The Others Mahalleliye et de dağıtmışlar

Mahalleliye et de dağıtmışlar

20.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mahalleliye et de dağıtmışlar

Mahalleliye et de dağıtmışlar


Korku ve vahşetin evini iki çocuklu ve kendilerini depremzede olarak tanıtan bir ailenin kiraladığı ortaya çıktı. Hizbullahçı vahşiler, mahalleliye et de dağıtmışlar


       Vahşet gündelik hayatın ortasında daha da büyüyor. Karşı evdeki yaşlı kadınların pencere kenarında çay içerken seyrettikleri, içinde iki çocuklu bir karı - kocayla bir kayınbiraderin yaşadığı evin ardiyesinden çürümüş cesetler ardıardına çıkıyor. Maskeli görevliler ceset sayısını parmak işaretiyle bildiriyor.
       Üç gün önce Kavacık'taki operasyonda yakalanan Hizbullah militanının verdiği ifadeler doğrultusunda Beylerbeyi, Kirazlıtepe'deki bir evde arama yapan polis bir vahşeti ortaya çıkardı. Bir süre önce esrarengiz biçimde peşpeşe kaybolan Zehra Vakfı üyesi işadamlarına ait olduğu sanılan cesetler Kirazlıtepe Hasippaşa Mevkii 2. Çıkmaz'daki 26 numaralı tek katlı evde üzerlerine beton dökülmüş halde bulundu.

Elle, telle, poşetle boğdular

       Betonu kıran görevlilerden Hüseyin Kefal, korkunç manzarayı anlatıyor:
       "İlk ikisi başlarına poşet geçirilerek boğulmuş. Diğerleri elle ya da telle. Beşi altta yatıyor, dördü onların üstünde. İkisi yatar vaziyette, yedisi cenin şeklinde. Cesetler çırılçıplak ve çürümüş."
       Battaniyelerle taşınan poşet içindeki cesetler ambulansa yığılırken ortalığa şiddetli bir ceset kokusu yayılıyor.
       Kaybolan işadamlarından İzzet Yıldırım'ın kardeşi Cesim Yıldırım, kendisine teşhisin burada yapılmayacağı söylendiği için olay yerini terk ederken, polisler arasında Hizbullah militanlarının verdikleri ifadeler doğrultusunda İstanbul Şile'de ve Güneydoğu'da da benzeri operasyonlar yapılacağı ve İslamcı feminist Konca Kuriş'in kısa zamanda bulunmasının olası olduğu konuşuluyor. Ancak, Hasippaşa Mevkii'ndeki evden sadece erkek cesedi çıkıyor.
       Mahalle muhtarı Turan Bekgöz'ün anlattığına göre, ev dört ay önce İETT emeklisi mal sahibinden kendilerini depremzede olarak tanıtan iki çocuklu bir karı kocaya kiralanmış.
       Vahşetin ortaya çıktığı evin karşısında oturan Ali Erdemir ve kızları Hatice Gübüroğlu, Hizbullah militanlarından kadın olanın kendilerine çaya geldiğini, perdelerini her zaman sımsıkı kapamasının nedeninin kocasının kıskançlığı olduğunu söylediğini belirtiyor. Kendilerini depremzede olarak tanıtan aile bir keresinde mahalleliye kamyonla erzak, bir keresinde de adak kurban eti dağıtmış. Mahallelinin anlattıklarına göre, zaman zaman minibüsle kalabalık grupların geldiği, zaman zaman bakkaldan 20 ekmek alınan Hizbullah'ın hücre evindeki ikinci erkek kayınbirader olarak tanıtılmış. Erkekler sabah yedide çıkıp akşama doğru eve geliyormuş. Hizbullah militanı aile Kavacık operasyonundan sonra evi terk etmiş.
       Yetkililer, ardiyedeki beton zeminin altından çıkan cesetlerin yaklaşık 15 günlük olduğunu belirtirken, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, operasyonu denetlemek için saat 13.30'da olay yerine geliyor.
       Hava kararmaya başlarken Hasippaşa Mevkii 2. Çıkmaz Sokak'ın sakinlerinin dizleri bahçeyi altüst eden dozerin sarsıntısından değil, gündelik hayatlarının iki metre altından fışkıran vahşetten titriyor.

Evden 100 kişilik liste çıktı

       Beykoz'da önceki gün baskın yapılan villadaki aramada, aralarında dolar ve markın da yer aldığı bir bölümü "sahte" yabancı para, disketler, kaçırılan işadamlarına ait belgelerle fotoğraflar ele geçirildi. Lüks döşenen villada, son teknolojiyle üretilen bir buzdolabı ve bilgisayarlar da bulundu.
       Uzmanlar evdeki bir diskete, örgütün yeni eylem listesinin yüklendiğini belirlediler. Listede, kayıp 11 işadamını da içeren yüz kişilik "kaçırılacak insan" listesi saptandı. Listede yer alanların, Kürt kesiminde etkinliği olan kişiler arasından seçildiği belirlendi.

