit edildiğini bile bile kızı Burcu Yetkin’in, ‘Babama karşı zafer bizim’ sözünü manşete taşımanız. Bu bir yarış değil, bu sözü bir hukuk mücadelesinin sonucuna vurgu yapmak için söylediği açık. Çünkü, benzer bütün davaların akibeti ortada. İlk kez Türkiye’de böyle bir dava beş ayda beş duruşmada sonuç verdi. Bu hukuk mücadelesi aynı zaman da 15 ilde Ayşe Paşalı davasının peşini bırakmayan, gece nöbet tutarak eylemler yapan kadın örgütlerinin de başarısıdır. Kısacası, haberinizde ‘katilin seviyordum demesine rağmen indirim uygulanmamasını’ öne çıkarttığınıza ‘pişman’ olduğunu iddia eden katil bir babanın, kızlarını hala tehdit etmesini, Türkiye’de öldürülen şiddete uğrayan kadına yönelik mahkemenin örnek kararını, kadın örgütlerinin davanın peşini bırakmaması gibi unsurları okurun dikkatine sunabilirdiniz.”

Haberin Devamı

Ombudsman’ın notu:
Özlem Dalkıran’ın sözünü ettiği vurgular haberde yok değil, var. Ancak, babayı öne çıkaran başlıklar, hem olayın hem de mahkeme kararının önemini zayıflatmakla kalmıyor, şiddetle mücadeleyi dil iletişimi açısından okurun gözünde daha da sorunlu bir hale getiriyor.
İnsan Hakları Raporu’nda polisin, yargının ve savcının ve hatta yasaların ne kadar sorunlu olduğu konusuna geniş yer verildi. Yani, sorun hala çözülmüş değil. Türkiye’de binlerce Ayşe Paşalı, hala kadına şiddet varken, algıda sorun yaratacak başlıklardan kaçınmak gerekir. Üstelik, bu karardan hemen sonra bir genç kız arkadaşlık teklifini kabul etmediği için yine 10 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.