The Others Moral veren sözler

Moral veren sözler

16.11.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Moral veren sözler

Moral veren sözler


ABD Başkanı Clinton: Geleceği Türkiye ile beraber inşa edeceğiz. Türkiye, 21. yüzyılda belirleyici rol oynayacak


       ABD Başkanı Bill Clinton, Türkiye'nin "evrensel insan hakları vaatlerini yerine getirmek için yapması gereken daha birçok şey" olduğunu söyledi. İfade özgürlüğünün genişletilmesi başta olmak üzere, Kürt meselesinden siyasi parti kapatılmasına dek birçok konu hakkında "dostane uyarılar" yapan Clinton, mesajlarındaki eleştiri dozunu, Türkiye'nin önemini ve ABD ile stratejik ortaklığını vurgulayarak dengeledi.
       Mustafa Kemal Atatürk ve Turgut Özal'ın "vizyonunu", Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Bülent Ecevit'in de liderliğini öven Clinton, Ege ve Kıbrıs sorunlarının çözümünün de, hem Türkiye'nin, hem bölgenin istikrarı için kritik önem taşıdığına işaret etti. ABD Başkanı, Türkiye'nin 21'inci yüzyılda "belirleyici" bir rol üstlenebileceği mesajını yinelerken, "demokratik ve başarılı bir Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne (AB) kabul edileceği bir gelecek" umudundan söz etti.
       Türkiye'ye 1992'deki George Bush ziyaretinden sonra gelen ilk ABD Başkanı olan ve bir Amerikan başkanının bugüne dek yaptığı en uzun ziyareti gerçekleştiren Clinton, aynı zamanda TBMM huzurunda konuşan ilk ABD lideri oldu. Clinton'ın dün gerek meclis konuşmasında, gerek basına açıklamalarında, gerekse Demirel ve Ecevit'le görüşmesinde verdiği mesajlarda "demokrasi" vurgusu belirgin biçimde öne çıktı.
       Clinton iki ülkenin ayrı ayrı ve ortak tarihlerinden anekdotlarda süslediği konuşmasında, Türkiye ve bölgesi için bir "daha parlak bir gelecek" hayalini şöyle anlattı:
       "Refahın arttığı, çatışmaların azaldığı; hoşgörünün güçlü inancın ayrılmaz bir parçası, terorizmin ise bu güçlü inancın bozulması sayılacağı; insanların inançlarının peşinden gitmek ve kendi miraslarına sahip çıkmakta özgür olacağı; kadınların eşit saygı göreceği; milletlerin geleneklerini korumak ile dünya hayatına katılmak arasında bir çelişki algılamayacağı; ve özel olarak da, çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin olmayan ülkelerle ortak olacağı bir gelecek."
       Clinton "Beraber inşa edeceğimiz bu gelecek, Türkiye'nin kendi evinde demokrasisini derinleştirmesiyle başlayacaktır" derken, "farklı kültürlerin, fikirlerin ve inançların güç kaynağı" olarak algılanması gerektiğini ve "barışçı ifade kanallarını açık tutmanın çatışmaları engellemenin tek yolu olduğunu" söyledi.

       Demirel: Evet Türkiye’de işkence var
       Türk demokrasisinin güçlendirilmesi ve insan haklarına saygının geliştirilmesi konularını da görüştüklerini belirten Clinton, “Şimdiye kadar bu alanda yapılan çalışmaların kazandığı ivme çok etkileyici. Başta ifade özgürlüğü olmak üzere, bu alanda ilerlemenin devam etmesini umuyorum" diye konuştu.
       Bir gazetecinin Türkiye’deki işkence iddialarıyla ilgili sorusunu yanıtlayan Demirel şöyle konuştu:
       “Türkiye’de işkence yoktur demek mümkün değil. İşkence vardır. Ama işkence devlet politikası değildir. İşkence suçtur. Kim bu suçu işlemişse, kim olduğuna bakılmadan hakkında tahkibat ve cezai işlem yapılır. Ama işkencenin hiç olmaması için büyük gayret sarfediyoruz."
       Clinton da şunları söyledi:
       “İşkencenin önlenmesi için yenilenmiş ve çok açık bir kararlılığın bulunduğuna inanıyoruz. Ancak, işkence dışında kalan insan hakları alanında da önemli ilerlemeler var. Bu çerçevede Türkiye’nin doğru istikamette gittiğine inanıyoruz.

