The Others Güle oynaya devrim

Güle oynaya devrim

07.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Güle oynaya devrim

Güle oynaya devrim


Büyükelçi yaşadığı ihtilali Milliyet'e anlattı


       Yeni bin yılın ilk halk ihtilali, Türkiye'nin Belgrad Büyükelçiliği binasının önünde sonuca ulaştı. Belgrad Büyükelçimiz Ahmet Acet, sefaret binasının tam karşısındaki işgal edilmiş parlamentoya girdiğinde, tüten dumanlar arasında gördüklerine inanamadı: Çocuklar, binadaki tekerlekli sandalyeler üzerine oturmuş, birbirlerini iterek oyun oynuyorlardı!
       Büyükelçi'yi dışarıda bekleyen sürprizlerden birisi de, meydanlardaki halkın, "Sırp kasabı" diye bilinen Slobodan Miloşeviç'in kaçmasını, "heavy metal" konserleriyle kutlamasıydı.
       9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel döneminde Köşk'te dış politika danışmanı olarak görev aldıktan sonra Belgrad Büyükelçisi olan Acet, her saniyesini içinde yaşadığı tarihi olayları, tanık olduğu birbirinden ilginç sahnelerle Milliyet'e anlattı.

       KASABIN TELEVİZYONUNDAN İSYAN ÇAĞRISI: Tek bir devlet televizyonu vardı. O da ihtilalcilerin eline geçti. Miloşeviç diğer bütün televizyonları kapattı. Dış basını sansür etti. Sonra bu televizyon halkın eline geçti ve Miloşeviç aleyhine yayına başladı.

       OYUNBOZAN İKTİDAR HALKI PATLATTI: Meşruiyet meselesi var. Seçimlerde meşru ve gayrimeşru anlayışın çatışması sonucu, zaten var olan birikim bir anda patladı. İktidar, hem seçim kaybetti, hem de seçim kaybettikten sonra oyun bozanlığını sürdürdü. Olayların patlaması, 10 yıllık bir birikimin sonucu. Aslında muhalefet seçim sonrasında dahi, seçimleri kazandığı halde, yine de barışçı olmaya özen gösterdi. Muhalefet Miloşeviç'e perşembe günü saat üçe kadar mühlet verdi. Ve gövde gösterisi yapacağını ilan etti. Ancak Miloşeviç, verilen süre içinde rejime bağlı Anayasa Mahkemesi aracılığıyla seçimlerin iptal edildiğini açıklayınca halk sokaklara döküldü.

       İSYANCILAR DÜĞÜN ALAYI GİBİ: Parlamento binasına polis gözyaşartıcı bomba attı. Buna rağmen kimse oralı olmadı. Olayları fiilen ateşleyen Çaçak ve Kraliyevo'dan gelen halk oldu. Dün (önceki gün) sabah Çaçak ve Kraliyevo halkı Belgrad'a büyük bir coşkuyla, düğün alayı gibi girdi. Kamyonlar, treylerler, arabalarla 10 - 15 kilometrelik bir konvoy oluşturdular.

       İŞÇİLER HIZLANDIRDI: Parlamentonun işgalinde işte asıl bunlar büyük rol oynadı. Çaçak ve Kraliyevolu'lar Miloşeviç'e Yugoslavya'da en büyük tepki gösterenlerdir. İkisi de sanayi şehri. İkisinde de işçiler var. Ve ekonomik sıkıntıdan en çok onlar etkilendiler. Dolayısıyla ihtilali onlar hızlandırdılar.

       BOMBA YAGMAYA BAŞLADI: Bizim sefaret parlamentonun tam karşısında. Dolayısıyla biz bütün olayları birebir izledik. Hatta polis gözyaşartıcı bomba atınca bomba bize kadar geldi ve pencereleri kapattık.

       PARLAMENTODA ÇOCUKLAR: İnsanlar bir stadyumdan boşalır gibiydi. Metrekareye bin kişi düşüyordu sanki. Akşama kadar dışarı çıkmak mümkün değildi. Ama akşam ben sokağa çıktım. Parlamento binasına gittim. Her taraf yakılıp yıkılmış, eşyalar dışarı atılmıştı. Bazı tekerlekli sandalyeler vardı. Çocuklar onlara oturmuş, birbirlerini iterek oyun oynuyorlardı.

