The Others Demokrasiye bağlılık yemini

Demokrasiye bağlılık yemini

23.10.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Demokrasiye bağlılık yemini

Demokrasiye bağlılık yemini


Gökçer Tahincioğlu - Ankara


       Arabasına konulan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden Ahmet Taner Kışlalı için dün, ders verdiği, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde bir anma töreni düzenlendi.
       Törende özellikle bir öğrenci tüm medya mensuplarının dikkatini çekti. Kışlalı'nın hayatını kaybettiği gün de Bayındır Tıp Merkezi'nin önüne gelerek, cinayeti protesto eden türbanlı öğrenci Ayşe Baltacıoğlu, dün de verdiği mesajlarla, Kışlalı'nın "öğrencisi" olduğunu ortaya koydu. Hoşgörü dersi veren ve ileride hocası Kışlalı gibi gazeteci olmayı hedefleyen Baltacıoğlu, "Kışlalı'yı değil, huzuru bombaladılar. Birbirimize düşmeyelim" diye konuştu.
       Nevşehirli bir ailenin üç kız çocuğundan en büyüğü olan Baltacıoğlu, Kışlalı ile bu yıl kazandığı İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölümü'nde tanıştığını söyledi.
       Henüz 4 hafta önce tanıdığı hocasının, tüm görüşlere "ılımlı" yaklaşımından ve kültüründen ilk görüşte etkilendiğini belirten Baltacıoğlu, "Bize ilk olarak tartışmayı öğretti. Her dersin başında mutlaka bizi tartıştırırdı. Hoca, ilk geldiği derste bize Atatürkçü olduğunu, yolunun laik - demokratik Türkiye olduğunu anlatmıştı. Ancak ilk gün dahil, kimseye dış görünüşünden dolayı önyargılı davranmamış, bizimle fikirlerimizi tartışma yolunu seçmişti" dedi.

"Kışlalı, çünkü.."

       Suikast için Kışlalı'nın seçilmesini, Kışlalı'nın, "Atatürkçü ve laik", "ılımlı ve uzlaşmacı" kişiliğine bağladığını bildiren Baltacıoğlu şöyle konuştu:
       "Toplum tam birbirini anlayabilecek noktaya gelirken, bir bombayla huzuru yoketmeye çalışıyorlar. Böyle bir süreç yaşanmasa, toplumsal huzur, dalgalar halinde yayılır. Bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Hangi görüşte olursak olalım, karşı karşıya gelmeyelim. Herşey halledilebilir. Biz okulumuzda, hocalarımızın da katkısıyla bunu sağladık. Tüm toplumda da sağlayabiliriz."

Hocalarını andılar

       Kışlalı'yı anmak için düzenlenen törende öğrenciler Kışlalı'nın ders verdiği sınıfa sığmadılar. Sınıfta yapılan basın açıklamasının ardından Cebeci Kampüsü içinde yürüyen öğrenciler, "Katiller halka hesap verecek", "Susma, seyretme, yaşamına sahip çık" sloganları attılar.
       Kışlalı'nın öğrencileri, yaptıkları basın açıklamasında da, siyasileri ağır biçimde eleştirirlerken, "Başınız sağolsun mesajlarını alın kaçın. İkiyüzlü yalancılar. Ateş düştüğü yeri bu defa fena yaktı" ifadelerini kullandılar.

Kışlalı'nın son dersi: 7.4 yetmedi mi?

       Kışlalı'yla işledikleri son derste, Marmara Üniversitesi'ne türbanlı oldukları gerekçesiyle alınmayan öğrencilerin, deprem felaketiyle ilgili açtıkları, "7.4 yetmedi mi?" pankartını tartıştıklarını belirten türbanlı öğrenci Ayşe Baltacıoğlu, "Bize o zaman kendi annesinin, başının açık olmasına rağmen sürekli namaz kıldığını, dinin başka şekillerde de yaşanabileceğini anlatmış, üstü kapalı olarak, düşüncelerimizi yok saymadan, mesajlar vermişti. Bizi asla kendisi gibi düşünelim diye de zorlamamıştı" diye konuştu.
       Baltacıoğlu, pankartla ilgili olarak kendisinin ise, "Bazı olayları dine dayalı olarak yorumlayabiliriz. Ancak bunun bir provokasyon haline getirilmemesi gerekir" düşüncesini dile getirdiğini söyledi.