Velioğlu vasiyetname aldı

       Evde ele geçen belgelerden, Zehra Vakfı Başkanı İzzettin Yıldırım'ın öldürülen örgüt lideri Hüseyin Velioğlu ve Cemal Tutal tarafından sorgulandığı anlaşıldı. Yıldırım'ın, sorguda "Sizin yolunuz yanlış. Beraber olmayı kabul etmiyorum" diyen Yıldırım'a vasiyetname yazdırdığı da anlaşıldı. Zorla alınan vasiyetnamede, Yıldırım'ın borçlu gösterildiği isimler sıralandı.
       Öte yandan villa operasyonuyla ilgili soruşturmayı yürüten Beykoz Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Gamzeli, olayın yasadışı örgüt bağlantılı olması nedeniyle görevsizlik kararı verdi. Bu karar üzerine dosya İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi.

Sindirmek için kaçırdılar

       Ankara'daki terör uzmanları, Hizbullah'ın İslami çevrelerde "bir numara" olmak, diğer cemaat ve tarikatlara gözdağı vermek amacıyla işadamlarını kaçırdığını belirttiler.
       Lüks hücre evindeki operasyonda sağ yakalanan iki örgüt yöneticisinin süren sorgulamaları sonucunda örgütün 2000 yılındaki stratejisi ve planları da ortaya çıkmaya başladı. Operasyonların sonucunu Milliyet'e değerlendiren polis yetkililerine göre, 1990'dan sonra Güneydoğu'da taban ve örgütlenme çalışmalarını bitiren ve "Cihad" aşamasına geçen örgüt, zayıf olduğu Batı bölgelerine geçerek yeni örgütlenme ve eylemlere yöneldi.
       Milliyet'e konuşan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, "Yoğun silah yığınağı olduğuna göre aynı anda tüm Türkiye'de eylem yapacaklardı" dedi.
       Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nün hazırladığı son Hizbullah raporunda örgütün uzak hedefleri üç ana başlık altında toplandı:
       * Halkın devlete karşı gösteriler şeklinde harekete geçmesi.
       * Milyonlarca kişiden oluşturulacak Muhammed Ordusu'nun fiili olarak devletin güçlerine karşı herekete geçmesi.
       * Devlet kurumlarının işgali ve İslam devletinin resmen ilanı.
       Operasyonun üçüncü gününde, kaçırılan isimlerin cesetlerinin bulunması örgütün yeni yapılanmasını ortaya koydu. Emniyet çevreleri, arka arkaya yapılan Hizbullah toplantılarının ardından yaptıkları değerlendirmede, örgütün İslami çevrelerde "bir numara" ve "söz sahibi olmak" amacını taşıdığına dikkat çekti.
       Güneydoğu'da başladığı silahlı eylemleri Batı bölgelerine taşıyan Hüseyin Velioğlu önderliğindeki İlim grubunun, daha önce kendi içindeki Menzil ve Vahdet gruplarını tasfiye ettiğini anımsatan emniyet çevreleri şu değerlendirmeyi yaptılar:
       "İran kaynaklı dini yapılanma içinde olan örgüt önce kendi içindeki farklı sesleri tasfiye etmeyi başardı. Velioğlu, bu sırada sık sık İran'a ve Kuzey Irak'a gitti. Bu gidişlerinde özellikle Kuzey Irak'taki İslami çevrelerin desteğini aldı. 1999'da yaptığı 'cihad' ilanının ardından 2000'de özellikle Batı bölgelerinde söz sahibi olmak istedi. Bu amaçla öncelikle İstanbul'u hedef seçti. Bunun iki nedeni vardı, hem saklanması çok kolaydı, hem de finans çevreleriyle içiçe olan İslami çevrelere mesaj vermesi kolay olacaktı."
       Velioğlu'nun altı hafta önce İstanbul'a geldiğini anımsatan bir yetkili şunları söyledi:
       "Kaçırmalar bu süreçten sonra artış gösterdi. Bu da bizi Velioğlu'na yöneltti. Çünkü, örgütteki aşırı hiyerarşik yapıda hiç kimse Velioğlu'nun emri olmadan eylem yapamaz. Hedef olarak seçilen Nur cemaatinin önde gelen isimleri İstanbul'un aktif finans çevrelerinin içinde olan insanlar. Bu durumda yapılacak hareketler hem parayla kuvvetlenen Nur cemaatine hem de diğer cemaatlere mesaj ulaştırıp sindirmekti. Örgüt kaçırma eylemleriyle bunu başarmıştır."
       Aynı yetkili, "Örgüt bunun yanı sıra kaçırdığı kişilerle Kürt gruplarına da mesaj verdi. Çünkü, bu kişiler Nur cemaatinin içinde Kürt kimliğini öne çıkartan kişilerdi ve sembol olmuşlardı. Örgüt bir taşla birkaç kuş vurmak istedi" dedi.