       HEVAY METALLE KUTLAMA: Televizyon binası da tamamen yandı. Sonra sokaklarda dolaştım. İnsanların yüzünde büyük bir rahatlık ve coşku vardı. Bizim sefaretin karşısında da, aynı zamanda parlamento binasının karşısı oluyor, bir park var, sabaha kadar orada gençler heavy metal konseri verdi.

       RUSYA TERS KÖŞEYE YATTI: Miloşeviç'in Romen sınırındaki Bor kasabasında bir sığınakta saklandığı söyleniyor. Cumhurbaşkanlığı'na ait bir sığınak varmış orada. Yine de tam bilinmiyor. Miloşeviç'le ilgili ortada iki soru var. Birincisi; asker taraf olacak mı? İkincisi Rusya ne yapacak? Rusya bu işte büyük puan kaybetti. Şimdiye kadar Yugoslavya'da muhalefetle hiç görüşmedi. Ama şimdi Rus Dışişleri Bakanı Belgrad'a geliyor ve muhalefetle görüşecek. Belli ki onlar da kabul ediyorlar.

       ASKER POLİTİKADA ETKİSİZ: Askere gelince; ordu burada politika üzerinde etkili değil. Zaten olaylara hiç karışmadı. Burada halkla karşı karşıya gelen asıl güç polis. Ama şimdi o da muhalefetten yana tavır aldı.

       ANKARA'NIN TERCİHİ DEMOKRATİK GÜÇLER: Ankara bütün bu gelişmeleri hep endişeyle izledi. Çünkü komşu sayılan bir ülke. Ama şurası kesin ki, hep demokratik güçlerden yana bir tavır aldı. Bosna ve Kosova savaşları sırasında da Ankara ile Miloşeviç arasında zaman zaman temaslar oldu.

Ordu tarafsız, Başkan Kostunitsa

       DIŞ HABERLER SERVİSİ
       Belgrad'daki halk ayaklanmasının ardından Yugoslav ordusunun da "tarafsız" kalacağını açıklaması üzerine Miloşeviç defteri kapandı. Ülkede önceki akşama kadar "muhalefet adayı" olarak tanımlanan Vojislav Kostunitsa da artık "seçilmiş devlet başkanı" sıfatını aldı. Yugoslav halkının aradığı devrik Miloşeviç ise gazetemiz baskıya hazırlandığı saatlerde henüz yakalanamadı.
       Kansız bir ayaklanmayla iktidara el koyan muhalefetin ilk işi, ülkenin günlük işlerinin aksamadan yürümesini sağlamak üzere bir kriz merkezi kurmak oldu. Sırp Demokratik Muhalefeti'nce (DOS) kurulan kriz yönetiminin, Devlet Başkanı Vojislav Kostunitsa ile işbirliği halinde, ülkenin hayati fonksiyonlarını yerine getireceği bildirildi.

Ordu müdahale etmeyecek

       Miloşeviç defterinin bir daha açılmamak üzere kapandığının ikinci işareti ordudan geldi. Genelkurmay Başkanlığı, ordu mensuplarına ve tesislerine karşı herhangi bir tehdit olmadığı sürece "kışlalarından çıkmayacaklarını" bildirdi.
       Parlamento ve ulusal televizyon baskınlarına kadar Miloşeviç'in yanında yer alan resmi Tanjug Ajansı da, ülkenin resmi devlet başkanının Vojislav Kostunitsa olduğunu açıkladıktan sonra, bugüne kadar yaptığı Miloşeviç yanlısı haberler nedeniyle halktan özür diledi.

İlk Rusya tanıdı

       Rusya, Belgrad'taki olaylar sonrası girişimde bulunan ilk ülke oldu. Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov dün sabah apar topar Yugoslavya'nın başkenti Belgrad'a gitti. İvanov, Kostunitsa ile görüşerek, seçim zaferi nedeniyle kutladı. Rusya böylece ilk kez Kostunica'nın 24 Eylül'deki seçim zaferini tanımış oldu.

