The Others Savaş: FP yöneticileri vampir

Savaş: FP yöneticileri vampir

08.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Savaş: FP yöneticileri vampir

Savaş: FP yöneticileri vampir


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, "RP'nin devamı olduğu" ve "laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle FP'ni kapatılmasını istedi



FP yöneticileri, kamu kurumlarında ve üniversitelerde başörtüsü ile mevzuatı uygulayan görevlilerinin laikliğe aykırı davranışta bulunduğunu ve suç işlediklerini iddia ederek, halkımızın bir bölümünü devletimize karşı kışkırtmayı alışkanlık haline getirmişlerdir'

Seçimlerden önce türbanını hiçbir şekilde çıkarmayacağını söyleyen Merve Kavakçı'nın Meclis'te yapacağı eylemi tüm FP milletvekileri ve parti yöneticilerinin önceden biliyordu. Basın toplantısına FP'li milletvekillerinin katılması, eylemin planlandığı ve teşvik edildiğinin açık delilidir.

"RP'nin kapatılacağını anlayan yöneticilerin FP'yi kurdurdukları, çocuklar dahi bilmektedir. Habis bir ur gibi demokrasimizin sağlıklı işlemesini engelleyen, Anayasal düzenimiz için daima 'açık ve yakın tehlike' oluşturmuş bu çeşit partilerin kapatılması Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatabilmenin vazgeçilmez koşuludur


FP'yi kurulduğu günden bu yana yakın takibe alan, İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı'nın TBMM'de türbanla yemin etme girişimine hemen el koyan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, FP'nin, "laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği" ve "RP'nin devamı olduğu" gerekçesiyle kapatılmasını istedi.
Başsavcı Savaş, Anayasa Mahkemesi'ne dün sabah gönderdiği iddianemede, önceki gün istifa eden Adnan Menderes dışında, FP'li 110 milletvekiline beş yıl süreyle siyasi yasak getirilmesini, TBMM üyeliklerinin düşürülmesini talep etti.
Başörtüsü kavgasının TBMM'ye taşınmasının sağlanması için Kavakçı'nın özel olarak seçildiğini iddia eden Savaş, FP Genel Başkanı Recai Kutan dahil, partinin tüm yöneticileri, milletvekilleri ve belediye başkanlarının "kandan başka bir şeyle beslenemeyen vampirler gibi halkın bir bölümünü devlete karşı kışkırtmayı alışkanlık haline getirdiğini" öne sürdü.
FP'nin yalnız RP'nin değil, Türkiye'de dini siyasete alet ettiği için kapatılan tüm siyasi partilerin devamı niteliğinde olduğunu belirten Savaş, "RP'nin kapatılacağını anlayan yöneticilerin kapatma tarihine yakın günlerde ve kendi yakınlarına 'Hülle partisi' olarak adlandırılabilecek şekilde FP'yi kurdurdukları, ülkemizde sokaktaki çocuklar tarafından dahi bilinmektedir" dedi.
Başsavcı, Meclis'te hanım milletvekillerinin başörtüsüyle yemin etmesine ve yasama faaliyetlerine katılmasına izin veren TBMM Başkanı Ali Rıza Septioğlu hakkında gereğini yapmanın ise görevli cumhuriyet başsavcılarına ait olduğunu söyledi.
Savaş, Anayasa Mahkemesi'nin kararları karşısında başörtüsü veya türban gibi dinsel kaynaklı giysilerle eğitim veya görev yapılması için girişimlerde bulunan veya destek veren siyasi partiler hakkında kapatma davası açmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da görevi kötüye kullanmak suçunun sanığı olabileceğini vurguladı.

'Kavakçı, özel seçildi'