Kızlarından bildiri

       Kışkırtmalara karşı sakin ve güçlü olalım
       Prof. Ahmet Taner Kışlalı'nın çocukları Altınay Kışlalı ve Dolunay Uluç, acılarını paylaşan herkese teşekkür ederken, olayın bir ailenin sorunu, dramı ve acısı olmakla sınırlı kalmadığını belirttiler.
       Kışlalı ve Uluç yaptıkları yazılı açıklamada saldırının, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmezliğini, demokratikleşmeyi, insan haklarını, laikliği ve Atatürk ilkelerini hedef alan bir eylem olduğunu kaydederek şöyle dediler:
       "Ahmet Taner Kışlalı, bir semboldür. Burada gerçek hedef, inançları ve siyasi eylemleri ne olursa olsun Türkiye'yi seven, Türkiye'ye inanan insanlardır. Dört yıl önce annemiz Nilgün Kışlalı'yı düz bir yol üzerine uyarısız dökülmüş mucur yüzünden kaybettiğimiz zaman bunun kader olduğunu kabul etmedik. Babamızın katli de kader değildir.
       Bunlar, Türkiye'nin acı senaryoları ve değişmesi için hep birlikte mücadele etmemiz gereken gerçekleridir. Faili meçhul cinayet ifadesi bizi rahatsız ediyor. Bu cinayetin failinin meçhul olduğunu düşünmüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanları, laiklik karşıtları, Atatürk düşmanları bu cinayetin sorumlularıdır diye düşünüyoruz. Türkiye'de bunların sayılarının çok az olduğuna da inanıyoruz.
       Babamızın bir hiç için ölmediğine de inanmak istiyoruz. Bu nedenle beklentimiz sadece güvenlik birimlerinden değil, TBMM'den, hükümetten, tüm demokratik parti ve kurumlardan ve en önemlisi, tepkisini barışçı, uygar ve demokratik yollarla göstererek demokratik sistemin raylara oturmasına katkıda bulunma gücüne sahip olan kamuoyundandır."
       Açıklamada cinayetin, "Türkiye'nin son dönemde attığı adımlar önünde bir çelme" işlevi görmemesi temennisine de yer verilirken şöyle devam edildi:
       "İçimizde büyük bir acı, burukluk var ama kin yok. Bu cinayetten sonra korkmadık, korkmuyoruz. Tüm halkımızı Atatürk çizgisinde kardeşçe, elele uygarlığın üst basamaklarına doğru ilerlemeye, demokratikleşme çabalarına katkıda bulunmaya, şiddete başvuranları dışlamaya, insanca yaşamanın ve insanca ölmenin mücadelesini uygar ve demokratik yöntemlerle sürdürmeye, kışkırtmalar karşısında sakin ve güçlü olmaya çağırıyoruz."

YÖK: Azmimiz güçlendi

       Yükseköğretim Kurulu Başkanı Kemal Gürüz, "gazeteci - yazar Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın menfur bir suikasta kurban gittiğini" ifade ederek, "Bu saldırı Türk yükseköğretim camiasının köktendinci ve bölücü akımlarla mücadele azmini güçlendirmiştir" dedi.
       Gürüz, yazılı açıklamasında, Kışlalı'ya yapılan saldırının, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'ni hedef aldığını belirterek, "Bu saldırı Türk yükseköğretim camiasının köktendinci ve bölücü akımlarla mücadele azmini güçlendirmiş ve bu mücadelenin haklılığını bir kez daha acı bir şekilde gözler önüne sermiştir. Acımız sonsuzdur. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve yüce Türk milletine başsağlığı dilerim" ifadesine yer verdi.

