The Others Solculara vurun diyen devlettir!

Solculara vurun diyen devlettir!

25.08.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Solculara vurun diyen devlettir!

Solculara vurun diyen devlettir


MHP’nin aykırı sesi Yahnici bu kez “devletöi hedef aldı: “Devlet solcu eylemciyi ülkücü askere, ülkücüleri de etnik meseleler dolayısıyla onlara düşman askere dövdürendir"


       O, ideolojik MHP’nin “aykırı" ama “bilinen" destekçisi, kitle partisi olma yolunda ilerleyen MHP’nin “yeni" yüzü...
       Şevket Bülent Yahnici... İflah olmaz bir ülkücü olarak Gazi’de okuyup, Bentderesi Samanpazarı ve “Hergele Meydanıönda yetişti. Esnaf çocuğu. Hayatı, Ülkü Ocakları, Ülkücü İşçiler Derneği ve MHP’de geçti... 12 Eylül’den önce kendisine kurulan bir pusuda kardeşi öldürüldü. 12 Eylül’de askerdi. Mamak’ta sorgulandı. Hukukçu oldu.
       Şimdi MHP Genel Başkan Yardımcısı. Türkücü Neşet Ertaş’ın kasetlerini cebinde gezdirip, zaruriyetten kitap okuyor. Geri kalmamak için opera izliyor. Her kesimden dostu var. Kısacası hayatı politikanın gereği olmadan ülkücü olarak yaşıyor.
       ‘Polis uyuşturucuya yol veriyor’ diyen tek ülkücü olarak tanındınız...
       - Benim polisle kavgam olmaz. Polisimizle içiçe yaşadım. Polislerin ataması, terfisi, tayini gelir, bütün bu insanlara yardım ederek yaşadım. Şimdi tümüyle polis teşkilatını karşıma almam ve töhmet altında bırakmam mümkün mü?

       Öyle değerlendirenler oldu.
       - Öyle değerlendirenlerden birisi zaten Sadettin Tantan. Ben herkesin bildiği birşeyi tekrar ettim. Kıyamet koptu. Benim için Sadettin Tantan ‘Polisi tahkir ve tezyif ediyor’ diyor. Sadettin bey dürüst olduğunu iddia ediyorsa, benimle aynı safta, dürüst olmayan polisler karşı durmak zorunda.

       Tantan niye bundan alınıyor?
       - Evet niye alınıyor? Zaten devletin bütün organları alınıyor bu işten. Tantan benden şimdi ne bilgisi istiyor. Kendisi ‘Şahidim’ diyor. Şahit olarak Tantan’ın dinlenmesini istiyorum. Yüksekova - Marsilya hattı, bilinen hat, 100 milyon dolarlık uyuşturucu da bilinen rakam.

       Uyuşturucu kaçakçılığı, hayali ihracat ve işkence yok denilemeyeceğine göre devlet nerede dediniz? Devlet nerede?
       - Devlet çok enterasandır, özellikle olağanüstü durumlarda devleti her yerde görebilirsiniz. Devlet solcu eylemciyi ülkücü askere, kafese dizdiği ülkücüleri de etnik meseleler dolayısıyla onlara düşman askere dövdürendir. Ülkücülere sol görüşlü insanları biz yakaladık, siz de vurun diyen de devlettir. Devlet Mamak’ta kafese ülkücüleri dizip, vaziyet al demiştir.

       Mamak’taki “kafes"
       Nasıl yani?
       - Kafes bildiğimiz kafestir. Kafeste vaziyet alma gelip poponuzu kafese dayamadır. Harp okulunda 30 sene öğretmenlik yapmış, emekli tarihçi albayı Tahsin Ünal o kafeste dayak yemiştir. 20 yaşında bir er tarafından. Rahmetli Ünal’a, kafeste poposuna copla vurdurtan subay da Ünal’ın öğrencisidir... MHP davasından yargılanan bir arkadaşımıza Mamak’ta sabaha kadar işkence yapan er, ‘Elim kırılsaydı da vurmasaydım komünisttir bu vur’ dediler. İşte devlet bu...

       Yani devlet buralarda...
       - Devleti her zaman buralarda görebilirsin. Her zaman işkenceyi yapacak insanları bulursunuz. Bunlar çirkin şeyler. Bunu herkes yüksek sesle söyleyebilmeli. Bağırmalıyız.

       Halk devlete güvenmiyor
       Halk ne zaman bir devlet büyüğü görse zaten bağırır; ‘Nerde bu millet nerde bu devlet?’ diye. Halk devlete güvenmiyor mu?
       - Halk devlete kah güveniyor, kah güvenmiyor. Mecburiyetten güvenmek zorunda. Halk çoğu zaman devlete güvenmemekte haklı maalesef. Vergiye gidecek, vergi memurunu görmeden iş olmaz, gümrüğe gidecek gümrük memurunu görmeden iş olmaz, tapuya gidecek tabu memurunu görmeden işi olmaz... Böyle gelmiş böyle gider.

