The Others ‘Herkes inancını özgürce seçsin’

‘Herkes inancını özgürce seçsin’

27.05.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Herkes inancını özgürce seçsin’

‘Herkes inancını özgürce seçsin’


Türkiye Protestan Kiliseler Birliği Basın Danışmanı İsa Karataş, Adapazarı’nda misyoner faaliyetlerine ilişkin tepki ve iddiaları gündeme getiren bazı haberlerle ilgili bir açıklama gönderdi.
Çok az kısaltarak aktarıyorum.
"15 Mayıs 2002 tarihli Milliyet’teki Deprem Hıristiyanları! başlıklı haberinde yer alan, ‘Protestan misyonerlerin, dolar dağıtarak zor durumdaki depremzedeleri din değiştirmeye ikna ettiği, dağıtılan İncil’lerin içlerine 50 - 100 hatta 1000 dolar konulduğu’ şeklindeki kanıta dayanmayan iddiaları üzüntüyle okuduk. 16 Mayıs 2002 tarihli Milliyet’te ‘Para karşılığı din değişir mi?’ başlıklı haberinde birkaç Müslüman ilahiyatçıdan görüş alınmış ve Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Nuri Yılmaz’ın ‘Bu bir istismardır. Zayıf insanların güçsüzlüğünden yararlanmak dinlerin temel esprisine aykırıdır’ sözüne yer verilmiş.
İki haberde de Protestan cemaatten görüş alınmaması, objektif habercilik açısından bir eksikliktir."

Bilgi dahilinde
"17 Ağustos 1999’da Türkiyemizde yaşanan deprem felaketi ardından herkes gibi Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği olarak biz de bu acıları yaşayan depremzede vatandaşlarımızın gıda, giyim, sağlık, çadır ve prefabrik gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmaya çalıştık. Yaptığımız bütün yardımlar devlet yetkililerinin bilgisi dahilindedir. Sadece ‘yardımların gizli yapılması gerektiğini’ öğreten İncil’e olan bağlılığımızdan dolayı yardımlarımızı yaparken çarşaf çarşaf haberler yaptırmadık.
Kilise üyelerimizden İncil isteyenler olmuştur ve isteyenlere de verilmiştir, ancak İncil’lerin içlerine dolar koymak gibi bir şey kesinlikle olmamıştır. Para vererek taraftar kazanmak ne Hıristiyanlığa ne de insanlığa sığar. İnancını para için satan insandan Hıristiyanlığa da en ufak bir fayda gelemez. İnsanlar kendi özgür iradeleriyle inançlarını belirlemeli. Dünyada Hıristiyanlığı bırakıp İslamiyeti seçen insanlar olduğu gibi, İslamiyeti bırakıp Hıristiyanlığı seçenler de vardır. Bu, dünyanın her tarafında doğal bir durum olarak kabul edilirken, Türkiye’de Hıristiyanlığı seçen insanlar bazen gazeteciler, bazen din adamları ve bazen de halk tarafından aslı astarı olmayan iddialarla rencide edilmektedir.
Herkes istediği inancı araştırma ve seçme hakkına sahiptir. Bu hakkını kullanan insanları, ‘kandırdılar’, ‘tuzağa düşürdüler’ ya da ‘para için Hıristiyan oldular" şeklinde rencide etmeye kimsenin hakkı olmadığı kanısındayız."