The Others Duruşmada olay çıktı

Duruşmada olay çıktı

05.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Duruşmada olay çıktı

Duruşmada olay çıktı


Savunma auvkatları PKK bildirisi okumaya kalkınca olay çıktı. Hakim, müdahil avukat Özbay'dan salonu terketmesini istedi. Gazi Yıldız, protesto için protez bacağını salladı


İmralı'daki Öcalan davasının beşinci duruşmasında olay çıktı. Sanık avukatlarının PKK Başkanlık Konseyi'nin bildirisini okumalarına karşı çıkan müdahil avukatları, gerilim tırmanınca salon dışına çıkarıldı. Gazi Hasan Yıldız protez bacağını elinde sallayarak tepkisini dile getirirken duruşmaya ara verildi. Savunma avukatlarının, soruşturmanın genişletilmesi istemini reddeden mahkeme heyeti, savcılığın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için duruşmayı salı gününe erteledi.
Öcalan'a yönelik soruların tamamlanmasının ardından savunma avukatlarından Kemal Bilgiç soruşturmanın genişletilmesini istedikleri konuları sıraladı.
Bilgiç, iki ayrı kategoride belirledikleri tanıkların dinlenmesini talep etti. Bilgiç, Türkiye ile PKK arasında aracılık yapıldığı savına dayanak olmak üzere Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, İsmet Sezgin, Alev Alatlı, KYB Lideri Celal Talabani, gazeteciler Cengiz Çandar ve İlnur Çevik, Yalçın Küçük, avukat Selim Okçuoğlu ve tutuklu PKK yöneticisi Sabri Ok'un dinlenmesini istedi.
Sanık avukatları, Öcalan'ın çağrılarının siyasi zeminde kabul görmesi çerçevesinde de bazı gazetecilerle yaptığı röportajların dava dosyasına konulmasını, Ahmet Türk, Ertuğrul Kürkçü, Ragıp Duran, Behçet Avşar, Sedat Yurtdaş, Doğu Perinçek ve Rafet Ballı'nın da tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Ortalık karışıyor

Bilgiç daha sonra, PKK'nın sözde Başkanlık Konseyi'nin, Öcalan'ın "barış ve kardeşlik" çağrısına benzer açıklamasını "Büyük savaşçıların barışı da büyük olur" ifadesiyle birlikte okudu. Bilgiç, diğer ölenlerin yakınlarının da kendilerine müdahil olma yolunda dilekçe ilettiklerini anlattı.

Öcalan da çıkarıldı

"Örgütün propagandasının yapıldığını" belirten müdahil avukatlarından Cahit Torun, Mehdi Keskin, Necdet Küçüktaşkıner ve Şevket Can Özbay, PKK metninin okunmamasını istediler.
Özbay, sanık avukatlarına yönelerek "Hainleri dinlemek istemiyoruz", Küçüktaşkıner de, "Apo'yu taraf yapıyorlar" diye bağırdı. Bazı müdahillerin de bağırarak sanık avukatlarına yönelmeleri üzerine salon hareketlendi.
Bu sırada jandarma sanık yakınlarıyla izleyiciler ve müdahiller arasında kordon oluştururken, Öcalan cam kafesten çıkarılarak sanık odasına alındı.
Başkan Okyay da, istemleri mahkemenin değerlendireceğini belirterek, sinirli bir şekilde ayağa kalktı ve Özbay'a "Çıkın dışarı" diye bağırdı.

Gazinin öfkesi

Avukatlarla birlikte salonu terk eden bazı müdahiller, "Ermeni bozuntusu, senin değil benim çocuğum öldü. Vatan haini, şerefsizler" diyerek tepki gösterdiler.
Naim Karabıçak da, bacağındaki protezi eline alıp savunma avukatlarına göstererek, "Bunun hesabını kim verecek" diye bağırırken müdahil yakınlarından birisi fenalık geçirdi.
Ortamı yatıştırmaya çalışan Başkan Okyay, ara kararı açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.