Savaş'ın yedi sayfalık iddianamesinde, Kavakçı ve FP'lilerin TBMM'deki türban eylemi, kapatmaya yönelik talebin en önemli kanıtını oluşturdu.
Savaş, Kavakçı'nın Meclis'te yapacağı eylemi tüm FP milletvekileri ve parti yöneticilerinin önceden bildiğini, basın toplantısına FP'li milletvekillerinin katılmasının, eylemin planlandığı ve teşvik edildiğinin açık delili olduğunu kaydetti.
Seçimlerden önce "hiçbir zaman ve hiçbir yerde türbanı çıkarmayacağını" söyleyen Kavakçı'nın seçilebilecek bir yerden milletvekili adayı gösterildiğini belirten Savaş, başta Kutan olmak üzere tüm FP'li yöneticilerin TBMM'de türbanla yemin edebileceğinin propagandasını yapmaya başladığını bildirdi.
FP İstanbul Milletvekili Nazlı Ilıcak'ın iki özel televizyondaki açıklamalarının yer aldığı kaseti de Mahkeme'ye delil olarak gönderen Savaş, kasetlerin incelenmesinden, TBBM'de FP milletvekillerinin Kavakçı için yaptığı tezahürata dikkat çekti.
Savaş, bu olayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in TRT - 1'de "Politikanın Nabzı" programındaki değerlendirmeleriyle Başbakan Bülent Ecevit'in TBMM'deki
olay anında "çileden çıktığı" görüşüne yer verdi.
FP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ün 2 Mayıs'ta Kanal 7'de yayınlanan kasetini de deliller arasında gösteren Savaş, Gül'ün "...Başörtülü biri Meclis'te Anayasa'yı ihlal ediyorsa Meclis'in dışında da ihlal ediyor demektir" sözlerine atıfta bulunarak, laik devlet düzen aleyhine propaganda yaptığını öne sürdü. Savaş, Gül'ün sözlerinin Siyasi Partiler Kanunu'na göre FP'yi bağladığını kaydetti.
Savaş, TBMM İçtüzüğü'nde "türbanla yemin edilemez" yönünde yasaklayıcı hüküm olmasının eyleme meşruiyet kazandırmayacağını, Anayasa Mahkemesi'nin bu konularda kararı bulunduğunu anımsatarak, bu kararın yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığını vurguladı.
Anayasa Mahkemesi'nin RP'nin kapatılmasına ilişkin kararındaki, başörtüsünün "ayrım aracı" niteliğinde olduğu ve "dinsel kaynaklı düzenlemelerle girişimlerin Anayasa'daki laiklik ilkesine aykırılık taşıdığı" tespitini de anımsatan Savaş, Anayasa'nın 153. ve 138. maddesinin Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, gerçek ve tüzel kişileri bağladığına dikkat çekti.

'Türban anti - laiktir'

Anayasa'nın 68. maddesine göre, siyasi partilerin "Hukuk devleti ilkesine" uymakla yükümlü olduklarının öngörüldüğüne işaret eden Başsavcı Savaş, Anayasa Mahkemesi'nin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na eklenen ek madde 16'yı iptal ederken, "Laik bir devlette hukuk kurallarının kaynağının dinde değil akılda bulunduğu, kişilerin iç dünyasına ilişkin olması gereken dini inançlara göre yasal düzenleme yapılmasının" Anayasa'nın ilgili maddelerine aykırı olduğuna karar verdiğini anımsattı.
Savaş, Danıştay 8. Dairesi ile Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun "Yükseköğretim kurumlarında başörtüsü ve türban takan öğrencilerin Atatürk devrimleriyle laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı davrandıkları ve dine dayalı devlet düzenini benimsediklerini" kabul ettiğini ifade etti.
Savaş, Anayasa Mahkemesi'nin RP'yi kapatırken, genel başkan Necmettin Erbakan ile kimi parti yetkililerinin, mahkeme kararlarını etkisiz hale getirmek için resmi daire ve üniversitelerde türban kullanmayı teşvik eden laiklik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı konuşmalar yaptığını tespit ettiğini kaydetti.
Savaş, aynı kararda Erbakan'ın laiklik ilkesine ilişkin Anayasa ve yasa kuralları ile Anayasa Mahkemesi kararlarını gözardı ederek resmi daire ve üniversitelerde türban ve başörtüsü kullanmayı teşvik eden konuşmalarının laik düzen karşıtları için bir mesaj oluşturduğuna yer verdiğini belirtti.

'Dinsel inanç sömürüsü'