       Ecevit’le 15 dakika
       Clinton, Başbakan Bülent Ecevit’i Hilton Oteli’nde kabul ederek 15 dakika görüştü. Görüşmede, ABD - Türk Dışişleri bakanları ve üst düzey bürokratlar da hazır bulundu. 14:30’da planlanan görüşme Çankaya Köşkü’ndeki görüşmenin uzaması nedeniyle 15:15’te gerçekleştirildi. Ecevit saat 15:05’de giriş yaptığı Hilton Oteli’nde, Clinton’ı beş dakika bekledi. Görüşme, Otelin 15’nci katında Clinton için hazırlanan özel çalışma odasında gerçekleştirildi.

       ‘Merhaba asker’
       Çankaya Köşkü’ndeki karşılama töreni hem koruma, hem de katılım açısından görkemli oldu. Tören top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşlarının çalınmasıyla başladı. Clinton, Şeref Kıtası’nı, “Merhaba asker" diyerek selamladı. Törene katılanlar arasında Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli dikkat çekti. Heyetlerarası görüşmelerde, Türk tarafında, Dışişleri Bakanı İsmail Cem, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali İrtemçelik, Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Korkmaz Haktanır, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Baki İlkin ve Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Feridun Sinirlioğlu hazır bulundu. Amerikan tarafında da Dışişleri Bakanı Madelaine Albright, Ulusal Güvenlik Danışmanı Sandy Burger, Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman ve diğer yetkililer yer aldı.

       Denktaş ikna oldu
       KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM Genel Sekreterliği’nin, dolaylı görüşmeler konusunda daha önce üzerinde mutabakata varılan formata döndüğünü belirterek, üç Aralık’ta New York’ta yapılacak dolaylı görüşmelere katılacağını açıkladı.
       Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı açıklamada, “Israrımız ve Türkiye’nin güçlü desteğiyle, üzerinde daha önce mutabık kalınan orijinal duyuru metnine dönülmüştür" dedi. New York’taki BM binasının 38. katında yapılacak dolaylı görüşmeler, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın bir hafta boyunca iki toplum lideriyle ayrı bir araya gelmesiyle gerçekleşecek.
       Denktaş, BM’nin yayınladığı ilk çağrı metninde Rum kesimi lideri Glafkos Klerides’e cumhurbaşkanı diye hitab edilirken kendisine sayın Denktaş denmesi üzerine görüşmelere katılmayacağını açıklamıştı. Bunun üzerine BM, bir düzeltme metni yayınlayarak her iki liderden de ekselans diye hitab etmişti.

       TBMM’de ilk başkan
       TBMM’de parlamenterlere seslenen ilk ABD Başkanı Bill Clinton oldu. Bugüne kadar Türkiye’ye en uzun ziyarette bulunan ABD’li Devlet Başkanı olan Clinton, bunu Çankaya Köşkü’ndeki tören sırasında dile getirdi.
       TBMM’nin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle yaptığı özel oturumların dışında Genel Kurul’da bugüne kadar 14 yabancı devlet adamı konuşma yaptı.
       Meclis’in ilk yabancı konuşmacısı Türkiye’yi 1964’te ziyaret eden Federal Almanya Meclis Başkanı Gerstenmaier’di.

       Kutan: Trafikte kaldım
       FP Genel Başkanı Recai Kutan, ABD Başkanı Bill Clinton için alınan güvenlik önlemlerine tepki göstererek, “Trafikte kaldım. Sıkı önlemlerle vatandaş mağdur ediliyor. Bu ölçüde sıkı bir tedbiri anlamak mümkün değil" dedi.
       Kutan, Yargıtay Başkanı Sami Selçuk’u kabulünden sonra Clinton’ın gelişiyle ilgili soruları yanıtladı. “Yargıtay Başkanımızın randevusuna geçiktim" diyen Kutan, “Yargıtay Başkanımıza randevu verdik. Ben iki dakika geciktim ve hoş olmayan bir durum oldu. Hatta bazı arkadaşlarımız 1.5 saat yolda kaldılar ve yetişemediler" dedi.

