The Others SAĞI SAĞDAN DAHA İYİ BİLEN SOLCULAR

SAĞI SAĞDAN DAHA İYİ BİLEN SOLCULAR

09.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Seçimin gazeteci yıldızları

SAĞI SAĞDAN DAHA İYİ BİLEN SOLCULAR

  • Kemal Can: Türk sağının içinde en az bilinen konu milliyetçilik konusu. Milliyetçiliğin içinde de MHP meselesi var. Sol kamuoyu açısından bakıldığında da '70'lerin sıcak olaylarına rağmen bu konular yeterince incelenemedi. Bu kadar çok kanın, gürültünün, kavganın olduğu bir konuda çok az şey biliniyor.
  • Tanıl Bora: Sağla başetmek için onları onlardan daha iyi bilmeliyiz. Biz şifre çözmüyoruz. Yapmaya çalıştığımız anlamak, anlamlandırmaya çalışmak ve tartışma zemini oluşturabilmek. Kapalı, görünmeyen, perde arkasını çözen, açıklarını yakalayan kriminal bir gazetecilik anlayışıyla bakmıyoruz.
  • K.C.: Görüşmeler ve temaslardan çok yayınlar, kitaplar yani tarihe geçmiş, kayda düşmüş kaynaklara ağırlık verdik.
  • T.B.: Biz ilişkilerle onların iç dünyasına girmekten çok soğukkanlı bir analiz yapmayı doğru bulduk.
  • K.C.: Camia içinde "Bizim hakkımızda kitap yazan adamlar" diye tanınıyorduk. Tanıl Bora ve Kemal Can arıyor dendiğinde kim bunlar gibi bir soru akıllarına gelmiyor.
  • T.B.: Bazı ülkücüler kendilerinden olmayan hatta karşı cenahtan birilerinin kendileri hakkında ciddi bir çalışma yapmasından etkileniyorlar. Bunu belli bir kuşku ve endişeyle karşılayanlar da oluyor.
  • K.C.: Devlet Bahçeli'den bizim yazdıklarımızı dikkatle takip ettiğini duydum. Bizim bile elimizde bulunmayan kaynakları taramışsınız dedi.
  • T.B.: Tarafsızlıkla objektiflik aynı şey değildir. Biz tarafsız değiliz, fakat objektif olduğumuzu düşünüyoruz.
  • K.C.: Kendileri açısından çok tutarlı ve haklı olduklarını düşündüğümüz örnekler var. Yaptıkları ve söyledikleriyle haklılar ve desteklenmeleri gerekir diye hiç bakmadık.
  • T.B.: Sokaktaki ortalama MHP'li her şeyi yapma hakkını kendinde gören, kendinden başkasını hak sahibi yapmayan, kıyıcı bir tipolojide. Dolayısıyla haklılık payları var diyemeyeceğim. Hangi saiklerle, dürtülerle, neye kızarak bu zihniyet kalıplarına yöneliyorlar, işte bizi ilgilendiren bu.
  • K.C.: Marks'ın söylediği gibi, insani olan hiçbir şey bize uzak olamaz. Bu varoluşumuz gereğidir ve gizlemeyi asla düşünmeyiz.
  • T.B.: 12 Eylül'den sonra içe dönük ülkücü bir hapishane edebiyatı vardı ve biz bunlara başvurmuştuk. Şu anda daha ziyade müzik alanında ajitatif eserleri var. Zaman zaman içerden anlamak adına bunlardan yararlandık. Bunca yıldır çalışmalarımızın en yüzeydeki tekrarlarını defalarca yapmak durumunda kaldık. Konu ile ilgili bir faaliyet olsun diye yapılan bir kısırlık, tembellik, girişimsizlik olduğunu düşünüyorum.
  • K.C.: Bizim özellikle sol kamuoyu için yaptığımız "Devlet Ocak Dergah" kitabının sağ kamuoyu tarafından daha fazla tüketildiğini söyleyebilirim.
  • T.B.: Yayınlanan eleştiri yazıları daha ziyade sağ basından geldi. Soldan ise kapsamlı bir değerlendirme yapılmadı.
