The Others İSYAN ateşini başsavcı söndürdü

İSYAN ateşini başsavcı söndürdü

25.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

İSYAN ateşini başsavcı söndürdü

İSYAN ateşini başsavcı söndürdü


MUSTAFA BAKACAK İstanbul


       Bayrampaşa Cezaevi'ndeki isyanın kansız sonuçlanmasında, bütün geceyi mahkumlarla geçiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici kilit rol oynadı.
       "Kendisini baba gibi gören mahkumlara 'insan' gibi davrandığını" vurgulayan Çitici, heyecan dolu geceyi Milliyet'e anlattı:

       "SAKİN" DEDİM, OLAY ÇIKTI: Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk İstanbul'a geldiğinde, "Bayrampaşa'da bir şey yok değil mi?" diye sordu. "10 dakika önce görüştüm, bir olay yok" dedim. Ancak 20 dakika sonra Cezaevi Müdürü aradı ve "25 infaz memurunu rehin aldılar. Yatak, yorgan ve masalarla barikat kurdular" dedi. Durumu Bakan'a arz edince, çok üzüldü. Eylemin, affa karşı olanlarda olumsuz etki yapacağını belirterek, "Keşke olmasaydı" dedi.
       "YAKIŞIR MI" DEDİM: Bakana, "Siz müsterih olunuz. Bu eylemi bitiririm" dedim ve 22.00'de cezaevine gittim. Jandarma Alay Komutanımız, tabur komutanımız, vekillerim, savcılarımız, cezaevi müdürleri vardı. Hemen blok temsilcilerini çağırdım. "Niye böyle bir eylem yaptınız, yakışır mı size?" dedim. Bana ve yönetime karşı büyük saygıları olduğunu, kendilerini olayın içinde bulduklarını, ancak dönüş de olmadığını söylediler. Arkadaşlarıyla görüşmek için izin istediler.
       VAZGEÇİN ÇOCUKLAR: 02.30'a kadar süre tanıdım. 02.30'da tekrar geldiler. "Biraz daha görüşeceğiz" dediler. "Neyi görüşeceksiniz çocuklar. Yaptığınız yanlış. Bu, af yasasının da çıkmasını engelleyecek. Bu işten vazgeçin" dedim. Eylemin Adana ile ilgisi olmadığını, seslerini duyurmak istediklerini söylediler. Bir de uzun zamandan beri kaloriferler yanmıyordu, tamiratında geciktik. Onu da söylediler. 03.00 gibi "Hadi gidin" diyerek gönderdim.
       DİYALOG BİR ARA KOPTU: Bu arada dokuz infaz koruma memurunu serbest bıraktılar. 06.30'da gelmeleri için haber gönderdim. Tekrar tekrar özür dileyerek, "Arkadaşlarımızı ikna edemedik. Olumlu cevap veremiyoruz" dediler. 07.00'de diyalog koptu.
       HİÇ UYUMADIM: Hiç uyumamıştım, kendimi çok yorgun hissediyordum. 11.00'de eve giderek iki saat dinlendim. 14.30'ta cezaevine döndüm. D Blok'un barikatları kaldırdığını, B Blok'ta da hareketlenme olduğunu söylediler.
       SAVCI'YI HASTA ETTİNİZ: Ben ayrıldıktan sonra tabur komutanı ve diğer arkadaşlar "Bakın Başsavcı beye hem saygılısınız, hem de üzdünüz, hastalandı, eve gitti" demişler. Bu uyarı da onları etkilemiş olacak ki, B Blok da infaz memurlarını 15.00 sıralarında bıraktı.
       ELİMİ ÖPMEYE GELDİLER: "Çok üzgünüz, şimdi koğuşlarımızı eski haline getireceğiz. Buraları yıkayacağız. Ne olur başsavcı bizi affetsin, onun elini öpmeye geleceğiz" demişler. Koğuş mümessilleri elimi öpmeye geldi. El öptürmekten hoşlanmadığım için "Çocuklar elimi öpmeyin" dedim. 10 kişi kadardılar, savcılık odasında birer çay söyledim. Hiçbir yazılı talepleri olmadı.
       EŞİMİ ARAMAYI UNUTMUŞUM: Heyecana dalınca eve gidemeyeceğimi ancak sabah 08.00'de haber verdim. Eşim de merak etmiş ama artık alıştı. Sanki bu tür eylemleri durdurabileceğim gibi hissediyorum kendimi. Bunu tek başıma yapmıyorum, Jandarma'nın büyük desteği var.
       MAHKUMLARA DEĞER VERİYORUM: Cezaevindekilere çok değer veriyorum. Doktorları koğuşlara sokuyorum. "Onlar size gelmesin, siz onların ayağına gidin" diyorum. İlgilenince, o insanlar da vefakar davranıyor. Sorsanız "O bizim babamızdır" derler. Son sözüm; bu millete, bu vatana ve o insanlara benim o zamanım helal olsun...