Alemdaroğlu: Askerlik arkadaşımdı

       M. Sercan Tezcanoğlu
       İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, "Dostumu, askerlik arkadaşımı kaybettim. Katillerin ve onların arkasındaki gerçek gücün en kısa zamanda saptanmasını ve devlet hizmetindeki Atatürkçü kişilere yönelik saldırıların son bulmasını devlet yetkililerinden bekliyoruz" dedi.
       İstanbul Üniversitesi'nin merkez binasının bahçesinde Ahmet Taner Kışlalı için düzenlenen törene rektörler, öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Törende, Nurettin Sözen ve ressam Bedri Baykam da yer aldı. Ümit Doğanay, Cavit Orhan Tütengil, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Onat Kutlar ve Kışlalı için yapılan iki dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'ya "10. Yıl Marşı" söylendi.
       Törenin ardından konuşurken elleri titreyen ve gözleri dolan Alemdaroğlu, Anayasa ve yasaların herkese ve her kuruma eşit uygulanması gerektiğini kaydederek, "Gerici ve bölücü akımları ve onların uzantılarını koruyan ve kollayanlara af girişimlerinden mutlaka vazgeçilmelidir" görüşünü dile getirdi.
       Konuşması sık sık öğrencilerce "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganıyla kesilen Alemdaroğlu, aydınları öldürme girişimlerinin kendilerini asla yıldırmayacağını ve Atatürkçü çizgiden asla ayrılmayacaklarını vurguladı.
       Alemdaroğlu'nun okuduğu "Softalar Başkaldırmış" adlı yazı törene katılanları duygulandırdı. İstanbul Üniversitesi'nin Atatürk tarafından atanan ilk rektörü olan Prof. Dr. İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun, "Softalar Başkaldırmış" yazısından bazı kesitler şöyle:
       "Softa başkaldırmış, ortalığa saldırıyor! Softa Türk inkılabına saldırıyor, softa Kemalistlere saldırıyor, softa Mustafa Kemal'e saldırıyor!... Padişahların dalkavuğu, halifelerin kölesi, medreselerin gediklisi, yosun kafalı, baykuş suratlı, şom ağızlı softa! Kuvvet görünce sinen, meydan bulunca baş kaldıran, inkılap çağlarının yaltakçısı, bunalma çağlarının bozguncuları ardından giden, leş yiyen softa! Sağa bastın günah, yedin günah, içtin günah, resim yaptın günah, musiki dinledin günah, tiyatro seyrettin günah diyen bilim, kültür ve sanat düşmanı softa!...
       Ey halk düşmanı, hürlük düşmanı softa! Hala yüzün kızarmadıysa al başını, git Anıtkabir'in taşlarına çarpa çarpa parçala."

Kışlalı için dört tören

       Uğradığı bombalı suikast sonucunda yaşamını yitiren Kültür eski bakanlarından Cumhuriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, bugün Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
       Kışlalı için Ankara'da dört ayrı tören düzenlenecek. TBMM önünde saat 09.30'da gerçekleştirilecek ilk törenin ardından Kışlalı'nın cenazesi, 11.00'de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi önüne getirilecek.
       Kışlalı'nın ders verdiği Fakülte önünde düzenlenecek törenden sonra, saat 12.00'de Opera'daki Büyük Tiyatro önünde Kışlalı için ayrı bir tören daha yapılacak.
       Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu önüne saat 14.00'te getirilecek Kışlalı'nın cenazesi, törenin ardından Kocatepe Camii'ne götürülecek. Kışlalı, ikindi namazının ardından kılınacak cenaze namazından sonra, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

CHP'den teşkilata çağrı

       CHP, tüm il ve ilçe örgütlerine bir genelge göndererek, uğradığı bombalı suikast sonucunda yaşamını yitiren Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı için bugün düzenlenecek cenaze törenine aktif biçimde katılmalarını istedi.
       CHP Parti Meclisi'nin (PM) bugün yapacağı toplantı da Kışlalı'nın cenaze töreni nedeniyle ertelendi. Dünkü basın toplantısını erteleyen Genel Sekreter Tarhan Erdem de, il başkanları ve örgüt temsilcileriyle Kışlalı'nın cenaze törenine katılım konusunda strateji belirledi.