The Others ORGAN BAĞIŞINA ‘toplu seks’ fotoğrafı

ORGAN BAĞIŞINA ‘toplu seks’ fotoğrafı

12.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

ABD Bulaşıcı Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin, ‘Yılda iki farklı seks partneri olanlardan organ bağışı kabul edilemeyeceği’ uyarısının Milliyet Cadde’de veriliş şekli eleştirildi

ORGAN BAĞIŞINA ‘toplu seks’ fotoğrafı

Milliyet Cadde’de yer alan “Organ Bağışına Partner Ayarı” Okur Temsilcisi’nin bu haftaki gündeminde öne çıkan haberlerin başında geliyor. 7 Aralık 2011 tarihli haber şöyleydi:
“ABD Bulaşıcı Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin uyarısı yeni bir tartışma başlattı. Kurum, yılda iki farklı seks partneri olanlardan organ bağışı kabul edilmemesini istiyor. Merkezden yapılan açıklamada, son 12 ay içinde tek eşli olmayan canlı veya ölü bağışçının HIV’in yanı sıra, hepatit B ve C virüslerini bulaştırma riski taşıdığı vurgulandı. Ancak bu öneriye pek çok doktor, potansiyel bağışçıların eleneceği gerekçesiyle karşı çıkıyor. Vırgınıa Üniversitesi’nden Dr. Harry Dorn-Arias, ‘Bu durumda hiçbir üniversite öğrencisinden organ bağışı kabul edemeyiz’ dedi.”
Haberde toplu seks yapan bir grup fotoğrafına yer verilmiş?
Çok sayıda okurumuz habere tepki gösterdi. Emine Bulut’un eleştirisi benzer tepkileri yansıtıyor: “Bugün ciddi salgınlar görülmemesine karşın enfeksiyon yani bulaşıcı hastalıklarının üçüncü dünya ülkeleri arasında birinci, gelişmiş ülkelerde ise kalp-damar hastalıklarının ardından ikinci sıradaki yerini koruduğunu biliyoruz. Yani organ naklinde bulaşıcı hastalık meselesi önemlidir. Böbrek gibi sayısız organ bağışına ihtiyacı olan hastaları böylesine ilgilendiren bir haberi sağlık sayfalarında kullanmayıp, ancak pornografik dergilerde görülecek bir fotoğrafla ekte magazin haberiymiş gibi verilmesini kınıyorum.
Haberde sözü edilen HIV’in yanı sıra, hepatit B ve C virüslerini bulaştırma riski sadece cinsel ilişkiyle mi ortaya çıkıyor? Kurumun yılda iki farklı insanla seks yapılmasından kastı ve uyarısı böyle toplu seks yapan bir fotoğrafla mı anlatılır? Organ nakli bekleyen binlerce hatta milyonlarca insanı ilgilendiren bir sağlık haberini böyle gelişigüzel ve son derece bayağı bir fotoğrafla vermeniz okura saygısızlıktır.”


OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ

Sağlık sorunlarını magazinleştirmek medyada genel bir eğilim. ABD kaynaklı uyarı ‘organ nakli’ konusunda risk içeren cinsel ilişki biçimlerine göre HİV, hepatit B ve C virüslerinin bulaşma olasılığından söz ediyor. Bu ciddiyeti haberi gazetenin eklerine koyabilmek için ‘seks fantezisi’ haline dönüştürmek mi gerekiyor. Elbette hayır. Gazete bilimsel araştırmayı bir ‘sağlık haberi’ olarak da görebilirdi. Türkiye Gazeteciler Derneği, TÜBİTAK Sağlık Bilimleri Araştırma Grubu, Türk Tabipleri Birliği, Eğitim ve Sağlık Muhabirleri Derneği (ESAM) “sağlık haberciliği” alanında önemli sorunlar yaşandığını belirterek ortak metin kaleme almış ve sağlık haberciliğinde uzmanlaşmanın desteklenmesi, haberlerin sorumluluğunu sağlık habercilerinin taşıması gerektiğini belirtmişti.
Sağlık habercileri için bilimsel danışma havuzunun oluşturulmasının önemine de değinilen metinde Avrupa’daki gibi sağlık muhabirliğinin iletişim fakültelerinde ayrı bir ders olarak kabul edilmesinin gerekliliği üzerinde de durulmuştu.
Okurumuzun eleştirisi yerinde. Organ nakli bekleyen binlerce insanın umudunu ‘toplu seks’ fotoğrafıyla magazinleştirmek Milliyet’e yakışmamış!.



