The Others Televoleci komünistler!

Televoleci komünistler!

29.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

ÇAPRAZ ATEŞ

Televoleci komünistler

Televoleci komünistler!

ÇAPRAZ ATEŞ

NURDAN AKINER - TUNA SAKALLI

MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun bile, "Bırakın Doğu’yu, Ankara’nın varoşlarını düşünün. 6 çocuğu olan ve akşam evine ekmek götüremeyen birisiniz. Televolelerde 60 kişinin nasıl yaşadığını görüyorsunuz. Ben olsam, belki komünist olurdum" derse, televole programları tartışmaya değmez mi?

Televole Programcısı Can Tanrıyar
Ne isteniyorsa onu veriyoruz

Televole Programı Genel Koordinatörü Can Tanrıyar: Türkiye’de son dönemlerde, "Televole kültürü" sözü, kalıp haline geldi, moda oldu. Önce, biz burada kültür programı değil, eğlence programı yapıyoruz. Müsteşar beyin açıklamasını son derece talihsiz buluyorum. Açıklamasında, "Televoleleri açtığınızda" demiş. Bu ismi kullanan programlar yayından kalkalı iki sene oldu. Tek bir Televole var, o da bizimki. Çağdışı yaşayanlar gelişmelerin farkına varamazlar. Televole toplumsal parçalanmaya yol açıyorsa, bütün eğlence programları da toplumu bölüyor demektir. Televizyonlarda zaten haberler milletin içini karartıyor. Biz de mi milleti ağlatalım? Güneydoğu’da 23 çocuklu bir ailenin de, Esenler’de bir marketin açılışında ekmek kuyruğuna girenlerin de dramını verdik. Ebru Gündeş de programa çıkamayacak mı? Kim bundan inciniyor anlamıyorum. Önemli olan herkesin kendi işini doğru dürüst yapmasıdır. Herkes kendi işine bakmalı. Biz hiçbir şeyi empoze etmiyoruz. Ama 6 yıldır en uzun soluklu program olduğumuzdan, eğlenceyi kaldıramayanlar bize sataşmaya çalışıyor. Biz kendimize bir aracı kurum gibi bakıyoruz. Ne isteniyorsa onu veriyoruz.

Prof. Murat Barkan
Etik anlayışıma uymuyor!..

Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Barkan: Programın kimliğini tanımlamakta zorluk çekiyorum. Zaman zaman medya etiğini ve algılama düzeyini çok alt düzeylere çektiği oluyor. Son beş yıldır bu ve bunun gibi programların kimin işine yaradığı sorusunun cevabını arıyorum. Çoğunlukla izleyicinin işine yaramadığı izlenimini elde ediyorum. Toplumu olumlu ya da olumsuz etkilediğini bir kamuoyu araştırması yapmadan söylemek bilimsel açıdan sakıncalı. Ama benim etik anlayışıma uymuyor.

Prof. Ünsal Oskay
Beğenmiyorum

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Oskay:
Televole ve bu tarzdaki programlar toplumsal yapıda parçalanmaya neden olmaz. Birçok bilimadamı medyanın, insan tutumları üzerinde birebirlik bir etki içinde olmadığını belirtiyor. İnsanların medyadan aldıkları mesajı hemen kabul etmediklerini biliyoruz. Eğer bu mesaj çok ilgi çekici bir şekilde kodlanmışsa ve zamanı iyi seçilmişse, akılda kaldığını görüyoruz. Televole programlarını ben de beğenmiyorum. Ama, demokratik bir ortamın oluşmasıyla medyadaki sorunların çözümü de daha kolay olacak.

Manken Tuğba Özay
Ben zaten komünistim

Ben zaten komünistim. Çok anlamsız bir açıklama. Ünlü olduğumdan dolayı ben de devamlı bu tip programlarda yer alıyorum. Sakıp Sabancı da, Levent Kırca da çıkıyor. Madem, yoksul ailelerin bu programı izlemesiyle, toplumsal uçurum daha da artırıyor, öyleyse devlet bu ailelere iş imkanı sağlasın. Öncelikle onların sosyal hayatı güvence altına alınsın. Olayın ahlaki boyutunu eleştirebilirim ama toplumsal yapı üzerinde olumsuz bir etkisi olduğuna inanmıyorum.

Prof. Edibe Sözen
Asıl zararı büyüklere

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Edibe Sözen: Kimse komünist olmuyor. Yoksullar için eğlenceli, masalımsı bir dünya veriyorlar. İnsanlar roman okur, film izler gibi televoleyi izliyorlar ve rahatlıyorlar. Yüksek gelirliler de rahatlamak için izliyor. Ancak bir taraftan da hayatı anlamsızlaştırıyor. Banu Alkan’ı göre göre, insanlar onu konuşuyor. Programın asıl zararı büyüklere. Çocuklar ise sadece eğleniyor.