The Others Özal'ın Kürt planı

Özal'ın Kürt planı

19.06.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Özal'ın Kürt planı

Özalın Kürt planı


Bakanlar Kurulu'nda Kürtçe'nin serbest bırakılması tasarısını dile getirince, Bakan Çiçek'in "Herkes Türk'tür, bu tasarıya karşıyım" tepkisiyle karşılaşıyordu. Ancak Özal'ın yanıtı gecikmiyordu:
"Hanginiz Orta Asya'dan geldik diyebilirsiniz? Hanginizin gözü çekik?"



22 Şubat 1991 günü, Cumhurbaşkanı Özal'ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nda Kürtçe'nin serbest bırakılıp bırakılmayacağı ele alınıyor. Bakanların "psikolojik terapi seansı" adını verdikleri toplantıda Özal, "yoğun televizyon yayınlarının Kürtçe'yi unutturacağı garantisini" veriyor. Cumhurbaşkanı, "Herkes Türk'tür" gerekçesiyle tasarıya karşı çıkan Cemil Çiçek'e bakarak, "Şuraya bakın, hepinizin yüzü başka başka. Hanginiz, Orta Asya'dan geldik diyebilirsiniz? Hanginizin gözü çekik?" diye soruyor. Özal şöyle konuşuyor:
"Kürtçe'yi serbest bırakmaktan korkmamak lazım. Zaten konuşuluyor. Televizyonun etkisini de unutmayın. Çok büyük baskı yapıyor. Kürtçe bir süre sonra unutulur. Zaten onlar da kendi aralarında şive farkından dolayı bir dille anlaşamıyorlar. Türkçeyi kullanıyorlar. Abdullah Öcalan bile propagandasını şive farkı yüzünden Türkçe yapıyor."
***
Özal, "Kürtçe dil değildir" diyerek karşı çıkanlara, "Canım her neyse önemli olan yasağın kalkması. Siz de (tasarıya) `dil ve lehçeler yazın' olsun bitsin" biçiminde tavır koyuyor.
Özal, çocukların okullarda Türkçe okuyup yazacaklarını da sözlerine ilave ediyor. TV yayınlarının bölgede çok fazla izlendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, sözlerini şöyle tamamlıyor:
"Yeni yetişenlerin hepsi Türkçe konuşuyor. Bir süre sonra Kürtçe unutulur. Zaten Kürtlerin hepsi de tek bir lisanla birbirleriyle anlaşamıyorlar. Zaza'sı var, Gırman'ı var."
Yükselen tansiyonda Kürtçe konuşma ve yayın konusunda karara varılamıyor. Ama halka moral verilmesi için Devlet Bakanı Mustafa Taşar, Sağlık Bakanı Halil Şıvgın'la İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun Güneydoğu'da bu konuda gözlemlerde bulunmaları kararı veriliyor.
***
Kanser teşhisiyle prostat ameliyatı için ABD'nin Houston kentinde bulunan Cumhurbaşkanı Turgut Özal adına eşi Semra Özal, gazeteci Mete Akyol'u arıyor. Semra Özal, "Turgut Bey, Yaşar Kemal'in telefon numaralarını ve faksını istiyor" diyor. Mete Akyol da Semra Özal'a, "Yaşar Kemal'in faksı yok. Telefonunu bilmiyorum. Ama evini biliyorum" yanıtını veriyor.
Bunun üzerine Semra Özal, "Turgut Bey, Yaşar Kemal'in Kürt sorunu hakkındaki düşüncelerini kaleme almasını istiyor. Yaşar Kemal'in görüşlerini alarak bize ulaştır" diyor.
...
Ertesi gün Yaşar Kemal'den raporu alan Mete Akyol, Özal'ın bir bayan danışmanına gidip, "Bu raporu Semra Hanım bekliyor, çok acele ABD'deki Methodist Hastanesi'ne Semra Hanım'a gönderin" diyor. Ancak hastanenin faks numaraları bulunamadığı için, rapor önce Washington Büyükelçiliği'mize gidiyor, oradan da Özal'a ulaştırılıyor.
Yaşar Kemal, raporu, kendi el yazısıyla kaleme aldığı bir sunuşla takdim ediyor. Yaşar Kemal, "Sayın Başkan" ifadesiyle başlayan 30.4.1992 tarihli yazısında şöyle diyor:
"... Bu kadar yalın bir sorunu böylesine karmaşık, içinden çıkılmaz gibi gösteren bir duruma, tutuma üzülüyorum. Sanırım ki, benim düşüncelerim de temelde sizinkine uyuyor.
Size yazımı, yeniden temize çekemeden, düzeltilerle gönderdiğim için üzülüyorum. Cumartesi'nden önce elinize yetişebilmesi için acele ettim. Size bütün yüreğimle sağlık diliyorum. Saygılarımı sunarım."
Yaşar Kemal bu sunuşun altına, "Semra Hanım'a saygılarımı söylerseniz sevinirim" notunu da ekliyor.

Evren: Demirel Köşk'e Özal konuta

Evren, Başbakan'a "Anayasa'nın geçici 4. maddesini değiştirebilmek için 175. maddenin ne şekilde değiştirilmesini düşünüyorsun?" diye soruyor. Özal görüşlerini uzun uzun anlatıyor ve anayasanın Meclis'te salt çoğunlukla değiştirilmesi, daha sonra da halkoyuna gidilmesi gerektiğini öneriyor.
İhtilal lideri, bu öneriye karşı çıkıyor, "Bazı önemli olmayan yasalar için söylediğiniz belki uygulanabilir. Ancak her yasa da böyle bir yol izlenmesi tehlikeli olabilir. O takdirde yasa yapımı ile Anayasa yapımı arasında hiç fark kalmaz" yanıtını veriyor.
Özal bunun üzerine bir başka anayasa maddesine geçiyor. Anayasanın 101. maddesindeki "Bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez" hükmünün kaldırılmasını teklif ediyor. Kenan Paşa buna karşı şöyle konuşuyor:
"Anayasa taslağında böyle bir hüküm yoktu. O hükmü ben koydum. Bir kere, ikinci defa Cumhurbaşkanlığı'na meclis tarafından seçileceksem bir şey söyleyeyim. Acele etme daha iki buçuk, üç senem var. Benden sonra siz en iyisi Demirel'i cumhurbaşkanı yaparsınız, sen de başbakan olursun, geçinir gidersiniz."

Evren boş bulundu

Özal, hükümeti kurma görevi almak için çıktığı Köşk'te, Semra Özal'ın önerisi üzerine kendisine doğru çekip öptüğü Kenan Evren'i şaşırtmıştı. Evren'in boş bulunmasından faydalanan Özal, Cumhurbaşkanını öpen ilk başbakan adayı oluyordu. Evren başbaşa görüşmelerde, Özal'dan Köşk'teki görev süresinin uzatılması önerisini de duyacaktı. (Mustafa İstemi)


Yazarlar