       Böyle gitmemesi için siz siyasi ahlaktan söz ettiniz. Sonuç?
       - Bakıyorsunuz bir sürü adam, meclis koridorunda herkesten daha namuslu geziyor. Ağzını köpürte köpürte, kükreye kükreye temiz toplum diye nutuk çekiyor, anlamak mümkün değil. Allah korkusu yok, vicdan yok, utanma yok, Bunların olmadığı noktada işte bu dediğiniz noktalara geliyoruz.

       Çatlı büyük bir milliyetçiydi
       MHP’deki Susurluk...
       - MHP’nin Susurluk içerisinde hiç yeri yok. Hiç olmadı.

       Susurluk’un kilit ismi Abdullah Çatlı’nın cenazesini Nevşehir’de MHP kaldırdı.
       - Çatlı’nın cenazesine ben de gittim. Çatlı benim evimde yemiş içmiş yatmış bir adam. Ama Çatlı’yı 12 Eylül’den sonra hiç görmemişim. Hiç bir ilişkisini de bilmiyorum.

       Anlatıldı. 12 Eylül’den sonra sizin kara koalisyon dediğiniz işadamı - bürokrat - polis - siyasetçi - hukukçu bağlantıları içinde yer alan Çatlı yazıldı. O zaman ne hissettiniz?
       - Yazık yazık!.. Çatlı büyük bir Türk milliyetçisiydi, o noktadan bu noktalara gelmişse yazık olmuştur. Acırım yazık olmuştur.

       Kırcı’nın MHP’de ne işi olabilir?
       Ya Af Yasası’ndaki Haluk Kırcı maddesi?
       - Bizim için bu bir zorluk değil. İdam konusundaki tavrımız Haluk Kırcı ile ilgili bir tavır değildir. Bir eşitsizliğin giderilmesi hadisesidir. Haluk Kırcı olabilirde, o işin içinde olmayabilirde. Haluk Kırcı vardır. Ama Haluk Kırcı olmasa da o noktada ki ısrarımızı devam ettirirdik.

       Kırcı’yı ilerde MHP’de görmek mümkün mü?
       - Kırcı’nın MHP’den adaylıkta ne işi var? Ne o aday olur, ne MHP’nin böyle bir problemi olur. Olmaz diye düşünürsek soruda yerinde kalır. Çünkü bizim için doğru bir soru değil.

       “Pavyon kapısındaki ülkücü dayağı yer"
       MHP’den “Temiz toplum" sesleri yükselince kafalar karışıyor. Ülkücü, Mafya...
       - Bakın net söylüyorum. Hırsızın, mafyanın ülkücüsü, devrimcisi olmaz. Pavyon kapısında bekleyen de ülkücüyüm diyor. Belki de bozkurt taşıyor, görürsem de yakasından çarpar alırım. ‘P...k hem pavyon bekliyorsun hem de ülkücülerin rozetini takıyorsun’ diye. Dayağı da yer o.

       Kitle partisine dönüşme çabalarınız tabanda rahatsızlık yaratıyor mu?
       - Onun sancıları olabilir. Bunu rahatsızlık olarak kabul etmemek lazım. Büyümeyi bir şişme haline getirmemek lazım. Sağlıklı büyüme lazım. Çünkü her büyüme, büyüme olmuyor, şişiyor patlıyor. Onun için ayağımızı yere basmak icap eder. Milli kimlikten taviz vererek globalleşmek bize ters. Önümüzdeki kongrede genel başkanın etrafında yeni bir yapılanma, yeni tüzük ve yeni program ve kadro yapılanmasına gidilecek. Bu yeni yapılanma ile bundan sonraki hedef tek başına iktidar hedefidir.

       Her atılan irticacı mı?
       Neden MHP değişti diye ısrar ediliyor?
       - Eskiyi inkar değil. Eski eskide kaldı. Eskiyi beraber yaşadık. İyi değildi, hoş değildi, güzel değildi yaşananlar. İBana kurulan pusuda kardeşimi kaybettim ben. İnsanlar bunları yaşadı. Değiştiler değişmediler... Niye değişelim?..

       Şimdi gündemde KHK var. O yöndeki tıkanmalar siyasi mi hukuki mi?
       - Bu konuda Milli Güvenlik Kurulu ısrar edebilir gibi birşeyler söylendi. Yani adına bölücülük, irtica dediğimiz fikriyata karşı olmak sadece silahlı kuvvetlerin görevi mi? İrticacı diye suçlarken, ordudan atarken hakikaten atılanlar gerçekten irticacı mı? İrtica ile uzak yakın ilgisi olmayan insanlar zarara uğramıştır. Halen uğruyor.

       Neden yasalaştırılmıyor?
       - Yasalaşması lazım. Zaten Türkiye Kanun Hükmünde Kararnamelerle yürütülüyor. 1983’den beri kanun kuvvetinde kararnamelerle gerçekleştirilmiş dev müesseseler var. Daha bunları kanunlaştırmamışız.