The Others Orta Avrupa AB yolunda Türkiye'yi nasıl geçti?

Orta Avrupa AB yolunda Türkiye'yi nasıl geçti?

02.11.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Orta Avrupa AB yolunda Türkiye'yi nasıl geçti?

Orta Avrupa AB yolunda Türkiyeyi nasıl geçti

Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya, doğuya doğru genişlemelerinin ilk halkasında NATO ve Avrupa Birliği'ne katılmaları gündemde olan üç Orta Avrupa ülkesi. NATO geçen temmuzdaki Madrid zirvesinde söz konusu üç ülkeyi örgüte üye olmaya çağırdı. AB Komisyonu yine geçen temmuzda yayımlanan "Agenda - Gündem 2000" başlıklı raporunda (Slovenya ve Estonya yanı sıra) bu üç ülkeyle önümüzdeki yıl üyelik görüşmelerine başlanmasını önerdi. Bu üç ülkenin yüzyılın sonuna kadar NATO'ya; yüzyılın ilk birkaç yılı içinde de AB'ye üye olmaları bekleniyor.
Söz konusu üç ülke, komünist rejimlerin yıkıldığı 1989 Devrimi'nden sonra Atlantik - Avrupa ittifakı ve bütünleşmesi içinde yer almak için büyük bir siyasi ve ekonomik reform hareketi içine girdi. Son 8 yıl içinde totaliter tek - parti yönetiminden liberal demokrasiye; devlet mülkiyeti ve plana dayalı komuta ekonomisinden, özel mülkiyete ve serbest rekabete dayalı piyasa ekonomisine geçti. Bu büyük dönüşümü nasıl başardılar? Bu dönüşümün aksayan yönleri neler? 20. yüzyılın son yıllarında dünya politikasının en ilginç sorularından birinin bu olduğuna kuşku yok.
Öte yandan Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'nın geçirmekte olduğu dönüşümün Türkiye açısından özellikle ilginç bir yönü var: Nasıl oldu da daha dün denebilecek kadar yakın bir geçmişte komünist düzen içinde olan bu ülkeler, AB üyeliği için yarışta (1964'te AB ile Ortaklık Antlaşması imzalayan, 1987'de tam üyelik için başvuran) Türkiye'nin önüne geçti?
AB, birliğe tam üye olacak ülkelerin (AB'nin 1993 Kopenhag zirvesinde kabul edildiği için) "Kopenhag kriterleri" olarak anılan koşulları yerine getirmelerini şart koşuyor. "Kopenhag kriterler" şunlar:
* Demokrasiyi, hukuk devletini, insan haklarını, azınlıklara saygıyı ve korunmalarını güven altına alan kurumların istikrar kazanmış olması;
* İşleyen bir piyasa ekonomisinin yanı sıra AB içindeki rekabetle ve piyasa güçleriyle başa çıkabilme yeteneğinin varlığı;
* Siyasi, ekonomik ve parasal birlik hedeflerine bağlılık dahil AB üyeliğinin getirdiği yükümlülükleri üstlenme yeteneği.
Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya, Türkiye'den de yerine getirmesi istenen "Kopenhag kriterleri"ni gerçekleştirmek için ne yaptılar; ne yapıyorlar? AB bu ülkeleri üyeliğe hazırlamak için ne yapıyor; nasıl bir destek sağlıyor?
AB'ye üyeliğin en yakınındaki bu ülkeler, Kopenhag kriterlerini yerine getirme açısından Türkiye'ye nazaran neredeler? Bu ülkelerin tecrübelerinden Türkiye için çıkarılabilecek dersler ve sonuçlar var mı?
Üç ülkedeki gelişmeleri bizim açımızdan özellikle ilginç kılan başka bir açı da, bu ülkelerin NATO üyeliğinin gündemde olması. Türkiye hükümeti (Tansu Çiller'in dışişleri bakanlığı sırasında ortaya atılan) "NATO kartı"nı oynamaktan, yani kendisi AB üyeliğine alınmadığı takdirde NATO genişlemesini veto etmekten vazgeçti. Ancak söz konusu üç ülkenin NATO üyeliklerinin gerçekleşmesi, öteki 15 NATO üyesinin parlamentolarının yanı sıra TBMM'nin de onayına bağlı. O nedenle bu ülkelerin NATO üyeliğiyle ilgili hazırlıkları da bizi yakından ilgilendiriyor.
Bütün bu soruları yerinde araştırmak üzere 15 - 26 Ekim arasında üç ülkenin başkentleri Budapeşte, Prag ve Varşova'ya 3 - 4 günlük ziyaretlerde bulundum. Her üç başkentte AB üyeliği için hazırlıklardan sorumlu en üst düzey yetkililer ile politikacılar, işadamları, akademisyenler ve basın mensuplarını kapsayan çok sayıda kişiyle görüştüm.
Her üç ülkenin Ankara'daki büyükelçilikleri bu temasların kurulmasına yardımcı oldular. Kendilerine gösterdikleri yakınlık ve verdikleri destek için teşekkür borçluyum. Tabii her üç başkentte AB Komisyonu'nun temsilcileri ve uzmanları ile de konuştum. Ve bu ülkelerle ilgili başta AB Komisyonu tarafından hazırlanan raporlar olmak üzere bir hayli okudum.
Yarın "Entellektüel Bakış" sayfasında başlayacak dizide edindiğim bilgileri ve gözlemlerimi Milliyet okurlarının dikkatine getireceğim.

Yazarlar