The Others Sabah'ta Çandar krizi

Sabah'ta Çandar krizi

05.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sabah'ta Çandar krizi

Sabahta Çandar krizi


Yazısı TSK'ya hakaret içerdiği için yayınlanmayan Cengiz Çandar, gazetesine dava açacağını bildirdi


       Genelkurmay Başkanlığı'nın varlığını kabul ettiği ve "Şemdin Sakık'ın ifadelerine dayanılarak bazı gazetecilerin suçlanmasının" önerildiği "andıç" adlı belge, Cengiz Çandar'la gazetesi Sabah'ı karşı karşıya getirdi.
       Etibank'a el konulmasıyla sarsılan Sabah, Genelkurmay belgesi nedeniyle eşi görülmemiş bir tartışmaya da girdi. Sabah'ın dünkü sayısında Çandar'ın yazısı yerine konulan açıklamada, Çandar'ın yazısının "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hakaret de içerdiği ve revize edilmesi istendiği" belirtilerek şöyle denildi:
       "...Ancak, Çandar 'Ben yazımı çekmiyorum, isterseniz yayınlamayın' cevabını vermiştir. Çandar bununla da kalmayıp şu ilaveyi de yapmıştır: 'Eğer bu yazım Sabah'ta yayınlanmazsa sağda - solda, içerde - dışardaki yayın organlarında yayınlanacak. Hem de Sabah'ı suçlayan ifadelerle.' Yazı İşleri Müdürü'nün 'Ama bu şantaj değil mi?' uyarısına da, 'Nasıl algılarsanız öyle değerlendirin' cevabını vermiştir. Aynı konuya değinen yazarımız Mehmet Altan'ın yazısı ise suç unsuru içermediğinden aynen yayınlanmıştır."

       Olay nasıl gelişti?
       Yeni Şafak Gazetesi, "Genelkurmay İstihbarat Dairesi'nin, muhalif görülen kişilere iftira atılmasını öneren bir eylem planı hazırladığı" iddiasını içeren bir haber yayınladı. Habere göre, Nisan 1998'de hazırlanan planda bazı işadamları, politikacılar, insan hakları derneği yöneticileri ve köşe yazarlarının "PKK yanlısı" diye tanıtımı önerildi. Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in bu öneriyi onayladığı haberde vurgulandı.
       Çok sayıda gazeteci, kendilerine de gönderilen belgenin sahte olduğunu düşündü. Ancak Yeni Şafak yazarı Nazlı Ilıcak, köşesinde yer verdiği belgenin gerçek olup olmadığını sordu. Ilıcak, FP İstanbul Milletvekili olarak sorusunu Başbakan Bülent Ecevit'in yanıtlaması için verdiği önergeyle Meclis gündemine getirdi.

       Genelkurmay: Belge gerçek
       Ilıcak'ın soru önergesi üzerine Genelkurmay Genel Sekreterliği perşembe günü, belgenin varlığı, "terörle mücadelede elde edilen analiz ve istihbarata dayalı taslak çalışmalardan biri" olarak kabul edildi. Bu taslakların, istihbaratın teyidine göre uygulama planlarına dönüştürüldüğü belirtilen ve adı anılmadan Ilıcak'a tepki gösterilen açıklamada şöyle denildi:
       "Dokümanın başında 'Andıç' kelimesi yer almaktadır. Andıç, karargah içi çalışmalarda kullanılan bir emir ve uygulama dokümanından ziyade, karargah içi ve dışı bilgilendirme faaliyetini öngören bir format durumundadır."

       Çevik Bir'e eleştiri
       Planda adı geçen Sabah yazarı Cengiz Çandar, pazartesi günü Radikal'de yayımlanan söyleşisinde "İftiracı paşaları biliyorum" diyerek şunları söyledi:
       "1998 Nisan'ında 'PKK yandaşları ve PKK'dan para alıyorlar' iftirası atıldı. O dönem bunun psikolojik savaş yöntemi olduğunu anlamıştım. Onu izleyen günlerde 'Sakık, ifadesinde bazı işadamlarıyla, gazetecilerin ismini verdi' haberleri çıktı. Bu işi yapan cunta grubuydu... 'Kaynağı belli olmayan şeyleri nasıl yayımlarız' dediğimde 'Mecburuz yayınlamaya. Çevik Paşa'dan geliyor. Erol Özkasnak'dan geliyor' deniyordu..."
       Çandar, dün ağır bir dille eleştirdiği Sabah yönetimi için, aynı söyleşide, "Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu beni kurtarmak için uğraştı. Benim zarar görmemem için yazılarım çok ciddi kontrol altına alınmıştı" demişti.

       Dava açmaya hazırlanıyor
       Çandar, yazısını yayımlamayan Sabah için dün internette yayın yapan "Dördüncü Kuvvet Medya"ya yaptığı açıklamada, dava açmayı düşündüğünü belirterek şunları söyledi:
       "Dünya basın tarihinde bir yazarın kendi gazetesi tarafından kendi sütununda yalan bir açıklama ile sansürlenmesi herhalde ilk defa benim başıma geliyor. İstifa etmedim, etmeyeceğim. Gerisi onlara kalmış."

       İşte olay yazıdan bölümler
       Çandar'ın yayımlanmayan "Suç itirafı" başlıklı yazısından bölümler:

       "Çevik Bir, "Açıklama güzel.." diyerek sevincini gizlemedi. Biz kendisine sevince kapılmakta acele etmemesini tavsiye ediyoruz. Genelkurmay açıklamasıyla, asıl ortaya çıkan, "bir "ahlaksız tertip" ve "en önemlisi bir "hukuksuzluk" tur. Bu ülkede "hukuk devleti" uygulaması egemen, "hukukun üstünlüğü" söz konusu olduğu vakit, Çevik Bir'in sevinci "üzüntü"ye dönüşebilir. Şili'nin yıllarca devlet başkanlığı yapmış olan General Pinochet'in başına gelenleri bir hatırlasın. Yunan cuntacı albay ve generallerin şimdi nerelerde olduğunu araştırsın.
       ...Ancak, hiç bir yasa, Silahlı Kuvvetler'e 'Andıç' adı altında düzmece itham ve iftilarlarla dolu taslak hazırlama ve ulusun fertlerine karşı bunu kullanma yetkisini vermiyor.


Yazarlar