The Others Kimlik mağduriyeti ve ayrımcılık

Kimlik mağduriyeti ve ayrımcılık

28.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Günlük hayatta yaşanan mağduriyetlerin gerekçeleri ‘açıkça’ ifade edilmediğinde mağdur olan insanlar yaşadıkları olayla, kimlikleri üzerinden paradoksal bir ilişki kurabiliyor. Böyle bir ilişkiye ÇYDD derneği itiraz ediyor

Kimlik mağduriyeti ve ayrımcılık

Eskiler hep şöyle der; “Türkiye’de 72 milletten insan yaşar. Her türlü etnik köken ve inançtan insanları bünyesinde barındırır...” Bu topraklarda “yaşamak” ile “barınmak” arasındaki farkı hissedenler ve hissettirenler hemen saymaya başlar; Kürtler, Ermeniler, Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar Çerkezler, Çingeneler, Lazlar, Aleviler, Sünniler...
Etnik ya da dini kökene vurgu yapan “Biz Kimiz” anketlerinin çokluğu bundan olsa gerek...
Milliyet ortak tarihsel hafızayı oluşturabilmek, geçmişle yüzleşme kültürüne katkı sağlamak, kimlikler üzerinden yaşanan mağduriyetlere karşı barış dilini yaratmak amacıyla “Türkiye’de Alevilik” yazı dizisiyle sorunu masaya yatırdı. Türkiye’de etnik, dinsel ya da politik kimlikler üzerinden ağır mağduriyetler yaşandığını biliyoruz. Ancak günlük hayatta yaşanan mağduriyetlerin gerekçeleri ‘açıkça’ ifade edilmediğinde mağdur olan insanlar yaşadıkları olayla, kimlikleri üzerinden paradoksal bir ilişki kurabiliyor.
Fatih Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Nil Mutluer’in kaleme aldığı Aleviler dizisinin “Çalışma hayatında ayrımcılık” başlıklı bölümünde Hatice Altınışık’ın, 16 yıldır çalıştığı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ndeki işinden Alevi kurumlarındaki çalışmalarında aktif rol aldığı için çıkartıldığını öne sürmesi gibi. Dizi yazımızda görüşlerine yer verilen Altınışık şöyle diyor:

‘Sakıncalı bulundum’
“...Türkiye’nin en büyük STK’sında (ÇYDD) 16 yıllık başarılı iş hayatım sekiz ay önce, bir gün içinde alınan ve bildirilen kararla işime sona erdi. Hem Alevi hem Kürt kimliğim ve bu alanlarda söylediğim her sözdü tek neden. Alevi kurumlarında görevimde olduğum süre içinde Alevi sorunlarına ve buna bağlı diğer siyasal, sosyal konularda basına yapmış olduğum açıklamalar araştırılmış ve sakıncalı bulunmuş ve karar alınmıştı.”

‘İddialar gerçek dışıdır’
Avukat Hüseyin Karataş gönderdiği e- mail de şöyle diyor: “Aleviliği konu alan yazı dizisinde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği maalesef Alevi düşmanı gibi gösterilmiştir. Yazıda eski bir ÇYDD çalışanı asılsız isnatta bulunarak derneği ayrımcılık yaptığı iddiasıyla suçlamıştır. Bu beyanın hiçbir gerçek tarafı yoktur. Bu tür yazıların yayımında daha dikkatli olunması, toplumun bir kesitini diğerine karşı tavır almaya yönelten ifadelerin kullanılmaması gerektiği düşüncesindeyim. Bu yayın üzerine derneğe bağışta bulunan birçok Alevi kökenli yurttaş, derneği arayarak bundan böyle bağışta bulunmayacaklarını bildirdiler. Biz binlerce öğrenci okuturken, ihtiyaç sahibi daha binlercesini düşünmekteyiz. Bu olumsuz etkilerin silinmesi için gazetenizde bu yazı dizisi henüz sonlanmadan yayımlanmasıdır.

‘Dernek açıklamalıydı’
Okurlarımızın büyük ilgisini çeken “Türkiye’de Alevilik” konusunu araştıran Nil Mutluer konuya ilişkin Okur Temsilcisi’ne gönderdiği açıklamada şöyle diyor:
“Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan etnik, inançsal, cinsiyet kesimlerinin kendilerini kamusal alanda ortaya koymaları kolay değil. Çünkü, bu kesimler eğitim, çalışma hayatı, bürokrasi gibi birçok alanda ayrımcılığa uğrama tehdidi ile karşı karşıyalar. Elbette bu yaşadıkları her olumsuz olayın onların kimliklerinden kaynaklandığı anlamına gelmiyor. Hatice Altınışık, işten çıkarma gibi bir olay kendisine net bir şekilde açıklanmayınca, kimliğiyle ilgili yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle çıkarıldığını düşünüyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de bize yaptığı açıklamada net ifade kullanmamış. Bu minvalde, bu gibi hassas konuların ayrımcılık hissi yaratmaması için açıklık önemli bir ilke. Yoksa, bizim amacımız bir kesimin hakkını savunurken topluma katkıları olan başka bir sivil toplum kuruluşuna zarar vermek değildi.”

Haberin Devamı


Ombudsman görüşü:
Dizi yazısında görüşlerine yer verilen Hatice Altınışık’ın 16 yıl boyunca çalıştığı kurumdan çıkarılmasını “Alevi kurumlarında çalışmasına” bağlaması bir iddiadır. Bu algıyı yaratan şeyin ne olduğunu açıklamalıydı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği adına açıklama gönderen Hüseyin Karataş da “Bu beyanın hiçbir gerçek tarafı yoktur” derken gerçekte işten çıkartılmış olmasının somut maddi nedenlerini ortaya koymalıydı. Bir kurumu ya da kişileri hedef alan iddialar söz konusu olduğunda o kuruma ya da kişilere de kendilerini savunma hakkı tanınmalıdır.