The Others Hazar petrolü iyimserlik vermiyor

Hazar petrolü iyimserlik vermiyor

23.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hazar petrolü iyimserlik vermiyor

Hazar petrolü iyimserlik vermiyor


Merkezi Londra'da bulunan "Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü / International Institute for Strategic Studies" her ay "Stratejik Yorumlar" başlığını altında belli başlı dünya sorunları üzerine raporlar yayımlıyor. Bu raporların Türkiye'de yayım hakkı Milliyet'e ait. Mayıs ayında yayımlanan raporlardan biri "Hazar denizi petrollerinin geliştirilmesinin önündeki engeller" üzerine. Bakü - Ceyhan hattının geleceğinin de tartışıldığı söz konusu raporu, biraz kısaltarak dikkatinize getiriyoruz.


Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Batı'da Hazar Denizi havzasındaki petrol ve doğalgaz kaynaklarına coşkulu bir ilgi uyandı. Bazı uzmanlar yeni bir Suudi Arabistan'ın keşfedildiğini iddia ettiler. Bölgenin kaynakları hayli zengin olmakla beraber, son tahminler bu ölçüde olmadığını gösteriyor. Hazar'ın ispatlanmış 15 - 31 milyar varillik petrol rezervlerinin büyüklüğü, Kuzey Denizi'ne daha yakın. Ancak Hazar'ın Kuzey Denizi'nden önemli bir farkı, karayla çevrili olması.
Bu husus ve petrol fiyatındaki düşüş gibi başka etkenler Hazar petrolünün taşınmasını, çıkarılmasını, hatta araştırılmasını dahi çok pahalı hale getiriyor. ABD Bakü'den Ceyhan'a uzanacak bir boru hattının inşası konusunda hala kararlı ise de, başlıca uluslararası şirketler beklenen kazançlar yatırımları haklı kılmadıkça ne projeyi destekliyor, ne de yeni petrol alanlarının bulunması ve geliştirilmesine büyük miktarda para ayırıyor. Washington bölgeye duyduğu jeopolitik ilgiyi ortaya koydu, ancak emelleriyle ticari gerçekler arasındaki farkı kapayacak fonları yatırmaya hazır görünmüyor.
Bölge coğrafyasının önemi azımsanamaz. Denizlere ulaşma imkanının bulunmayışı yüzünden Hazar havzası, hidrokarbon çıkarımı ve taşınması en güç ve en pahalı arazilerden biri. Bölge ülkelerinin boru hatlarını geçirmek için çoğu zaman istikrarsız ve / veya düşman komşulara güvenmeleri gerektiği gibi, Hazar havzası arama ve çıkarma donanımının başlıca ithal yollarından da hemen tamamen kopuk. Bölgenin kaynakları beklendiğinden daha zengin çıksa bile, ne kadar hızla geliştirilebilecekleri büyük ölçüde yukarıdaki unsurlara bağlı.

Petrol çıkarma lojistiği

1914'ten önceki 20 yılda Hazar bölgesi en geniş ve en ileri petrol üretim alanlarından biriydi. Fakat 70 yıl süren Sovyet egemenliği sonucunda Hazar ülkeleri petrol arama donanımı ve öteki teknolojilerden yoksun kaldı. Bölgede denizden petrol çıkarma kuyularını imal ya da onaracak yalnızca iki tesis var. Bunlardan biri Azerbaycan'ın Primorsk, diğeri Rusya'nın Astrakhan kentlerinde. Bu tesisler de köhne ve verimsiz Sovyet teknolojisine dayanıyor.
Öte yandan, denizde kullanılacak modern arama donanımını dışarıdan bölgeye getirmek son derece güç. Genellikle uygulanan yöntem, platformları römorkörlerle çekmek ya da bu iş için özellikle yapılmış gemiler kullanmak. Ama Hazar'da bu mümkün değil. Platformların parçalar halinde akarsular üzerinden taşınması ve Hazar kıyısındaki tesislerde monte edilmesi zorunlu. Bu çok pahalı bir süreç. British Petroleum (BP) şirketinin tek bir platformu modernize etmek için 200 milyon dolar harcadığı belirtiliyor.
Donanımla ilgili sorunlardan dolayı Hazar havzasındaki petrol üretiminin 2015 yılında günde yalnızca 3 - 3,5 milyon varile ulaşabileceği hesaplanıyor. Bu da petrol fiyatlarının 12 - 13 doların üzerinde kalması koşuluyla.

