The Others 'Çete' beş yaşında!...

'Çete' beş yaşında!...

02.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Çete' beş yaşında!...

Çete beş yaşında...


Hükümet düşürüp, soruşturma komisyonlarından aklanan "Susurluk", arazi, kumarhane, ihaleler paravan şirket ve bankalarla eylemlerine devam ediyor...


       Tarih 3 Kasım 1996... Susurluk'ta DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak, İnterpol tarafından aranan uyuşturucu hükümlüsü, Bahçelievler katliamı zanlısı eski ülkücü Abdullah Çatlı, onun arkadaşı Gonca Us ve polis müdürü Hüseyin Kocadağ'ın içinde bulunduğu Mercedes'e kamyon çarptı.
       Susurluk kazası, "Susurluk Çetesi"ne doğru yol alınca gözler kazada kurtulan Sedat Bucak ve sahte pasaportların altına imzasını atana Mehmet Ağar'a çevrildi. TBMM olaya el koydu.
       26 Aralık 1996 Birçok belge ve bilgiler toplandı. Ancak çete'nin bağlarını kopartacak "kimse" bulunamadı. Bucak "hafızamı yitirdim" dedi. Çiller çeteyi savundu. Ağar "devlet sırrı" dedi.
       Susurluk soruşturmasının RP - DYP koalisyonu pazarlıklarına da ortak edildiği iddia edildi. O tarihlerde RP iktidara kötü oynamıştı. Ama yolsuzluk soruşturmalarından kurtulmak isteyen DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile Çete suçlamalarından kurtulmak isteyen DYP Milletvekili Ağar Refah'ı iktidara taşıyarak "Rüşvetin ilk taksidi" ni dosyaları bekletilince aldıkları öne sürüldü.
       İrtica tehdidine karşın çeteler ve mafya tehdidi daha ağır basınca, dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın günlerce beklettiği 'çete' dosyaları, dönemin başbakanı ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz tarafından yeniden gündeme getirildi. Yılmaz, 14 Eylül 1997'de Susurluk kazasıyla gündeme gelen çete bağlantılarını "Olayı 20 günde çözerim" diyerek yeniden Türkiye'nin gündemine taşıdı. Ancak Yılmaz olayı ne yirmi günde ne de daha sonra çözdü. Susurluk çetesiyle bağlantısı olduğu iddiasıyla yargılanan, Sedat Bucak'ın korumaları Özel Timci çete sanıkları 74. gününde serbest kaldı.
       Hükümet Susurluk Zirvesi düzenledi. TBMM'de Susurluk Komisyonu kuruldu. Belge ve bilgiler toplandı. Tanıklar dinledi. Dört yıl boyunca "Susurluk" eylemlerine, komisyon da çalışmalarına devam etti. Hükümet düşürüp, soruşturma komisyonlarından aklanan "Susurluk", arazi, kumarhane, ihaleler paravan şirket ve bankalarla eylemlerine devam ediyor...

Aşık: Hesaplaşma bölümü olmadı!..

İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, Faili Meçhul Cinayetler Komisyon üyesi olarak görev yaptı. Susurluk Komisyonu'na çetelerle ilgili bilgiler aktardığı bir sırada Alaattin Çakıcı ile telefon konuşmalarının ortaya çıkmasıyla hem bakanlık hem de milletvekilliğinden oldu. Yargılanıp beraat etti. Eyüp Aşık şimdi ANAP Milletvekili olarak siyaset hayatına devam ediyor.
       * Susurluk hikaye mi oldu
       - Susurluk hikaye oldu demek de istemiyorum aslında. İtalya'daki gibi başarılı olamadı ama Meksika ve Rusya'daki gibi mafyaya da teslim olmadı. Yani ikisinin arasında bir vaziyet gidiyoruz. Ve bu hassasiyet bence devam etmeli. Çünkü aynı filmi bir daha görebiliriz ve göreceğiz de.
       * Yani Susurluk bitmedi devam ediyor...
       - Hiçbir zaman böyle bir konunun bittiğini de biteceğini de düşünmemek lazım. İllegal paralar gayri meşru kazançlar devam ettiği sürece hiç şüphesiz Susurlukta devam edecek.
       * Adamlarıyla...
       - Elbette çünkü bakıyorsunuz bir adamın üç yüz tane adamı var. Bu adamların belinde silahları var. Altlarında arabalar var. Lüks yerlerde oturup, lüks yerlerde yemek yiyorlar. Bu kazancın bir yerden devam etmesi lazım. Bu işi sadece kişilerin beline silah takım ortaya çıkıp birinden tehditle para alması olarak da görmemek lazım. Bir de devlet ve kamu menfaatlerinin paylaşılması da var.
       * Fakat devlet menfaatlerinin paylaşılması bizde 'Devlet sırrı' sayılıyor
       - Çünkü devletle ile ilgili düşüncelerimizde insanlar ürkek. İşin içine devlet girince insanlar ürkek oluyor, adım atamıyor. Devlet sırrı değilse bile kraldan fazla kralcı oluyor.
       * Sizin için devlete yarayanı yaramayanı ayıklamak mümkün oldu mu?
       - Ben bu konuları araştırırken çok sıkıntı çektim. Ama komisyonda çalışanlar daha rahat hareket ettiler. Daha çok bilgi topladılar.
       * Yetkisi olmayan bir komisyonun kime yararı oldu...
       - Tarihe... Tarihe katkısı olduğu kesin. Bunları arşivlemenin epey faydası oldu. Birçok şey deşifre oldu. Ama devletle olan bağlantılarda yeterince adım atılamadı. Yani hesaplaşma bölümü yapılamadı. Bu hesaplaşma yapılamadığı için bu sıkıntılara yeniden düşeceğiz.
       * Susurlukta arzu edilen neydi?
       - Bence bu da çok önemli değil. Çünkü onları da ortaya çıkarttığınız zaman hesaplaşma olacak. Hesaplaşma bölümü olmadı. Ama ileriye dönük bir nokta kondu zannediyorum. En azından devlette eskisi kadar rahat bir ortam bulamazlar. Hassayiyet sürdüğü sürece