Duruşmaya şehit eşinin üniformasıyla geldi

* Bismil'de 11 yıl önce şehit düşen özel harekatçı Mehmet Erçin'in eşi emekli hemşire Fatma Erçin, İmralı'daki duruşmaları izlemeye eşinin görev giysileriyle gitti. Erçin, "Öcalan'a, 'Hep bu elbiseyi giyenleri öldürüyorsun. Buraya senden hesap sormaya geldim' diyeceğim" dedi.
* Davanın önceki günkü duruşmasına katılmayan Öcalan'ın avukatları yakınlarından dördü dünkü duruşmaya hazır bulundu. Duruşmayı sekiz yabancı diplomat da izledi.
* Yanında beş dosyayla cam bölmeye giren Öcalan, duruşma başlayıncaya kadar avukatlarının bulunduğu yere hiç bakmadı. Sürekli elindeki dosyaları okuyan duruşma boyunca avukatlarına kaşlarını çattı, zaman zaman elindeki peçeteyle terini sildi.
* Öcalan, müdahil avukatlarından Şevket Can Özbay'ın Bingöl'de katledilen 33 erin anısına okuduğu şiiri bakışları donuk ve tepkisiz dinledi. Özbay'ın şiiri okuduğu sırada bazı şehit yakınları gözyaşı döktü.
* Yargıç Okyay, duruşma başında her iki tarafın avukatlarını birbirini suçlayarak ortamı gerginleştirmemeleri için uyardı. Ancak öğle saatlerinde yaşanan gerginlik ve tartışma üzerine Okyay, duruşmayı erteledi.
* Yargıcın sorulan sorulara samimi ve doğru yanıt vermesini istediği Öcalan, müdahil avukatlarından Necdet Küçüktaşkıner'in Suriyeli uyuşturucu kaçakçısı Hasan Keyfo ile ilgili sorusunu gülümseyerek yanıtladı.
* Duruşmayı izleyecekleri Mudanya'dan getiren Akşemsettin adlı deniz otobüsü İmralı iskelesinde yosunların azizliğine uğradı. Yosunlar nedeniyle deniz otobüsünün havalandırma sistemi çalışmadı.



Salı günü mütalaa

Mahkeme heyeti daha sonra verdiği ara kararda, savunmanın soruşturmanın genişletilmesine ilişkin tüm taleplerini reddederek, savcıların esas hakkındaki mütalaalarını hazırlamaları için duruşmayı 8 Haziran Salı günü saat 10.00'a erteledi.

Derneklerle ilişkiler

Savcı Talat Şalk: PKK ile İHD arasında ilişki var mı?
Öcalan: Akın Birdal ile şahsen görüşmedim. Askerlerin bırakılması için kurulan heyette yer alıyordu. Ben oradaki temsilcilere bu tür görüşmelerin iyi olacağını söyledim. Arabuluculuk niteliğindedir.
Okyay: İHD'den maddi para yardımı aldınız mı?
Öcalan: Para gönderilmedi, maddi manevi bir destek olmadı. Benim bir talimatım da yok.
Okyay: İHD yayınları konusunda bilgi verir misin?
Öcalan: Kendi yayınları vardı. Bizdeki bilgiler de gönderiliyordu. Bu bilgileri biz ulaştırıyorduk.
Okyay: Türkiye'deki derneklerle ilişkiniz var mıydı? İsimlerini çok samimi olarak açıklamanı istiyorum?
Öcalan: HADEP ile İHD'yi söyledim. Bazı Kürt kuruluşları vardı. Roja Welat isimli Kürt gazetesi vardı, Bir de Mezopotamya Kültür Derneği var. Bunlar yasaldır. Kürt kuruluşları olarak biliyorum. Yasadışılıkları yok.
Okyay: Bunlarla görüşüyor muydun?
Öcalan: Avrupa üzerinde temsilciler görüşmüş olabilir.

Hollanda makamları bize ses çıkarmaz

Savcı Şalk: Hollanda ve Belçika'daki eğitim kamplarının sorumluları kimlerdir?
Öcalan: Hollanda'nın eski kırsal alanlarında villalar vardı. Oralar kiralanıyordu. Onlar temas kuruyordu.
Okyay: Kimler temas kuruyordu?
Öcalan: Legal oluşumlar aracılığıyla dernekler vasıtasıyla. Dernekler buraları bulmamızda yardımcı oluyorlardı. Buralarda siyasi eğitim veriliyordu.
Okyay: Hollanda makamları bunu biliyor muydu?
Öcalan: Avrupa'da siyasi eğitim yasak değildir, Hollanda makamları ses çıkarmaz.
Okyay: Hollanda yetkilileriyle görüştünüz mü?
Öcalan: Bir - iki Hollandalı gazeteci ile görüştüm, röportaj yaptım.
Okyay: Ya Belçika?
Öcalan: Gerek Hollanda, gerek Belçika'da çok güçlü temsilciliklerimiz vardı. Bu temsilciliklerimiz, ERNK adıyla çalışıyordu. Zaten ERNK'nın birçok ülkede temsilcilikleri var.
Okyay: Bunun PKK'nın yan kuruluşu olduğunu biliyorlar mıydı?
Öcalan: Biliyorlardı.
Başsavcı Cevdet Volkan: Buradaki faaliyetlerle ilgili rapor geliyor muydu?
Öcalan: Bize Kani Yılmaz ve Şahin kod telefonla bilgi veriyorlardı. Son 6 aydır bilmiyorum.