VATAN YAHUT MİLLİYET

7 yıl önce tatil için gittiği İğneada’da kaybolan İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik bölümü öğrencisi Tolga Baykal Ceylan’ın hikâyesi Başbakan Erdoğan’ın kayıp yakını ailelerle buluşmasında yeniden gündeme gelmişti. Başbakan’ın talimatıyla kayıp gencin dosyası tekrar açılırken, TBMM Araştırma Komisyonu kurulmuş, emniyet ve Jandarma teşkilatı da çalışmalara başlamıştı. Yurtdışına kaçtığı ve cinayete kurban gittiği iddia edilen Ceylan’ın izine rastlandığı yönünde gelişmeler olduğu iddialarını Vatan gazetesi Muhabiri Çağdaş Ulus, Tolga Baykal Ceylan’ın annesiyle konuşarak haber yaptı. Çağdaş’ın haberi Milliyet.com.tr’de imzasıyla yayımlandı.
Anne Kadriye Ceylan, Milliyet Okur Temsilcisi’ne gönderdiği yazıda şöyle diyor:
“4 Aralık 2011 tarihinde beni arayan bir muhabir kendisini önce Demirören Grubu’ndan Çağdaş olarak tanıttı. Grubun gazetelerini sorunca da Milliyet Vatan dedi. Daha önce kaybedilen oğlum ve benim hakkımda yapılmış bir haberden dolayı Vatan gazetesine kırgınlığımı belirterek görüşmek istemedim. Ancak, Çağdaş Ulus Vatan’da çalışmadığını Milliyet’te çalıştığını beyan ederek beni yanılttı. Milliyet gazetesinden olduğunu beyan ettiği için onunla görüştüm. Ayrıca ben kendisine DNA sonucu gelmeden bir şey söylemek istemiyorum, kesin sonuç alınmadan haber yapılmasını da istemiyorum dediğimde, ‘Ben zaten biliyorum, haber yapmak için değil, doğru olup olmadığını sizden öğrenmek istiyorum, bu yüzden aradım’ dedi. Bu yaptığını etik bulmadığımı kendisine de söyledim. Haberin Milliyet gazetesinde yer alıp almadığını bilmiyorum. Ancak Vatan’daki bu haberden sonra yüzlerce arayan oldu. Bu haberin veriliş biçimi de yanlıştır Ben kendisine bulunan şahıs yaralı da demedim. Kişinin bedeninde derin işkence izleri vardı dedim. Bütün sırt ve göğüs bölgesi, kollar, kafatası işkence izleriyle dolu.
Ayrıca akli dengesi yerinde değil ibaresi de çok çirkin kullanılmış. Kişinin aklı var hafızası yok. Yani geçmişini hatırlamıyor. Ama yakın geçmişi hatırlıyor. İsimlerimizi aklında tutuyor. Pratik çözümler de yaratabiliyor. Yeni şeyler de öğrenebiliyor. Tehlikeli ve saldırgan değil. Kendisinden istenilene uyum sağlıyor. Açıkçası güvenli bir ortama ve insanlara ihtiyacı var. Bu ortam sağlandığında sanırım zamanla her şeyi hatırlayacak. O benim oğlum değilse bile ona sahip çıkacağız. Bilhassa ben sahip çıkacağım. Bunu da belirtmek isterim. Sonuç olarak o kişi kim olursa olsun, bir insan bu şekilde deşifre edilmez.”

Haberin Devamı




OMBUDSMAN’IN GÖRÜŞÜ

Habere Milliyet com.tr’de Vatan muhabiri Çağdaş Ulus imzasıyla yer verilmiş. Vatan gazetesi muhabirinden bilgi istedik. Çağdaş Ulus, görüşmeyi doğruladı. Ancak, kayıt altına almadığını belirterek söz konusu iddiayı yalanladı. Çağdaş Ulus “Gazetede bu görüşmeye şahit insanlar var. Kadriye hanım Demirören Grubu’nun gazetelerini sorunca Milliyet ve Vatan dedim ama kesinlikle ‘Milliyet’ten arıyorum’ demedim” diyor.
Aynı grubun gazeteleri de olsalar Milliyet ve Vatan’ın farklı kimlikleri, çizgileri ve yayın politikaları var. Kadroları da farklıdır. Dolayısıyla abone oldukları ajanslar dışında aynı haber havuzundan çalışmazlar. Çağdaş Ulus’un Vatan’da çıkan haberini Milliyet com.tr’de kaynak gösterek kullanmış. Bu tür alıntılar elbette yapılabilir ancak muhabirlerin haber kaynaklarıyla konuşurken kendilerini açık biçimde tanıtmaları gerekir.
Kayıp bir gencin haberinde muhabir arkadaşımızın bir kastı ve ard niyeti olduğunu düşünmüyoruz. Habercilik heyecanı ağır basmış olabilir ama yine de ‘habere giden yolda herşey mubahtır’ yargısını konuştuğumuz kişilerde oluşturmaktan kaçınmalıyız. Kaldı ki burada haberin tarafı kayıp oğlunu arayan acılı bir annedir. Umarız Tolga Baykal Ceylan bulunur, ailesinin ızdırabı sona erir. Kadriye Ceylan’ın bulunan kişiyle ilgili ‘O benim oğlum değilse bile ona sahip çıkacağız’ sözleri de büyük bir insanlık örneğidir.


ORHAN PAMUK’UN SEVGİLİSİ


Tarumar Minibaş adlı okurumuz ‘İşte Orhan Pamuk’un yeni sevgilisi’ haberine takılmış:
“Haberde ‘New York’ta Orhan Pamuk’la görüntülenen Karolin Fişekçi marjinal tuval, fotoğraf ve video çalışmalarıyla dikkat çekiyor...’ diyerek Fişekçi’yi bize uzun uzun tanıtıyorsunuz. İyi güzel de Orhan Pamuk’un eski sevgilisini biliyor muyuz ki ‘işte yeni sevgilisi diyorsunuz’, eskisi kim?
Ayrıca bir yazarın sevgilisi olmak haber değeri taşır mı? Niçin taşır? Bunu anlamakta zorluk çektim. Evet, doğrudur, dünyaca ünlü sanatçıların, yazarların özel hayatı da çoğu kez biz okurların ilgi alanına girer ama eski sevgili kimdi, yazının içerisinde bu belirtilmemiş, hatırlatılabilinirdi.”
Meraklı okurlarımızın bilgisine: Pamuk’un, Hintli yazar sevgilisinin adı Kiran Desai idi.