  • K.C.: Kimisi daha içerden ve derinden bir bakış için vakti olmadığını söylüyor. Oysa bu bir vakit sorunundan ziyade bir yaşam sorunu olarak ele alınmalı.
  • T.B.: MHP uzmanlığı lafı çok saçma geliyor. TV'lerde demeç makinesi olmamak için uğraşıyorum. MHP uzmanı lazımsa herkes olsun, ellerine sertifikalarını alsınlar. Ben bu dünyaya MHP uzmanı olmak için gelmedim. Ömrüm oldukça kamu yararı adına bu çalışmayı sürdüreceğim.
    'Şeriatçı olduğum söyleniyor'
    İslami hareket üzerine çalışmalarıyla tanınan Ruşen Çakır da sol görüşlü bir gazeteci. Eserlerine sağ kesimin daha fazla ilgi gösterdiğini söylüyor.
  • Uzun zamandır İslamcı yayınları okumayı bıraktım. Günlük aktüel gelişmeleri takip ediyorum. Ara sıra İslami dergileri okurum, Kanal 7 haberlerine bakarım.
  • Gazeteci olarak Refah ya da Fazilet Partisi haberlerini izliyorum. Çoğunlukla Anadolu'daki alt ve orta düzeydeki yöneticilerle temasım oluyor. Bu, kökleri Anadolu'da ve alt ve orta sınıflarda olan bir hareket.
  • Yurtdışında da İslamcılık üzerine çalışıp İslamcı yazarlarla görüşüyorum.
  • Eskiden Fetullah Hoca'nın eserlerini satır satır okurdum. Çıkardıkları bütün dergileri hatmettim.
  • İslamcıları anlamaya çalıştığım için onları savunduğum sanılıyor. Beni yolda gören arkadaşlarım, "Senin için şeriatçı oldu diyorlar, öyle mi?" diye bana soruyorlar.
  • Tanıl, Kemal ve benim gibi solcu olup sağ üzerine çalışanlar hep böyle eleştirildi. Bizim bilgilerimizden yararlanılıyor ama yorumumuzdan hayır, çünkü biz bilmiyoruz ve de döneğiz.
  • Bir nakşibendi sosyalist olabilir dediğim için her iki taraftan da eleştiri aldım. Böyle dediğim için küfür yedim ve saldırıya uğradım. Ajan diyenler bile var. İslamcılardan beni çok sıcak karşılayanlar da oldu.
  • Anadolu'nun çok ücra köşelerinde bile gençler beni tanıyor ve güveniyor.
  • Beni en çok etkileyen ve üzen şey, bir sistem karşıtı olarak, İslamcıların sistem dışı olmalarına karşın sisteme karşı olmayışları.
    Kimdir?
    Tanıl Bora: 1963'te doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İletişim Yayınları'nda editörlük yapıyor. Devlet, Ocak, Dergah (Kemal Can'la birlikte, İletişim, 1991); Yugoslavya: Milliyetçiliğin Provokasyonu (Birikim, 1991); Bosna Hersek: Yeni Dünya Düzeninin Av Sahası (Birikim, 1994); Milliyetçiliğin Kara Baharı (Birikim, 1995); Türk Sağının Üç Hali; Milliyetçilik, Muhafazakarlık, İslamcılık (Birikim, 1998) gibi çalışmaları bulunuyor.
    Kemal Can: 1964'te doğdu. A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Gençlik ve Toplum, Yeni Gündem, Ekonomi - Politika, Ekspres ve ArtıHaber dergilerinde yazdı. Devlet, Ocak, Dergah (Tanıl Bora'yla birlikte İletişim, 1991) adlı kitabı var. Gazetecilik ve yazarlık yapıyor.
    Ruşen Çakır: 1962'de doğdu. Nokta, Tempo, Cumhuriyet ve Milliyet'te çalıştı. Ayet ve Slogan (1990); Vatan Millet Pragmatizm (Hıdır Göktaş'la birlikte 1991); Resmi Tarih Sivil Arayış (Hıdır Göktaş'la birlikte, 1991); Ne Şeriat Ne Demokrasi (1994) adlı kitapları Metis Yayınları'ndan çıktı.