The Others Hangi özgürlük!

Hangi özgürlük!

03.05.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Bağımsız İletişim Ağı’nın 3 aylık 2010 medya gözlem raporu, düşünce ve ifade özgürlüğü sanığı gazetecilerin sayısının giderek arttığını ortaya koyuyor

Hangi özgürlük

3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü... BİANET Medya Gözlem Raporu’na göre Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı kararlar hâlâ gündemini koruyor. BİA 2010 Ocak-Şubat-Mart raporuna göre Türkiye’de basın özgürlüğü temenni olmaktan öteye gidemiyor.
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Medya Gözlem Masası’nın üç aylık raporu, 69’u gazeteci toplam 216 gazeteci, yazar, yayıncı, karikatürist, siyasetçi ve yurttaşın düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek davalardan yargılandığını ortaya koyuyor.
Geçen yılın aynı döneminde 60’ı gazeteci toplam 110 kişi yargılanmaktaydı. İki gazeteci (Vedat Kurşun ve Erdal Güler) yayımlanan yazılar nedeniyle, yayıncı Bedri Adanır ise üç kitaptan cezaevinde. Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp tutuklanmadıkları net olarak bilinemeyen en az 32 gazeteci de, örgüt operasyonları çerçevesinde 2010’un ilk üç ayında cezaevindeydi. Bunlardan 10’u aynı dönem içerisinde tahliye oldu; 21’i halen hapiste.
695 kişinin adının geçtiği 33 sayfalık raporda ihlaller “Öldürülen gazeteciler”, “saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “basın ve ifade özgürlüğü davaları”, “düzenleme ve hak aramalar”, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, “sansüre tepkiler“ ve “RTÜK uygulamaları” başlıklarıyla yer alıyor.

‘Hakaret’e 148 yıllık hapis
Yılın ilk üç ayında, 19’u gazeteci toplam 48 kişi, TCK’nın 125. maddesi veya “hakaret” suçlamasına dair düzenlemeler uyarınca 147 yıl 8 ay hapis istemiyle yargılandı; bunlardan 7’si, toplam 3 yıl 1 ay 27 gün hapis ve 23 bin 780 TL adli para cezasına mahkûm edildi. Ayrıca, 13’ü gazeteci 15 kişi, 1 karikatürist ve üç medya kuruluşu (NTV, Evrensel ve bianet), “kişilik haklarını yayın yoluyla ihlal ettikleri” gerekçesiyle açılan manevi tazminat davaları çerçevesinde 1 milyon 278 bin TL tazminat istemiyle yargılandı. Bu davalardan 330 bin TL’lik mahkûmiyet kararları çıktı. 2009’un Ocak, Şubat ve Mart aylarında hapis tehdidi 61 yıl hapisle sınırlıydı; tazminat talebiyse 1 milyon 673 bin TL idi.
Mahkûm edilenler Nazlı Ilıcak, Cüneyt Arcayürek, Hüseyin Kocabıyık, Michael Dickinson, Melih Kaşkar, Fatma Sarıbıyık, Yalçın Ergündoğan, Mahmut Alınak, Ali Tarakçı ve Emrullah Özbey oldu.
Dickinson, Kaşkar ve Alınak, Başbakan Erdoğan’a yönelik isnatlar nedeniyle mahkûm edilirken, Ilıcak, Hâkim Osman Kaçmaz’ı işgüzar bulduğu için suçlu bulundu.

TMY sanıklığında 6.5 kat artış!
15’i gazeteci 103 kişi, “Terör örgütlerinin bildiri veya açıklamalarını basmak veya yayınlamak”, “Terör örgütü propagandası yapmak” veya “Terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetini açıklamak veya yaymak veya bu yolla kişileri hedef göstermek” iddialarıyla yargılandı. Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Nurettin Kurt, Hasan Kılıç, Rıfat Başaran ve Barış grubundan 17 kişiye Terörle Mücadele Yasası’ndan (TMY) açılan davalar ise yeni. Azadiya Welat gazetesi iki ay kapatıldı.
Birgün’den Hakan Tahmaz, Günlük’ten Veysi Sarısözen, Radikal’den Rıfat Başaran ve Milliyet’ten Namık Durukan ise hapisle yargılanıyor. Altı kişi (Vedat Kurşun, Murat Kolca, İrfan Dündar, Fırat Aydınkaya, Ozan Kılınç ve Fehmi Kılıç) TMY uyarınca toplam 28 yıl 5 ay hapis ve 16 bin 660 TL para cezasına mahkûm edildi. 2009’un ilk üç ayında TMY’den 16 sanık bulunuyordu ve hapis cezası 4 yıl 8 ayla sınırlıydı.
TCK’nın 215. maddesi uyarınca da dördü gazeteci 27 kişi, “suçu ve suçluyu övdükleri” iddiasıyla yargılandı; Osman Baydemir ve Mahmut Aydıncı toplam 3 bin TL adli para cezasına mahkûm edilirken, Ali Barış Kurt, Mehmet Nuri Kökçüoğlu, Pınar Sağ ve Mehmet Özmen’e açılan davalar yeniydi. Bu arada vicdani retçi Enver Aydemir, 21 Ocak’tan beri Eskişehir Askeri Cezaevi’nde tutuluyor. Ona destek veren 19 insan hakları savunucu da, “halkı askerlikten soğutmak” fiilini düzenleyen TCK’nın 318. maddesinden yargılanıyor. Diğer sanıklar ise Ali Barış Kurt ve Mehmet Nuri Kökçüoğlu.