PKK dostu İngiliz Lordu

Okyay: Hollanda ve Belçika yetkilileri ile görüştünüz mü?
Öcalan: Hollanda ve Belçika yöneticileriyle devlet adına bir görüşmem olmadı. Almanya ve İtalya yetkilileriyle görüşmüştüm. Ondan sonra 5 - 6 yıl önce bir İspanyol yetkilisi ile parlamenter düzeyinde görüştüm.
Okyay: İngiliz Lordlar Kamarası'ndan Lord Avebury ile bir görüşmen oldu mu?
Öcalan: Ağustos 1998'de iki - üç kez görüşmüş olabilirim.
Okyay: Bu kişi İngiliz gazetelerinde yazı yazıyormuş, bu kişi ile ne konuştun?
Öcalan: "1996'dan itibaren süreç var. 98 Eylül'ünde ateşkese gitme düşüncemiz var siz ne düşünüyorsunuz" dedim. Ne "evet" ne "hayır" yanıtını aldım. İngiltere'nin klasik politikası var. "Sizi devlet olarak destekleyemeyiz. Sadece dostuz" dedi. Ateşkese, "İyi olur" dedi. İngiltere'nin bize sıcak bakmadığını söyledi.
Okyay: Yazılar için sizden 40 bin Sterlin almış, biliyor musun?
Öcalan: Bilmiyorum. Bu çok ilginç. Avrupada'ki örgüt sorumlularının böyle bir politikalarının olup olmadığını da bilmiyorum. Lord çok zengin. Kendilerinin bize vermesi lazım, bizim almamız gerekir. Ayrıca İtalya'dayken ismini hatırlamadığım başka bir lord ile de görüştüm. Lordların siyasi ağırlığı yok. Bu görüştüğüm lord, bana "Lordların siyasi ağırlığı yok, etkileri sınırlı" dedi.
Okyay: Bu görüşmelerinde, "insanları niye öldürüyorsunuz, bu çocukları niye öldürüyorsunuz" diye soran olmadı mı?
Öcalan: O konuları tartışmaya getirmediler. Konuşmalarımız siyasi içerikliydi.

Uluslararası bağışlar

Müdahil Avukatı: Mediko Enternasyonal kuruluşu PKK'ya bağış yaptı mı?
Öcalan: Bağış topladığını duydum. Uluslararası yardım kuruluşudur. Kürt örgütlerine de yardım toplamıştır. Bizim kamplara da faal tıbbi destek veriyorlardı.
Müdahil avukatı: Suriyeli Hasan Keyfo, PKK ile uyuşturucu konusunda işbirliği yaptı mı, bunu açıklayabilir mi?
Öcalan: Böyle bir ismi hatırlıyorum, tanıştım. İlk kez Suriye'ye gittiğimde ilişki kurmuştum, beni evine davet etti. 1982 yılıydı. Zengin birine benziyordu, köyleri vardı. Uyuşturucudan zenginleşmiş diye duydum. Daha sonra 90'lı yıllara doğru öldüğünü duydum. Benim bilgim dahilinde terör örgütünün uyuşturucuya bulaşması mümkün değildir. Başkaları yaptıysa onun sorumlusu ben değilim.

Kani, Avrupa'ya gitmemi istemedi

Müdahil avukatı: Alman yetkililerle şiddetin önlenmesi için yaptığı görüşmeye Ali Homan Gazi mi aracılık etti?
Öcalan: PKK'nın şiddetine son vermesi için Alman yetkilerle Şam'da yaptığım görüşmeye bu kişinin aracılık ettiği doğrudur.
Okyay: Kani Yılmaz'ın Avrupa'da sizi önlemeye yönelik çalışması var mıydı?
Öcalan: Bu konu ilginç. Benim de kuşkum var. Beni önlemeye yönelik çalışmalardan kuşku duydum. Kani Yılmaz, Alman devlet politikasına uygun bir altyapıyı orada kurmuş. Benim Avrupa'ya gitmem bu altyapıyı bozacaktı. Bu nedenle Avrupa'ya gitmemi istemediler. Avrupa, kendi görüşlerine uygun kişilerle ilişki kurmak ister. Lummer ile görüşmeme aracılık eden de Ali Homan Gazi idi.

Heyet Salı'ya kadar İmralı'da

Abdullah Öcalan'ı yargılayan Ankara 2 nolu DGM Başkanı M. Turgut Okyay, sivil üye Hüseyin Eken ve askeri üye Hakim Albay Abdulkadir Davarcıoğlu ile Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Cevdet Volkan ve DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk salı günü yapılacak duruşmaya kadar İmralı Adası'nda kalacaklar. Mahkeme personeli de bu süre içinde adada bulunacak.

'Ermeni mi?' sorusuna yine itiraz

Ankara 2 No'lu DGM Başkanı M. Turgut Okyay, dün gergin geçen oturumdaki çıkışıyla birlikte beş duruşmayı geride bırakan davada müdahil tarafa iki önemli müdahalede bulundu.
Okyay, önceki gün yapılan dördüncü duruşmada da, müdahil avukatlarından birinin "Abdullah Öcalan'ın babasının Ermeni asıllı olduğu yolunda duyumlar bulunduğu, bunun sanığa sorulması" talebine tepki göstererek, şunları söyledi:
"Ben bu soruyu sormuyorum. Bizim için önemli olan insanların kökeni değil, insanlığıdır."