Elkatmış: Hoca idrak edemedi

Susurluk Komisyonu Başkanı FP Nevşehir Milletvekili. Susurluk Komisyonu'nda 57 tanık dinledi. Komisyona gelen bilgi ve belgelerden "kafam karıştı" dedi. Komisyona en ayrıntılı bilgiyi Meral Çatlı'nın verdiğini söyledi. Tanıkların "devlet sırrı" ve "daha sonra açıklarım" sözleriyle komisyonun iş yapamaz hale geldiğini açıkladı. Son olarak Susurluk'un katledildiğini söyleyen İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a kızıp "Ne yani işkence mi yapsaydık" dedi.
       * Siz Susurluk Komisyonu Başkanı olarak görev yaparken, "Kafam karıştı. Flu olan fotoğrafları netleştirmeye çalışıyoruz" demiştiniz. Yani bu fotoğraf bugün netleşti mi?
       - Kafam hala karışık Fotoğraflar hala flu. Çünkü hala daha bu son operasyonlara, açıklamalara bakın hala birşeylerin üstü kapatılıyor. Bir takım piyonlar ortaya çıkartılıyor. Sadece mesele onlardan ibaretmiş gibi gösteriliyor ama köküne inilmiyor.
       * Yani Susurluk Necmettin Erbakan'ın dediği gibi fasa fiso çıkmadı.
       - Erbakan Fasa - fiso değerlendirmesini yapınca Refah Partisi bu işi kapatıyor dendi. Şunu şöyle söyleyeyim kapatma şeyine katılmıyorum. O kadar vahim olduğunu göremedi idrak edemedi, göremedi sözün söylenmesi uygun değildi o söz başka manada söylendi, başka manaya çekildi.
       * Hangi manada söyledi?
       - O zaman hatırlarsınız Mesut Yılmaz `elimde bilgim var belgem' var. dedi. Sorduk bu sefer `yok belge değil bilgi' dedi, `bilgi nedir', `duyum' dedi. Hoca da o manada söyledi o fasa fiso lafını. Bir yer de gaf oldu tabiki tabi büyük bir hata, gaf oldu.
       * Üstüne gitmediği gibi örtbas etmekle suçlandı.
       - Örbas etmek gibi bir şey söz konusu değildi, ama 28 şubat ve malum olaylar olunca üstüne gideceğim dese dahi gidemezdi. Çünkü hükümeti ayakta tutmak için gayret ediyorlardı. Susurluğu tamamen unutmuş gibi birşeyleri vardı. Yoksa örtbas etmek gibi bir niyet mümkün değil. Bu kadar vahim olduğu, devlette görev almadığı için idrak edilmedi.
       * Ortaya çıkan tablo ne?
       - Bu son operasyonlara, açıklamalara bakın hala birşeylerin üstü kapatılıyor. Bir takım piyonlar ortaya çıkartılıyor. Sadece mesele onlardan ibaretmiş gibi gösteriliyor. Susurluk'ta da bir takım insanlar tutuklandı, bırakıldı o kadar.
       * Ama siz mağdur duruma düştünüz.
       - Evet aynen öyle. Susurluk "mağduru" oldum. Susurluk Araştırma Komisyonu başkanıyken bu konuya ilişkin hakkımda benim bildiğim üç tane fezleke düzenlendi. "Susurluk nasıl çözülecek" dediğim için tazminat ödedim.
       * Susurluk'ta da "Hesaplaşma" yapılamadı diyenler var.
       - Zaten hesaplaşılmaması için gayret ediyorlar, aralarında bir anlaşma ahdettikleri, zaten birtakım olaylar ortaya çıkıyorsa, hesaplaşmadan kaynaklanıyor. İtalyada da bu böyle oldu. İtalya'da savcı çıkardı falan değil.
       Şimdi Türkiye deki bu işler de aynen bu. Birşeyler yapılıyormuş gibi gözüküyor. Çok büyük tantanalar yapılıyor, dere tepede düz gidiliyor ama bir dönüp baktığında bir arpa boyu yol gittiğimiz görülüyor.