DAĞDAKİ BAYRAK

Ermeni asıllı Amerikalı ve Kanadalı dağcıların Ağrı dağına tırmanarak zirveye Ermenistan ve Dağlık Karabağ bayraklarını dikmesiyle ilgili haber Milliyet’te sürmanşetten “Diaspora’nın Ağrı Eylemi” diye yayımlandı. 9 Ağustos tarihli haber iç sayfalara “Ağrı Dağı’na Ermenistan bayrağı diktiler” başlığıyla taşınmıştı.
Milliyet Dış Haberler Servisi haberi, Ermeni haber sitesi Asbarez’den alıntılayarak kullanmış. Sitede yazdığına göre; ‘Ekibin tırmanış için gerekli izni vardı, oraya gittiklerinde, Turizm Bakanlığı’nın bir faks göndererek izinleri iptal ettiğini öğrendiler. Bölgede Kürt nüfusu çoğunlukta ve Kürtler Türk hükümetini ya da izinleri çok ciddiye almıyor. Ekibin bir üyesi, Kürtlerin daha ziyade iş yapmakla ilgilendiğini söyledi. Böylece ekip dağa çıkabildi.”
Haberde ekibin tırmanışa başladıkları üçüncü günde zirveye ulaştıkları, Ermenistan ve Dağlık Karabağ’ın bayraklarını dikip bir de hatıra fotoğrafı çektirdikleri dans edip şarkı söyledikleri anlatılıyor.
Sınırdaki görevlilerin kendilerine samimi davrandığını söyleyen Ermeni asıllı dağcıların izninin hangi gerekçeyle iptal edildiği bilgisi ise haberde yer almıyor.
Ayşe Filiz adlı okurumuz Milliyet Okur Temsilcisi’ne eleştiri notu göndermiş:
“Dağcılık yapan biri olarak hem sizin haberinizi hem de Ermeni sitesinde yayımlanan haberi doğrusu “kışkırtıcı” bulduğumu söylemeliyim. Haberinizde “Ağrı Dağı’na Ermenistan bayrağı diktiler” diyorsunuz. Başka ne yapacaklardı!

‘Dağa çıkan bayrak diker’
Dağcılık yapan herkes bilir ki zirveye çıktığınız zaman kendi ülkenizin bayrağını dikersiniz. Nasuh Mahruki gibi bizim dağcılarımız da nereye tırmanıyorsa oraya Türk bayrağı dikmiyor mu?
Everest’in tepesinde Türk bayrağı da dâhil sayısız yabancı millet bayrağı dalgalanıyor. Bu tırmanışı Ermeni diasporasına bağlamanızı anlamsız bir çaba olarak değerlendiriyorum.
İkincisi haberinizde dağcıların izinleri olmadığı halde Ağrı Dağı’na tırmanarak zirveye Ermenistan ve Dağlık Karabağ bayrakları diktiğini söylüyorsunuz ama haberin devamında izin aldıkları halde Turizm Bakanlığı’nın izin vermediği belirtiliyor. Tırmanışa başlangıçta izin verildiği halde sonrasında verilmemesinin bir nedeni olmalı ama bunu haberinizden anlamak mümkün değil.
Üzücü olan şu: Bu tür haberlerdeki üslup meseleyi sadece uluslararası bir kriz haline getirmekle kalmaz, yarın Ağrı Dağı’na çıkmak isteyen başka dağcıların da önüne gizli bir engel olarak çıkar. Türkiye’nin başına ne geliyorsa bu paranoyaları yüzünden gelmiyor mu zaten.”
Selin Çınar adlı okurumuzda şöyle diyor: “Zirveye bayrak dikmek öyle sanıldığı gibi dikme, çakma değil! Fotoğraf çektiriyorsunuz, küçük bayrak, arma vs. bırakanlar da oluyor. Bu daha çok bir paylaşım anıdır. Yani Ermeni dağcılar yanlış anlaşılır diye Ağrı Dağı’na çıkmayacak mı? Onların Ağrı dağına çıkması için bir yasak mı var. Spora politika bulaştırmanızı yadırgadım doğrusu”

Ombudsman’ın Görüşü:
Milliyet’in haberinde Ermeni asıllı dağcılarla, Ermeni diasporası arasında nasıl ve neye dayanarak bir bağlantı kurulduğu belli değil. Gazete bir internet sitesinde yayımlanan üstelik bir ay önce yapılmış bir haberi sayfalarına taşımadan önce bakanlığı arayıp daha önce izin alan bu dağcı grubuna daha sonra hangi gerekçeyle izin verilmediği araştırılabilirdi. Çünkü dağcılar da iyi bilir ki yabancı bir ülkede dağa çıkmak için bakanlıktan izin, Dağcılık Federasyonu’ndan da rehber almak gerekir. Ancak haberde yaratılan “hava”, şüpheci yaklaşım savcılığın bu haberden sonra soruşturma başlatmış olması da okurlarımızı haklı kılıyor. Kardak krizinin keçilerin otladığı adacığa bayrak dikme yarışından çıktığı anımsandığında Ağrı’ya tırmanışın medyada yankı bulma şeklinin ‘savaş nedeni’ olarak algılanmayacağından eminiz!
Sportif bir haberi diplomatik bir krize dönüştürme uğraşına internet siteleri girse bile Milliyet, barışçı bir çizgi izlemelidir.