Ulaşım zorlukları

Petrol çıkarma lojistiği tek sorun olsaydı, ilerleme imkanı daha geniş olabilirdi. Ne var ki ulaşım zorlukları daha da büyük. Çok çeşitli mali ve siyasi güçlükler yeni boru hatlarının geliştirilmesini engelliyor. ABD'de yapılan bir araştırma, petrolün Kazakistan'dan Novorosisk, oradan da Türk boğazları üzerinden taşınmasının varil başına 1 dolar kadar ucuza olabileceğini hesapladı. Ama 2.4 - 3.7 milyar dolara malolacağı hesaplanan Bakü - Ceyhan boru hattı üzerinden taşımanın maliyeti 3.2 dolara kadar çıkabiliyor. Bu miktarlara gümrükler dahil değil.
Kazakistan petrolünün Rusya üzerinden Novorosisk'e taşınması mümkün. Ancak Moskova bu hattı Kazakistan'a baskı yapmak için kullanabilir. Azerbeycan'dan Dağıstan ve Çeçenistan üzerinden Novorosisk'e uzanan hat ise bu cumhuriyetlerdeki artan istikrarsızlığa maruz. Bu durum, bu hattın geliştirilmesi ihtimalini berteraf etti.
ABD Bakü - Ceyhan hattını esas olarak jeopolitik nedenlerle destekliyor. Türkiye'yi ABD'nin (ve İsrail'in) hayati bir müttefiki olarak görüyor ve Ankara'nın Kafkaslarda ve Orta Asya'daki nüfuzunu Rusya ve İran aleyhine arttırmak istiyor. ABD Azeri petrolünün İran üzerinden taşınmasına kesinlikle karşı, çünkü Washington İran'ı "haydut devlet" olarak niteliyor ve bu ülkeye karşı Amerikan yatırımları dahil ambargo uyguluyor.
Ancak Azeri petrolünü taşımanın en ucuz yolu İran, çünkü petrolün çoğu taşınmayıp İran petrolü ile takas edilecek. İran'da Cumhurbaşkanı Hatemi'nin görece liberal hükümeti Washington ile Tahran arasında, ambargonun kalkmasına yol açacak bir yakınlaşma umudunu doğurdu.
O durumda Bakü - Ceyhan hattı ticari bakımdan anlamsız hale gelecek. Bu nedenle petrol şirketleri bu konuda bir anlaşmayı ellerinden geldiğince ertelemeye çalışıyor. ABD yönetimi Amerikan firmaları üzerinde siyasi baskı yapıyor ve boru hattı yatırımlarının siyasi riskini garanti ederek Ceyhan hattının maliyetini düşürmeye çalışıyor. Ancak firmalar görece ucuz petrol fiyatları, petrolün bolluğu ve Hazar'daki keşiflerin sınırlılığı nedenleriyle acele etmeye bir gerek görmüyor.
Gerek Washington, gerekse (Kazakistan petrollerinde en büyük hisseye sahip olan) Amerikan petrol şirketi Chevron, Azeri rezervleri eskiden inanıldığından daha sınırlı olsa da, Kazak petrolünü Rusya'dan geçmeksizin Batı'ya taşıyacak Ceyhan boru hattının yine de ticari bakımdan rasyonel olabileceğini ileri sürmekte. Ancak bu, Kazakistan kıyılarından Azerbaycan kıyılarına kadar Hazar denizi altından uzanacak son derece pahalı bir boru hattının inşasını gerektiriyor. Dahası, farklı oranda sülfür içerdikleri için, Kazak petrolünün Azeri petrolüyle aynı hattan akmaya devam etmeden önce kimyasal işlemden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bu maliyeti daha da arttırmakta.
Bunlar yanında, petrol şirketleri İran hattını, üç sorunlu bölgeden geçecek Ceyhan hattından daha güvenli görüyor. Dağlık Karabağ üzerine Ermenistan ile Azerbaycan arasında devam eden savaş 1994'teki ateşkesle askıya alındı, ama bitmedi. Türkiye'de PKK var. Gürcistan'ın ayrılıkçı Abhazya cumhuriyetiyle sorunu çözülmedi; ayrıca Güney Osetya, Cavaketya ve Acaristan üzerinde egemenliği tam değil. Cumhurbaşkanı Edvard Şevardnadze görevden ayrıldığında, yerine kimin geçeceği sorusunun iç savaşı azdırabileceğinden endişe ediliyor.
Analistler ABD'nin bölge üzerindeki Rus nüfuzunu geriletmesinin Moskova'nın istikrarsızlaştırma girişimlerine yolaçabileceğini belirtiyor. Ermenistan, Türkiye'nin artan desteğinin ve Rusya'nın artan zaafının, Azerbaycan'ın bir gün kaybettiği toprakları geri almak için yeniden savaşı başlatacağından çekiniyor.

