Dört aylık çalışmalarının ürünü olan raporu TBMM Başkanlığı'na sunan RP'li Elkatmış, "Çiller suç örgütü" iddialarında bulunduğu hatırlatılarak gerçek siyasi sorumluların sorulması üzerine, sorumluluğun dönemin görevlilerine ait olduğunu belirtmekle yetindi.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı
Mehmet Elkatmış, Susurluk olayının siyasi sorumluların DYP milletvekilleri
Mehmet Ağar ve
Sedat Bucak olduğunu söyledi.
Dört aylık çalışmalarının ürünü olan raporu TBMM Başkanlığı'na sunan
Elkatmış, daha sonra komisyon üyelerinden
Bedri İncetahtacı, Nihan İlgün, Fikri Sağlar ve
Hayrettin Dilekcan'la birlikte basın toplantısı yaptı.
Elkatmış, Susurluk'ta 3 Kasım 1996'da meydana gelen kazayla ortaya çıkan karanlık ilişkiler zincirinin siyasi bağlantılarının raporun genel değerlendirme bölümünde yer almamasının hatırlatılması üzerine "Raporun tamamında detaylı bilgiler var. Eksikler, hatalar, yapılanlar, yapılmayanlar daha açık ve net bir biçimde tartışmalar sonunda ortaya çıkacak. O zaman daha düzgün bir değerlendirme yapılabilecek. Bunlar önümüzdeki günlerde olacak. Çok şey de daha yargılama ve sorgulama safhasında" dedi.
Elkatmış, "Ağar ve
Bucak olaylara karışanlar mı, sorumlular mı" sorusunu ise "Onu kamuoyuna bırakıyorum. Elbette sadece bu kişiler yapmamıştır" diye yanıtladı.
Ağar'ın komisyona ifade verirken, "Ne yaptıysam MGK kararları çerçevesinde yaptım" dediğini dile getiren
Elkatmış, MGK'nın da sorumlu olduğu gibi bir izlenim bıraktığı ve komisyona ifade veren bazı kişilerin
"Çiller suç örgütü" iddialarında bulunduğu hatırlatılarak gerçek siyasi sorumluların sorulması üzerine, sorumluluğun dönemin görevlilerine ait olduğunu belirtmekle yetindi.
Elkatmış, "siyasi sorumluluğun yalnızca
Ağar ve
Bucak'a yüklenmesi nedeniyle vicdanen rahat olup olmadığı" yolundaki sorulara ise "Rahat değilim, ama bu koşullar altında görevimizi layıkıyla yerine getirdiğimiz için vicdanım rahat" karşılığını verdi.
MİT raporlarına konu olan kişilerin en önemli görevlere getirildiğini de vurgulayan
Elkatmış, "Bunları kim getirmiştir, nasıl getirmiştir? Bunlar düşündürücüdür" dedi.
Raporda soruşturma açılması yönünde hiçbir karar çıkmadığının belirtilmesi üzerine "Soruşturma açılması için kesin ve net deliller gerekir" diyen
Elkatmış, Çiller çiftinin dinlenilmesi kararından vazgeçilmesiyle ilgili olarak da "Suçlamalar sorulmuş olsaydı Sayın
Çiller, `Evet, elbette yaptım' diyecek değildi. Ben
Çiller'in yerinde olsaydım komisyonu zorlar, kendimi dinlettirirdim" diye konuştu.
Elkatmış, komisyonun dokuz üyesinden altısının muhalefet şerhi koymasını ve bu üyelerden ikisinin DYP'li olmasını ise "DYP'li arkadaşlar birçok konunun yargıda olması nedeniyle muhalefet şerhi koydu, ancak raporun esasına katıldılar" diye değerlendirdi. DYP'li
Nihan İlgün de bu ifadeyi doğruladı.
CHP'li üye
Fikri Sağlar, raporun önemli ve ucu açık olduğunu, bir sonuçtan çok başlangıç anlamı taşıdığını, fakat eksiklikleri bulunduğunu belirtti.
Sağlar, eksikliklerde siyasi dayatmaların etkili olduğunu vurgularken, bazı sanıkların isimlerinin sıralanabileceğini, bunların başında
Tansu Çiller ve
Ağar'ın geldiğini söyledi.
Devlet çete ilişkilerinde 1980 sonrasında görev yapan cumhurbaşkanları ve başbakanların ihmalinden kaynaklanan sorumluluklar olduğunu belirten
Sağlar şunları söyledi:
"1980 sonrası isimlerin bir araya getirilmesinde yarar vardır. Adam öldürdüklerini açıklayan ve kimleri öldüreceklerini de belli eden
Murat Demir ve
Murat İpek gibi kişilerle ilgili sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır."
Kontrgerilla ve Güneydoğu'daki olaylarla dış bağlantıların yeterince araştırılamadığını belirterek, "Rapor bir sonuç değil, 65 milyon insanın devam edeceği bir başlangıçtır" diyen
Sağlar, bir soru üzerine olaylarda kendisinin bakan olarak yer aldığı DYP - CHP hükümetinin de sorumluluğu olduğunu vurgulayarak "Bu sorumluluk neticesinde gece gündüz çalıştım" dedi.