Kostunitsa ABD'ye soğuk

       Miloşeviç'in olası akıbeti konusunda ipucu verebilecek bir açıklama da devlet başkanlığı seçimlerinin galibi Kostunitsa'dan geldi. Kostunitsa, Miloseviç'in Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne (USSM) teslim edilmeyeceğini söyledi. "Ülkemizi demokratik yönden yeniden inşa etmek için yapacak başka işlerim var, USSM'yi düşünecek zamanım yok" diyen Kostunitsa, USSM'yi Amerikan yönetiminin bir baskı aracı olarak değerlendirdi.
       Kostunitsa bu konuşmayla, ABD'ye karşı izleyeceği politikanın da ilk ipuçlarını vermiş oldu.

Ve, "Kasap" çekildi

       DIŞ HABERLER SERVİSİ
       Yugoslavya eski Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç, nihayet halkın iradesine boyun eğmek zorunda kaldı ve dün gece seçim galibi Vojislav Kostunitsa'yı kutlayarak görevden çekildiğini açıkladı.
       Önceki günkü halk ayaklanmasından sonra Yugoslavya Anayasa Mahkemesi'nin dün Kostunitsa'yı devlet başkanı olarak tanımasının ardından ordunun da tebrikte bulunması, Miloşeviç'e teslim bayrağını çektirtti. Yu - info Televizyonu'na dün gece kısa bir konuşma yapan Miloşeviç, Kostunitsa'yı tebrik ederek, devlet başkanlığından çekildiğini belirtti. Miloşeviç, önderliğini yaptığı Sosyalist Partisi'nin en güçlü siyasi muhalif olacağını öne sürdü.
       Anayasa Mahkemesi'nin Kostunitsa'yı devlet başkanı olarak tanıması yönündeki kararına saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Miloşeviç, dinlendikten sonra siyasete geri döneceğini açıkladı.
       Bu gelişmeden önce dün Belgrad'a gelen Rusya Dışişleri Bakanı İgor İvanov, Miloşeviç'le görüştükten sonra Kostunitsa'yı tanıdıklarını açıklamıştı. Geç saatlerde ise, Kostunitsa, Miloşeviç ve Genelkurmay Başkanı'nı ayarı ayrı kabul etmiş, komutanla devrik başkanın kendisini tebrik ettiğini açıklamıştı.

Devrimin marşı: I will survive (Ayakta kalacağım)

       DIŞ HABERLER SERVİSİ
       Genç kadın dans ettiği polis arabasından inerek yanı başındaki polise aynı kıvraklıkla bir öpücük veriyor. Belgrad sokaklarındaki sevinç çığlıkları arasında yankılanan şarkı ise hep aynı: I Will Survive (Ayakta kalacağım). Koltuğunu bırakmamakta direnen Miloşeviç'i bilinmedik yerlere kaçırtan halk ayaklanması göz önüne alındığında şarkının ironik bir anlamı var.
       Ayaklanmanın kahramanları zafer sarhoşluğu içinde. Başkentin sokakları adeta dev bir parti mekanına dönüşmüş. İnsanlar içkiyle kendilerinden geçmiş, çılgın gibi sürekli şarkılar söylüyor. Yıllarca göz yaşartıcı bombalar ve coplarla gözdağı verilen halk açısından polisin gösterilere müdahale etmemesi protestoların eğlenceye dönüşmesinde önemli bir etken.
       Bir elinde Sırbistan bayrağı, öbür elinde Brendi şişesiyle, "Belgrad'a Miloşeviç'in işini bitirmeye geldik ve bitirdik de" diyen 41 yaşındaki gösterici Janco Bacic, eklemeyi ihmal etmiyor: "Polis ateş açmadığı için şanslıyız."
       Yaşlı olanlar açısından ise bugün Yugoslavya'da yaşananlar başka anlamlar da taşıyor. Parlamento binası önündeki kutlamalarda yerini alan ve yaşlı gözlerle duygularını ifade eden 81 yaşındaki Katarina Jakovljevic'in dediği gibi: "Komünistler iktidara geldiğinde gençtim. Şimdi gerçekten gittiklerine inanıyorum. Bunun gerçekleşmesi için 55 yıl bekledim."

Yazarlar