Jeopolitik değil ticari etkenler belirleyci

Bölge üretimi 2010 yılına kadar günde 3 milyon varilde kalırsa, petrol ihracatı günde 2 milyon varili geçmeyecek. Bu miktarın Azeri payı mevcut boru hatları üzerinden Bakü'den Supsa ve Novorosisk'e taşınabilir. Özellikle, petrol daha hızlı akabilecek bir sıvılığa getirilebilirse... O takdirde petrol, işlenmek ve yeniden taşınmak üzere Karadeniz üzerinden Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan'a taşınabilir.
İhraç edilen Hazar petrolünün günde 1 - 1,5 milyon varillik bölümü, boru hattı inşasına gerek olmadan, bölgeye yakın ülkeler tarafından tüketilebilir. Geri kalan ihracatın büyüklüğüne göre, Türkiye'nin pahalı bir boru hattının inşasında ısrar etmesi güçleşebilir.
Bu güçlükler dikkate alındığında, Hazar havzasın petrolüne duyulan ilginin devamını anlamak güç. Bölgeye şimdiden milyarlarca dolar akıtan Chevron ve Mobil / Exxon gibi şirketler, ilgilerini sürdürecek. BP gibi öteki şirketler ise özellikle yeni arama faaliyetlerine olan yatırımlarını azaltıyor. Kısa veya orta vadede öteki uluslararası petrol devlerinin bölgeye girmesi muhtemel görünmüyor.
Petrol fiyatları 18 - 20 dolarda kalırsa, dev yatırımlar yapmanın mantığı olabilir. Ancak petrol sanayii, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü, OPEC'in üretimi sınırlandırma anlaşmasının çökeceğinden ve petrolün uzunca bir süre 12 - 14 dolardan satılacağından korkuyor. Bu gerçekleştiği takdirde, Hazar havzasından büyük kazançlar elde etme olasılığı çok uzak. Bölgeden ne kadar petrol çıkarılacağı ve nasıl ihraç edileceğini jeopolitik değil ticari etkenler belirleyecek. Mevcut global ticari eğilimler, iyimserliği haklı göstermiyor.

Hazar petrolünü taşıma maliyetleri (tahmini)

Kazakistan - İtalya varil başına ($)
Novorosisk ve Boğazlar üzerinden 1.75
Bakü - Ceyhan boru hattıyla 2.73

Azerbaycan - İtalya
Supsa ve Boğazlar üzerinden 1.41
Bakü - Ceyhan boru hattıyla 2.78

Kazakistan'dan güneye ve güneydoğu Çin'e
boru hattıyla 4.90
İran (Harg adası) üzerinden 3.00