Türk: Af isteyen, layık olsun

       Adalet Bakanı: Devlet malına zarar vererek af istenmez. Ayrıca yoğunluk nedeniyle affın ekim ayında çıkmayacağını daha önce de söylemiştim
       SİNAN TOROS İstanbul
       Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Adana ve Bayrampaşa cezaevlerinde meydana gelen olayları değerlendirirken, eylemlerin affı zorlaştıracağını söyledi. Hiç kimsenin bu tür eylemlerden af konusunda yarar beklememesi gerektiğini ifade eden Türk, cezaevlerinde disiplini bozarak, devlet malına zarar vererek ve ayaklanarak af istenmeyeceğini belirtti.
       Türk, "Affı isteyenlerin gerçekten affa layık olması lazımdır" dedi.
       İtalya İçişleri Bakanı Enzo Bianco'nun resmi davetlisi olarak dün bu ülkeye giden Türk, Atatürk Havalimanı'nda olaylara ilişkin soruları yanıtlarken şöyle konuştu:
       "Önceki gün sabah saatlerinden itibaren önce Adana, akşam saatlerinde de Bayrampaşa Cezaevi'nde bir eylem başlatıldı. Adana'daki eylemin nedeni, burada bir gurup oluşturan dört kişinin başka cezaevlerine nakil sorunuydu. O naklin gerçekleşmemesi için eyleme kalkışmışlardır. Taraftar toplamak için olaya bir de af görüntüsü verilmiştir. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki eylem ise tam gerekçelendirilmemektedir. Bayrampaşa Cezaevi'ndeki B ve D koğuşlarında bulunan gardiyanlar rehin alınmıştır ancak daha sonra D koğuşunda sekiz, B koğuşunda bir kişi olmak üzere toplam dokuz infaz ve koruma memuru serbest bırakılmıştır. Şu anda rehine olarak içeride 16 infaz ve koruma memuru bulunuyor."
       Af Kanunu'nun 29 Ekim'e yetişip yetişmeyeceğiyle ilgili bir soruya da Türk şu yanıtı verdi:
       "Bunun mümkün olmadığını daha önce de ifade etmiştim. Meclis'in Başbakanlık Divanı'nı oluşturması, komisyon başkan ve başkanvekillerinin seçilmesi zaman alır. Dolayısıyla ekim ayında Meclis'ten herhangi bir yasanın çıkması güç görünmektedir."

Rahşan Ecevit'in af çalışması

       ANKARA Milliyet
       Rahşan Ecevit'in girişimi ile hazırlanan af tasarısı erteleme ve şartlı salıverme biçimindeki düzenlemeleri içeriyor. Tasarıya göre, infaz sürelerinin kısaltılmasıyla sağlanacak aftan, cezasının üçte birini çeken mahkumlar yararlanacak. Davaları sürenler ise dava bitiminde aftan yararlanabilecek. Bu amaçla, infaz yasasına geçici maddeler eklenecek, erteleme ve şartlı salıverilme şeklinde düzenleme yapılacak. Örtülü af olarak yorumlanan tasarıya göre; ülke bütünlüğüne ve cumhuriyetin temel niteliklerine karşı suç işleyenlerle sağ - sol çatışmasını silahlı eyleme dönüştürenler af kapsamında olmayacak.

Adana'da 'intihar ederiz' tehdidi

       NEŞET KARADAĞ, YÜKSEL EKER, MURAT KARAMAN Adana DHA
       Adana Kürkçüler E Tipi Cezaevi'nde 900 hükümlü ve tutuklunun önceki gün başlattığı isyan sürerken, rehin tutulan 21 gardiyandan 3'ü dün öğle saatlerinde serbest bırakıldı. Ceza ve Tevkifevleri eski Genel Müdürü Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, son 24 saatlik sürede kimsenin burnunun bile kanamadığını savundu.
       Cezaevinde hakimiyet kurmaya çalışan Şirinler çetesinin elebaşı Şirin Aksoy'un kardeşi Ali Aksoy ile üç çete üyesinin başka bir cezaevine nakledilmek istenmesi üzerine başlayan isyan, af isteyen mahkumların da katılmasıyla diğer genişledi. Mahkumlar eylem boyunca "Af Bizim Hakkımız, Söke Söke Alırız", "Vur Vur İnlesin, Ecevit Dinlesin", "Hükümet istifa, Başsavcı İstifa", "En Büyük Asker Bizim Asker" sloganlarını attı. Koğuşların tahrip edilip çatıların ateşe verildiği isyan B, C ve D bloklarında sürerken, tutuklu ve mahkumlar zaman zaman çatıya çıkarak slogan attı.
       İsyancılar, cep telefonlarıyla yakınlarını ve cezaevi önünde bekleyen medya mensuplarını arayıp mesajlarını iletirken, dokuz mahkumun yaralı olduğu iddia edildi. Mahkumlar, nakillerin durdurulmaması ve 29 Ekim'de af çıkmaması halinde yağlı çarşaflarla sarılı 48 mahkumun intihar eylemi yapacağı tehdidinde bulundu. Mahkumlar, saat 14.00 sıralarında üç infaz koruma başmemurunu sağlık nedenleriyle serbest bıraktı.

2 rehine daha serbest

       İsyancı tutuklu ve hükümlüler, saat 18.30'da rehinelerden iki infaz koruma memuruyla tahliye günü gelen dört mahkumu daha serbest bıraktı. Böylece dün salıverilen rehine sayısı beşe yükseldi. 16 infaz koruma memuru ise hala rehin tutuluyor.
       Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay, mahkumların eylemden vazgeçme eğiliminde bulunduklarını belirterek, olumlu görüşmelerin sürdüğünü, iyiniyetin devam etmesi halinde eylemin sona ereceğini bildirdi.