Geç gelen tahliye cezadır!
Gazetevatan.com sitesi yayın yönetmeni Aylin Duruoğlu ve Devrimci Hareket dergisi çalışanı Mehmet Yeşiltepe, “Devrimci Karargâh” davasından 10 aylık tutukluluktan sonra ilk duruşmada tahliye edildi. 8 gazeteci daha bu dönemde tahliye oldu. Aram Yayınları imtiyaz sahibi ve Hawar gazetesi yetkilisi Bedri Adanır üç kitapta “örgüt propagandası yapıldığı” ve “suçlu övüldüğü” gerekçesiyle dört aydır hapiste ve 31 yıla kadar da hapsi isteniyor.
“Ergenekon Örgütü” operasyonundan tutuklanan Cumhuriyet gazetesi eski Ankara temsilcisi Mustafa Balbay “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek” iddiasıyla, Aydınlık dergisi yazarı Emcet Olcayto “örgüt üyeliği” iddiasıyla, gazeteci Tuncay Özkan “örgüt üyeliği ve darbe girişiminde bulunmak” iddiasıyla 14 aydır tutuklular.
Devrimci Demokrasi gazetesi sorumlu müdürü Erdal Güler ve Azadiya Welat gazetesi eski yetkilisi Vedat Kurşun, PKK ve Maoist Komünist Partisi (MKP) gibi örgütleri “öven yayın yaptıkları” iddiasıyla hapisteler. Savcı Kurşun için 525 yıl hapis talep ediliyor. Gün TV yetkilisi Ahmet Birsin bir yıldır, Adana Radyo Dünya yayın yönetmeni Kenan Karavil ve Azadiya Welat’tan Seyithan Akyüz tutuklu. MLKP operasyonundan tutuklanan İstanbul Özgür Radyo yayın yönetmeni Füsun Erdoğan ve Atılım dergisi yayın koordinatörü İbrahim Çiçek üç buçuk yıldır tutuklu.
Aydınlık dergisi yayın yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal istihbarat şefi Ufuk Akkaya, Başbakan Erdoğan’ın telefon konuşmalarına dair kayıtları ele geçirdikleri gerekçesiyle 9 Kasım 2009’dan beri Silivri Cezaevi’nde.
Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri İsmail Eskin, protesto eylemi izlerken gözaltına alındığı 4 Aralık 2009’dan beri cezaevinde. DİHA muhabiri Hatice Özhan 19 Şubat’tan beri ROJ TV programına katılmak ve BDP Genel Merkezi ile yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle Ağrı Cezaevi’nde. Gazetecilerin avukatları ve gazetecilik meslek örgütleri, bu tür dosyalarda “dosyaya bir yıllık gizlilik”, “tutukluluğun cezaya dönüştürülmesi” ve “savunma hakkının kısıtlanması” gibi usul hatalarına dikkat çekiyorlar.

Haberin Devamı

Cinayetlere zaman aşımı
Geçmişte faili meçhul siyasi cinayetlerde yakınlarını yitiren ailelerinin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri, Hrant Dink cinayetinin aydınlanması için Dink Ailesi’ne destek verdiler. Platform, bu tür cinayetlerde zaman aşımının kaldırılması amacıyla TBMM ve siyasi partiler nezdinde girişimde bulundular.
Devlet, Ümit Kaftancıoğlu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin hiçbirinde azmettiricilere dokunmadı. Aynı tehlike, şimdi Hrant Dink cinayeti ve 18 Aralık 2009’da Bandırma’da öldürülen gazeteci Cihan Hayırsevener için de var.
Gazeteciler Cenker Tezel, Emrah Güner, Tamer Topçu, Ertuğrul Yılmaz ve Ozan Özhan yılın ilk üç ayında saldırıya uğrarken Dilek Karakoyun, Fırat Alkaç, Celal Yıldız, Ramazan Pekgöz ile Agos ile Taraf gazeteleri tehdit edildi.
Yerel gazeteciler gördükleri şiddete karşı kayıtsız kalmasalar da şiddete bulaşan devletin seçilmiş ve atanmış görevlileri yargı önüne çıkarılmıyorlar.
Devlet, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun eski üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’a yönelik üç yıldır Türk İntikam Tugayı (TİT) adına gönderilen tehdit mesajlarıyla ilgili nihayet harekete geçti. Ancak, Yargıtay, azınlıklarla ilgili Agos’a yazdığı için Oran’a karşı sövgü ve tehdit içeren yazıları “Agos yazarıdır” diyerek “düşünce özgürlüğü” olarak görebiliyor.
Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yaman Akdeniz’in bir AGİT belgesi olarak hazırladığı “Türkiye’de İnternet Sansürü Raporu”nda, Türkiye’yi 5651 sayılı İnternet Suçları Yasası’nda reform yapmaya çağırdı. RSF de, Türkiye’yi “İzlenecek Ülkeler” kategorisine dahil etti.

AİHM cezalarında % 100 artış!
AİHM, 24 kişinin başvurduğu beş dosyada Türkiye’yi ifade özgürlüğünü çiğnediği gerekçesiyle 133 bin TL (63 bin 423 avro) maddi ve manevi tazminat ve mahkeme gideri ödemeye mahkûm etti. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 58 bin 122 TL (28 bin 411 avro) idi.