Gökçek gözaltında

       ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir süredir sürdürdüğü Muradiye Vakfı'nın belediyeden aldığı ihaleler konusunda yürüttüğü soruşturması kapsamında, DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in talimatı üzerine Ankara Terörle Mücadele ekiplerince gözaltına alındı. Gökçek ile birlikte Muradiye Vakfı ile ilişkisi bulunan 6 şirket yöneticisi de gözaltına alındı. Gökçek, suç işlemek için çete oluşturmak ve ihaleye fesat karıştırmakla suçlanıyor.
       Milli Gençlik Vakfı (MGV) ve Muradiye Vakfı soruşturmaları çerçevesinde önemli bilgiler elde eden Yüksel'in talimatı dün sabah erken saatlerde Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ulaştı. Talimat üzerine Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde Şube Müdürü Cavit Çevik denetiminde özel bir ekip oluşturuldu.
       DGM'nin talimatı saat 10.00 sıralarında Gökçek'in Portakal Çiçeği Sokak'taki Başkanlık Konutu'na gelen Çevik tarafından iletildi. Gökçek, gözaltına alınma talimatı karşısında, "Olamaz böyle bir şey, inanılacak gibi değil" diye tepki gösterdi.
       Gökçek'in duş alarak hazırlıklarını tamamlamasını bekleyen 5 kişilik özel ekip ev ve üst aramasının ardından saat 11.30'da Gökçek'i konuttan alarak şubeye götürdü. Şubeye gelişinden sonra Çevik'in odasında misafir edilen Gökçek daha sonra sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Ankara Adliyesi'ndeki Adli Tabipliğe getirildi. Saat 13.45'te Adli Tabipliğe getirilen Gökçek, 10 dakikalık muayenenin ardından sorgusunun yapılması için tekrar Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.

       Gökçek, Adli Tıp'tan ayrılırken şunları söyledi:
       "Korkmaz Yiğit'i hayatımda görmedim, tanımadım. Kamuran Çörtük ile tanışmıyorum. Mesut Yılmaz ile aşağı yukarı 4 senedir görüşmüyorum. Ne demek istediğimi anladığınızı zannediyorum. `Gözlerime bakın ne demek istediğimi anlarsınız' diye bir söz var. Gözlerime bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Milletim de anlar, 65 milyon da anlar, yurtdışındaki insanlar da anlar."
       Adli tabiplik önünde bulunan bir grup, "bravo başkan" diye bağırarak alkışlı destekte bulundu.
       Gökçek'in gözaltına alınmasının ardından FP milletvekilleri Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne giderek Gökçek'i ziyaret etti. Vatandaşlar da emniyet ve DGM binası önünde küçük gruplar halinde toplandı.

       Ankara DGM'nin talimatında Gökçek'in yanı sıra Muradiye Vakfı ile ilişkileri bulunduğu saptanan 7 şirket yöneticisi hakkında da gözaltına alınma emri yeraldı. Ankara polisi çok kapsamlı olarak yürüttüğü operasyon çerçevesinde Gökçek ile birlikte, irticai faaliyetlere destek verdiği bilinen Muradiye Vakfı ile ilişkileri bulunan şirketlerin yöneticilerinden Mahmut Salman, Saim Çöllüoğlu, Cengiz Hasmer, Yasemin Seviniş (Hasmer), Zeytin Demirci ve Musa Mallı'yı gözaltına aldı. Bir kişinin aranmasına devam ediliyor. Yüksel'in talimatı üzerine Muradiye Vakfı Genel Merkezi ile şubelerinde de aramalar yapıldığı öğrenildi.

       Melih Gökçek'in evinde yapılan aramalar sırasında bir pompalı tüfek ve iki tabanca bulunduğu ancak silahların ruhsatlı olduğu öğrenildi. Gökçek'in silahların ruhsatlarını göstermesi üzerine polis silahlara el koymazken tespit amacıyla tutanaklara geçirildi.

       Gökçek hakkındaki soruşturma, TCK'nın "devlet alım satımına fesat karıştırma" başlığı altındaki 205. ve "cürüm işlemek için teşekkül oluşturma" suçunu tanımlayan 313. maddesine göre yürütülüyor. Gökçek, soruşturma sonucunda açılmasına kesin gözüyle bakılan davada, en az 11 yıl hapis cezası istemiyle yargılanacak.
       DGM Gökçek'i, İrticai faaliyetlere karıştığı yolunda bilgiler bulunan Muradiye Vakfı ile bu vakıfla ilişkili şirketlere "fesat yoluyla aktarılan" paraları tespit etmesi durumunda belirlenecek miktar kadar ağır para cezasına çarptırılabilecek. Usulsüz ihalelerle bu şirketlere 1 katrilyon lira aktarıldığı iddia ediliyor. Yargılanması için izin gerekmeyen Gökçek'in, hakkındaki soruşturma nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından da "soruşturmanın selameti için" geçici olarak görevden alınması gündeme gelebilecek.

       ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in sorgulamasına ilişkin Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Gökçek'in gözaltına alma nedeni olarak, "Cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek ve ihalelere fesat karıştırmak suçu" ile "Muradiye Vakfı Kültür Vakfı ile Büyükşehir Belediyesi hakkında yürütülmekte olan soruşturma" gösterildi.
       Gökçek hakkındaki daha önce alınan lüzum-u muhakeme kararı gerekçesinde, Akay Kavşağı için Refahyol'un son günlerinde verilen 5 trilyon kredinin Vakıfbank'a yatırılarak faiz geliri elde edilmesi, kavşağın yapılmaması, Kanal A'ya para aktarılması, Kanal A'nın hisselerinin Alfagas Firması'na satışı ve Alfagas Firması'na elektronik doğalgaz sayaç ihalesinin verilmesi yer almıştı.
       Gökçek hakkında fezleke düzenlenen diğer konular şunlar:
       * Furkan Limited Şirketi'ne verilen durak temizliği ve sayaç okuma işleri.
       * Feza Teknik'e emanet usulü verilen 15 adet iş ile yemek alımı işi.
       * Poyraz A.Ş.'ye verilen Kocatepe yer altı otopark ve kültür merkezi ihalesi.
       * Murat A.Ş.'ye verilen yol çevre düzenleme ve lojman ikmal inşaatı işleri.
       * Kevser Proje'ye verilen temizlik ve 20 adet iş ihalesi.
       * Asya Şirketi'ne verilen oto kiralama işi.
       * Feza Teknik'e verilen gezici aşevleri ve personel yemek pişirme işinin süresi bittiği halde uzatılmasına karar veren encümen üyeleri ile Samsun yolu bitkisel bakım ve onarım işinde 2886 sayılı kanuna aykırı hakeret eden emanet komisyonu başkanı ve bazı üyeleri hakkında soruşturma başlatılması.

       ANKARA Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in gözaltına alınması FP'de şok yarattı. FP Lideri Recai Kutan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek'in gözaltına alınmasını "hukuk dışı" bir uygulama olarak niteleyerek "Bu, demokrasiye vurulan darbedir. Bazı insanların hizmetinin engellenmesi için engizisyon mahkemeleri kurulmakta, Bizans oyunları oynanmakta" dedi.
       Gökçek'in gözaltına alındığı haberinin alınması ardından FP'de olağanüstü hareketlilik yaşandı. Parti kurmayları genel merkezde toplanırken Kutan da grubu TBMM'de olağanüstü toplantıya çağırdı. Gökçek'in hukuk çiğnenerek ve çarpıtılarak gözaltına alındığını savunan Kutan grup toplantısında şunları söyledi:
       "Çete - mafya ilişkilerini örtbas etmek, toplumun dikkatlerini başka tarafa çevirmek için Gökçek gözaltına alınmıştır. Demokrasi açısından bir yüzkarasıdır. Türkiye'yi dünya karşısında izahı olmayan zor durumda bırakacaktır. Keyfi bir uygulama yapılmıştır, hukuk adına hukuksuzluk estirilmiştir. Ortaya konmak istenilen tertiplere, hukuk alet edilmek istenmektedir. Ne zaman yolsuzluk ve hırsızlık olayları ortaya çıksa ya toplumun dikkatini başka yerlere çekmek için suni gündemler meydana getiriliyor ya da halka hizmet eden insanlar hedef seçilerek ortadaki kirlilik kapatılmak isteniyor."
       Gökçek'in gözaltına alınmasına gelen diğer tepkiler ise şöyle:
       * CHP Lideri Deniz Baykal: "Olayın içeriğini bilmiyorum. Siyasilerin, yargının
       hedefi haline gelmesi üzücü. Ancak siyasilerin yargının hedefi haline gelecek davranışlarda bulunmamaları, yolsuzluk yapmamaları gerekir."
       * FP Grup Başkanvekili Abdüllatif Şener: "Hadise Başbakan'ın başına gelenlerin intikamı gibi görünüyor."
       * FP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül: "Yapılan şey, yolsuzluklara ve şaibelere boğazına kadar batmış olanların bunu saptırmak için arkadaşımıza karşı yaptıkları çok kolay ve basit bir hareket. Bunların hepsi geri teper. Bu gündem değiştirme hareketidir."
       * FP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz: "Böyle bir uygulama, bu milletin hak ettiği bir uygulama olmamıştır. Hiçkimse toplumu daha fazla germemelidir."
       * YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel: "Bir terör suçlusu gibi bir belediye başkanının evine girilerek arama yapılmasını protesto ediyorum. Bu olay gerçek bir hukuk rezaletidir."
       * BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu: "Seçilmiş bir belediye başkanının, bir cani gibi evine baskın düzenlenerek gözaltına alınması usule uygun değildir ve hoş görülemez."
       * DYP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Akçalı: "Yargıyı siyasete alet ederek siyasi rakiplerini tasviye yoluna gidenleren ve bundan siyasi bir kazanç elde edeceklerini umanların sonu hüsrandır."