       Kalıcı barış için önemli
       Clinton, görüşmede, ABD için çok büyük önem taşıdığını bildirdiği Türk - Yunan diyaloğundaki ilerlemeyi ele aldıklarını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesinin çok önemli olduğunu belirten Clinton, “Bu konu, bizim iki ülkeyle bağlarımızın bulunması nedeniyle, ilişkilerimize küçük bir sınırlama getiriyor" dedi. Clinton, Çankaya zirvesinde Kıbrıs görüşmelerinin, tarafları, adada kalıcı bir barış ve herkesin güvenliğinin sağlanması noktasına daha yakınlaştıracağı umudunu dile getirdiğini söyledi. Clinton, “ABD’nin Bakü - Ceyhan projesinin ticari bir gerçeklik olmasına verdiği desteği teyit ettim. Başta Cumhurbaşkanı Demirel olmak üzere, Türk liderliğine bu hedefe ulaşılmasında gösterdikleri çabalar için teşekkür ederim" diye konuştu.

       2000 yılının ülkesi Türkiye
       Türkiye’nin AB adaylığı için kişisel gayret göstereceğini belirten Clinton, bu konudaki kararlılığı ile ilgili bir soruyu yanıtlarken “tarihi" nitelikte şu ifadeleri kullandı:
       “Ben Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemeye çok kararlıyım. Bunun nedenini de anlatayım. ABD’liler de dahil, burada bulunan herkes, bu akşam eve gidip, dünyanın önümüzdeki on - yirmi yıl içinde karşı karşıya kalacağı sorunların listesini yapsaydı, bu sorunların, kültürel ve dini çeşitliliğe saygı duyan bir Avrupa’nın tam ortağı olan bir Türkiye’yle çözümünün mümkün olduğunu görürdü. Bu nedenle Türk - Yunan ilişkilerinde son dönemde yaşanan düzelmeden çok memnunum ve daha fazla ilerleme kaydedilmesini istiyorum. İki ülke de aralarındaki görüş ayrılıklarının, işbirliği yaptıklarında Avrupa bütünleşmesi açısından sağlanacak yararlarla karşılaştırıldığında çok küçük kaldığını unutmamalılar. Avrupa liderleriyle konuşmaya devam edeceğim. Bu nedenle her fırsatı kullanıyorum. Önümüzde duran temel dört - beş konudan biri Türkiye’nin Avrupa’ ın tam ortağı olup olmadığıdır.

       İstikrarın kilidisiniz
       Clinton bölünmemiş, barış içinde demokratik bir Avrupa yaratmak için 20. yüzyılın sonunda AGİT zirvesinin Türkiye’de toplanmasının çok uygun olduğunu belirterek, “Çünkü, Türkiye, bu vizyonu gerçekleştirmenin önünde duran güçlükleri aşabilmenin kilitidir" dedi. Clinton, bu güçlüklerin arasında, Rusya’nın Avrupa’yla bütünleştirilmesi, Balkanların istikrara kavuşması,
       Ege ve Kıbrıs’ta gerçek barışın sağlanması ve Batıyla İslam dünyasının birbirine bağlanmasını saydı.
       Demirel de ikili ve bölgesel konularda iki stratejik ortak olarak görüş alışverişinde bulunduklarını belirtirken, “stratejik ortaklığımızın ortak ilgi ve eylem alanlarını gözden geçirdik" dedi.

       Her zaman yanınızdayız
       Clinton karşılama töreninde yaptığı konuşmada da, Türkiye’yi uzun bir süredir ziyaret etmek istediğini söyledi. Konuşmasında depremin yol açtığı felakete değinen Clinton, “Ben Amerikan halkı adına, tekrar sizlere en güzel dileklerimi, geçmiş olsun dileklerimi ve üzüntülerinizi paylaştığımızı taziyelerimle birlikte belirtmek istiyorum" dedi. Clinton şöyle devam etti:
       “ABD, Türkiye’nin iyi ve kötü günlerinde her zaman yanında olmaktan gurur duymaktadır. Tehlike ne olursa olsun, ister terörizm, ister ihtilaf, ister tabii felaket olsun, biz sizin yanınızda olacağız. Bizler gelecek için birlikte çalışacağız, Türkiye’nin ABD’nin müttefiki olmaya devam etmesini istiyoruz. Bosna ve Kosova’daki birlikteliğimiz için de teşekkür etmek istiyorum. Zor ve kolay zamanlarda ve özellikle acıların yanında mutlulukta da birlikte olduğumuz için teşekkür etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı size söz veriyorum ki, sizinle birlikte çalışacağım. Tek bir Avrupa için ki bunun içinde Türkiye de var, verdiğim sözü tutmaya çalışacağım. Türkiye ile ABD arasındaki ortaklık ve ilişkinin bu fırsatı yaratacağına inanıyorum.