Savaş, Kutan dahil tüm FP'li yöneticilerin "kandan başka bir şeyle beslenemeyen vampirler gibi, vatandaşların bir kısmının dinsel inançlarını sömürerek laik devletle çatışmaya sokabileceklerinin bilincinde", Anayasa Mahkemesi'nin kararını hiçe saydığını belirterek şöyle devam etti:
"Meydan meydan, köy köy dolaşıp, tüm televizyonlardaki açık oturum ve söyleşilere katılarak 'Kamu kurumlarında ve üniversitelerde başörtüsü ile çalışma ve öğrenim görmenin vazgeçilmez bir insan hakkı olduğunu, yasaklar getiren mevzuat ve bunları uygulayan kamu görevlilerinin laikliğe aykırı davranışta bulunarak suç işlediklerini' iddia ederek, halkımızın bir bölümünü devletimize karşı kışkırtmayı alışkanlık haline getirmişlerdir."
Bu kışkırtmaların sonucunda, "Başörtüsüne uzanan eller kırılsın" sloganının atıldığını, toplantı ve yürüyüşler düzenlendiğini kaydeden Savaş, FP yöneticilerinin başörtüsü yasağının mutlaka kalkması gerektiğine ilişkin konuşmalar yaptığını ifade etti.
Açıkladığı bu eylemlerin FP'nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğini kanıtlayacağına indığını bildiren Savaş, Ankara DGM Başsavcılığı'nın suç duyurusundaki belgeleri de Yüksek Mahkeme'nin incelemesine sundu.
Savaş, söz konusu belgeler arasında, FP Denizli Milletvekili Ramazan Yenidede'nin basın açıklamasıyla Ankara DGM Başsavcılığı'nın "Milli Görüş" iddianamesi ve dayanağı delillerle FP Hatay Milletvekili Mehmet Sılay'ın mahkeme kararıyla toplatılan "Parlamentodan Haber" başlıklı kitasının göz önünde tutulmasını istedi.


'FP hülle partisi'

Anayasa'nın 69. maddesine göre "temelli kapatılan bir partinin başka bir ad altında kurulamayacağı" hükmünü anımsatan Savaş, "RP'nin kapatılacağını anlayan yöneticilerin FP'yi kurdurdukları, ülkemizde sokaktaki çocuklar tarafından dahi bilinmektedir" görüşünü savundu.
"Malum olanın ayrıca ispatı gerekmez ve ayak oyunlarıyla yanıltılabilen bir yargı saygınlık kazanamaz" diyen Savaş, RP'nin kapatılmasına ilişkin gerekçeli kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra kapatılan RP'nin 123'ü 24 Şubat 1999'da olmak üzere 147 milletvekiliyle, RP'li belediye başkanlarının tamamına yakınının FP'ye geçtiğini vurguladı.
RP'nin milletvekillerinden 21'inin 17 Aralık 1997'de kurulan FP'nin Genel İdare Kurulu ve Disiplin Kurulu üyesi olduklarını bildiren Savaş, başka nedenler olmasa bile Anayasa'nın 69. maddesine göre, bu durumun parti kapatma nedeni olduğunun gözden ırak tutulmaması gerektiği görüşüne yer verdi.
Savaş, FP'nin, yalnız RP'nin değil, aslında Türkiye'de dini siyasete alet ettiği için kapatılan tüm siyasi partilerin devamı niteliğinde olduğunu öne sürerek şöyle devam etti:
"Metastas yapan, habis bir ur gibi demokrasimizin sağlıklı işlemesini engelleyen, Anayasal düzenimiz için daima 'açık ve yakın tehlike' oluşturmuş bu çeşit partilerin kapatılması Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatabilmenin vazgeçilmez koşuludur."



Siyasi yasaklara Aydın Menderes dahil değil

Başsavcı Savaş, iddianamenin sonuç bölümünde, Anayasa'nın "Din ve vicdan hürriyeti"ni düzenleyen 24., Siyasi Partiler Kanunu'nun 87., Anayasa'nın "Cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen" 2., "siyasi partilerleri kurma, girme ve ayrılmayla ilgili" esasları düzenleyen 68., "siyasi partilerin uyacakları esasları" öngören 69. ve Siyasi Partiler Kanunu'nun "Demokratik devlet düzeninin korunmasıyla ilgili yasakları" içeren 78., "laiklik ilkesinin korunması ve halifeliğin istenemeyeceği" hükmünü öngören 86. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi halinde FP'nin temelli kapatılmasına karar verilmesini istedi.
Savaş, FP'nin kapatma nedeni sayılacak politikalarını benimsemediğini zaman zaman açıkça ortaya koyan Aydın Menderes dışındaki tüm üst düzey yöneticileriyle milletvekillerinin Anayasa'nın 69. maddesine göre, kapatma kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacağını ve ayrıca bunlardan milletvekili olanların milletvekilliklerinin Anayasa'nın 94. maddesinin son fıkrası hükmü gereğince sona erdirilmesine karar verilmesini talep etti.
18 Nisan seçimlerinde 111 milletvekilliği kazanan FP'nin halen TBMM'de 110 milletvekili bulunuyor. Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Aydın Menderes önceki gün partisinden istifa etmişti.